♤BÖLÜM 8

1.3K 225 227
                                    


İYİ OKUMALAR...

Dakikalardır göğsünde sessizce ağlamaktan başka hiçbir şey yapmamıştım.Sessizce, nefeslerimizin çıkarmış olduğu senfoniyi, doya doya dinledim.Kocaman göğsüne,başımı yaslayarak kokusunu içime çekiyordum.Bana, kendimi hatırlatmıştı.Eski ve mutlu olan beni.Korkusuz olmayan, yalnız hissetmeyen beni. Küçük bir ders vererek mantığımı devreye sokmamı sağladı. Bu koca yıl bana mantığımla düşünmemi bile engelleyebilmişti.Önüme koyulan setten dolayı gerçekleri göremiyordum.Göremediğim gerçeklerin arkasına saklanarak,korkak bir yaşam sürüyordum.Bu ben olamazdım ki.Yaşadıklarımın bedelini ağır bir şekilde ödeyemezdim.Çünkü bunları hak edecek bir girişimde bulunmamıştım.

Yalnızca bir sınava tabi tutulmuştum.

Başımı, gayri ihtiyari bir yavaşlıkla, göğsünden ayırdım.Her ne kadar istemesem de.

Belimde olan kollarını omuzlarımda hissedince, içimde baş gösteren kelebekler kanatlarını hızlı bir şekilde çırpmaya başladı.Ses tonunu düzeltmek için öksürdü ve konuşmaya başladı.

"iyi misin?" meraklı sesi gerçekten ne hissettiğimi bilmek istiyor gibiydi.

Kafamı aşağı yukarı sallayarak cevap verdim."Evet, iyiyim."ağlamamdan dolayı kısık çıkan sesime lanetler yağdırırken, akan burnumu da utançla çektim.

Bugün fazlasıyla sulu göz olmuştum.Kendime hala inanamıyordum.İlk defa birinin karşısında bu derece ağlayabilmiştim. Ama bu beni fazlasıyla rahatlatmıştı.İçime atıp biriktirdiğim şeyler beni çıkmaz bir sokağa sokuyordu.Bu yüzden fazlasıyla bu histen korkuyordum.Ama içimi birine açtıkça,korkular beni yavaş yavaş terk ediyordu.

"Aybays abi niye ona sayıyıyosun?"dedi kıskançlık kokan bir ses tonuyla.

"Aaa o abla niye ağlıyoy ki?" Bu sefer ki ses tonunda kıskançlıktan ziyade mutsuz bir ses çıktı.

Konuşmasıyla, kendini hayran bırakıyordu.Ve anladığım kadarıyla da Aybars'ı çok seviyordu.Ya da hayran da olabilir.Çünkü kıskançlık sezgilerini buradan alabiliyordum.

Bacaklarımda hissettiğim,küçük ellerle beraber, Sude denilen minik kızın olduğunu anladım.Yavaş bir şekilde eğilerek, onun boyuna gelmeye çalıştım.

"Ağlamıyorum canım, sadece gözüme toz kaçtı."dedim elimi gözüme doğru götürerek silmeye çalıştım.

"Ama buyda toz yok ki.Teyzeler hep buyayı temizliyoy"dedi bilmiş bir şekilde konuşarak.Bu çocuklar, büyük insanlardan bile daha zeki olabiliyorlardı.

"Biraz varmış demek ki." inandırmaya çalışarak.

Küçük parmaklarını gözlerimin altında hissettiğim zaman kendime engel olamayarak, yüzümde kocaman bir gülüş sergiledim.

Parmakları, gözümün etrafında dolaşırken"Bence sen ağlama,çünkü ağlayınca çok çirkin görünüyorsun."söyledikleriyle birlikte kahkaha atmaya başladım.

Bu minikler bu kadar açık sözlü olmak zorunda mıydı?

Hem de Aybars'ın yanında.

Ah! Sude.

Benimle beraber, Aybars ve Sude de kahkaha atmaya başladı.

"Çirkin mi oluyorum?"dedim yalancı bir mutsuzlukla.

Küçük cadı yüzümdeki parmaklarını çekerek kulağıma koydu ve sessizce fısıldadı.

"Hayıy sen çok güzelsin, ağlayınca da güzelsin.Ama Aybays abi ben ağlayınca hep öyle söylerdi.Bende ağlamazdım."

İNANMAK İSTİYORUMWhere stories live. Discover now