Anxiety

1.9K 203 207
                                    

Ne kadar süredir bakıştığımızı bilmiyordum. Jungkook kıpırdayarak elindeki bavulu kenara koyduktan sonra düz ses tonuyla konuştu.

"Sabaha kadar burada mı bekleyeceğiz?" Jungkook'un sorusuyla kendime gelip boğazımı temizleyerek Jimin'i de kendimle birlikte kenara çektim ve biraz önce çıktığımız salona girmelerine izin verdim. Tam Jimin de arkalarından girecekti ki, kazağının arkasından tutup geriye çekerek kulağına fısıldadım.

"Bunu biliyor muydun?" Başını geriye çekip hızla iki yanına sallayarak cevapladı.

"Yemin ederim bundan haberim yoktu." Ona cevap vermeden içeriye girip ikisinin karşısındaki koltuğa oturduğumda, Jimin de yanıma oturmuştu. Koltuğun geometrik desenli yastığını kucağıma alıp kollarımı ona dolayarak, -ilginçtir ki son zamanlarda böyle otururken hissettiğim boşluktan dolayı kollarımın arasına bir şeyler alma ihtiyacı hissediyordum,- karşımda sessizce oturan ikiliye bakmaya devam ettim. Açıkçası, bu kızın evimizde ne işi olduğunu merak ediyordum. Jungkook'un mantıklı bir açıklaması olduğunu umarak gergin sessizliği bozdum.

"Bu tatlı arkadaşla bizi tanıştırmayacak mısın?" Cümlemdeki imayı anlayan Jimin'den gelen kıkırtılar, ciddi olmamı engelliyordu ama neler döndüğünü anlamak istiyordum.. Jimin'in karnına dirseğimle hafifçe vurduktan sonra, dikkatimi sonunda boğazını temizleyen Jungkook'a verdim.

"Noona, sana daha önce Hana'dan bahsetmemiştim.." Gözlerini kaçırdığında, hatasını anladığını umuyordum.

"Ailesi yurt dışında ve ev sahibi biraz huysuz olduğu için bir süreliğine kalacak bir yere ihtiyacı vardı." Oturduğum yerde huzursuzca kıpırdandım. O kızı bizim evimize getirmişti, bir de belirsiz bir süre bizimle yaşayacaktı.

"Pekala, o zaman ona senin odanı verirsin ve sen de salonda yatarsın." Onu eve getirirken bunu düşünmüş olmalıydı.

"Teşekkür ederim unni. Rahatsız etmemeye çalışacağım." Jungkook'la bakışırken, Hana dediği o kızın sesi kulaklarımı doldurmuştu.

"Sorun değil." Dedim yapmacık olmamasını umduğum gülüşümle. Ve devam ettim. Meram ettiğim birkaç şey vardı çünkü.

"Okuyor musun?" Neden hastanede olduğunu merak ediyordum, sormazsam öğrenemezdim.

"Lise bitince direkt olarak göreve başladım. Yani, hastanede sağlık görevlisi olarak çalışıyorum." Anlamışçasına başımı salladım. Demek orada çalışıyordu.. Anladığım yanlış anlamayı kendimce düzeltmek istercesine gülümsemeye çalışsam da, pek başarılı olamamıştım. Pekala, bu kız hiç beni görmüş gibi davranmıyordu. Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki, Jungkook'un sesiyle ona döndüm.

"Pekala, o halde Hana artık yatsın noona. Bugün çok yoruldu." Jungkook'un tavırlarını şaşkınlıkla izlerken, ayağa kalkıp Hana'yı da kaldırdı ve odasına götürmek için işaret verdi. Hana hafif eğilerek Jimin ve bana iyi geceler diledikten sonra hızlı adımlarla Jungkook'u takip etti. Derin bir nefes aldıktan sonra, yanımda hala kıkırdayan Jimin'e bakıp sinirle soludum.

"Ne var? Ne gülüyorsun?" Cümlemi bitirir bitirmez kahkaha atan Jimin'e ters ters baktığımda konuşmaya başladı.

"Noona," Konuşurken gülmeye devam etmesi sinirimi bozuyordu.

"Kıza sanki Jungkook'u istemeye gelmiş gibi davrandın." Ne demek istediğini anlayana kadar konuşmaya benimle dalga geçerek devam etti.

"Okuyor musun?" Biraz önce oturduğum yere oturarak karşısında birisi varmış gibi konuşuyordu.

"Oğlumuzu rahat ettirebilecek misin? O çok sorumluluk aldı. Biraz rahatlamaya ihtiyacı va-"

NONETHELESS ✴  [ Kim SeokJin ] ✔Where stories live. Discover now