...

5 1 0
                                    

Lanet olsun. Bugün onu sevdiğimi anladım. Lanet olsun. Ona belli etmemeye çalışıyorum. Ki bence başarıyorum. Kanka diyorum. Arkadaş gibi konuşuyorum yani... Bana intikam alacağımı ve intikam olarakta bizim birbirimizi bir aralar sevdiğimizi söyleyeceğimi söyledi. Dedim ki "Benim önce intikam almam için nefret etmem gerekirdi. Ama ben kimseden nefret etmiyorum. Baba zarar veren insanlardan nefret etseydim birsürü nefret ettiğim insan olurdu. Ve ben bana yapılan kötülüklerin depresyonuna girmek yerine o kişinin yaptıklarını unutmaya çalışırım. Hatırlarsam o insandan nefret edebilirim. Dedim. Cevap vermedi. Sonra çektiğim bir video attım. Önce baktı. Sonra sanırım birdaha baktı ve "Ohh mütişsin...(öpücük, kalp)" bende "Teşekkürler (gülücük)" aslında bende ona öpücük atmak isterdim. Ama unutamadım yaptıklarını... Garip olan ondan nefret etmiyorum. Sonra dedi ki "Çok güzelsin." O anda bana yazıyor sandım. Sonra dedi ki "Yani çıkmışsın." Bende "Teşekkür ederim. Fakat sanırım telefona teşekkür etmem gerekiyor. Çünkü o beni güzel çekmiş anladığım kadarıyla..." dedim. Dedi ki "Hayır. Sen güzel olmasan kamera mı seni güzel çekecek?" Bende "Yine teşekkür ederim (gülücük)" attım.
1 gün sonra...
Bugün bayram dolayısıyla bayram gezmesine gidecektik. Bende Berk'e sürekli elbise rengi soruyordum. O da hep "Siyah yada beyaz giy." diyodu. Siyah olan elbisenin beyaz çiçekleri var. Beyaz olanda gelinlik gibi. Sarı bir elbisem vardı. Onun sırtı açık. Pembe olanında sırtı açık. O yüzden de olabilir. Bugün Berk sordu;
-Bugün ne giyeceksin?
-Bilmem seçiyorum.
-Bende
-Babaanneme gidecekmişiz.
-Anlıyorum.
-Anladığını biliyorum.
-Gidiyoruz...
Açıkçası ona karşı bir duygu besliyor muyum bilmiyorum. Ama ona herşeyi unutmuş gibi davranmaya çalışıyorum.
Artık dans etmiyorum. Şarkı söylemiyorum...
Sanırım yavaş yavaş ona olan kızgınlığım geçiyor. Çünkü hala seviyorum...

1 hafta sonra...
Bugün okul açılıyor. Okul açılınca Berkle aramızdan hiçbişey geçmemiş gibi davranacağım. Okula gittim. Herkese sarıldım. Eda'yada. Edayla internetten tanıştım. Daha önceden Berk ona yazıyordu. Oradan tanıyorum. Aslında doğruyu söylemek gerekirde herkesten en iyi ben biliyorum Berk'i. Kanka halini, başkasına aşık halini, kendine aşıkkenki olan halini, kızdığı halini, kendinden nefret ettiği halini... Onu belki annesinden bile iyi tanıyor olabilirim. Bunu şu an onun en yakın arkadaşı bile benim kadar iyi tanımıyor. Okuldayken Berk yanıma hiç gelmedi. Ve sonra diğer "POPÜLER" grupla takıldı. Bende tüm gün Senayla gezdim. Okulda başka sınıftaki kişiler beni görüp el sallıyor. Berk'e eve gelince sordum;
-Okulda neden hiç yanıma gelmedin?
-Sena yanındaydı.
-Ya aslında bende gelmedim. Ama konumuz o değil. O konuyu başka bir zaman tartışırız.
-Ösldflg
-Ya aslında Sena hariç başka kızlarlada gezdim. Ama...
Daha sonra Eda ile mesajlaştık. Eda sordu.
-Kanka neden yanımıza gelmedin?
-Utanıyorum kanka.
-Utanma kanka. Utanıcak birşey yok.
-Grupta tanımadıklarımda varya...
-Tamam kanka yarın beraber gezicez. Tamam mı?
-Tamam
-Bu arada seni çok sevdim. Sen çok tatlı bir kızmışsın.
-Teşekkür ederim. Sende öylesin.
-Ya yerim kankaa...
1 gün sonra...
Sabah okulda arkadaşımla geziyodum. Abi dediğim bir arkadaşım, Berk ve arkadaşları geldi yanıma. Abi dediğim arkadaşım sordu. Neden saçlarında yüzünü kapatıyorsun diye. Can'da "Osmanlı döneminde kızlar kapatırdı ya..." Diyerek gittiler. Doğruyu söylemem gerekirse çok ŞAPŞALLAR... Daha lafa gerek var mu bilmiyorum... Neyse seviyorum bunları ya... Çok kafa takılıyorlar. Sağlam dostluk...
Aslında herşeyi unutmuş gibi gözükebilirim şu an ama hala unutmadım, unutamadım, unutamıyorum...
Keşke o da yine beni sevse... Ne gizel olurdu. Yine kıskansa, sarılmak istese, buluşmak istese...
Çok özledim. Tamda şu an ihtiyacım vardı ona... O beni bıraktı.
O beni kimsenin kıramayacağı kadar çok kırdı... Çıkış saatinde yağmur yağdığı için ve benimde yanımda şemsiye olmadığı için koşmaya hazırlanıyordum ki Ceren'in şemsiyesi var. Ve şemsiyenin altında "ABİ" dediğim şahıs ve Berk'de orada. Gittim yanlarına. Berk benle konuşacak gibi bana bakıyor. Bende ona "Merhaba" diyince sanırım beni gerçekten deli sandı ve yüzüme uzun bir süre baktı. Sonra Berk, Ceren'e "Hadi gidelim" dedi. Cerende daha birkaç kişinin daha geleceğini söyleyince Berk, çantasını kafasının üstüne kayarak koşmaya çalıştı. Benim üzüldüğüm konu aslında şurada bana niçin deliymişim gibi bakıyordu. Yanımda Sena'da yoktu. Buna rağmen benle konuşmadı. Bende Cerenin şemsiyesinden ayrıldım. Çünkü birkaç tane daha insanın gelmesine dayanamazdı ayakkabılarım. Convers ve bez bir ayakkabı olduğundan dolayı kolay su geçirecektir. Ama yürürkende ayakkabım ıslanacaktı. Önemi yok... Tam kapının önünde Berk bana "Meltem" dedi. Yanımdaydı. "Efendim" dedim. Biraz kırgın bakıyordu. "Neyse boşver" dedi. "Efendim" kelimesini biraz keyifli söylediğim için "Neyse boşver" demiş olabilir...
Perşembe...
Bugün çok farklı hissediyordum kendimi. Okula gidince camın önünde dans ediyordum. Ve tam o sırada Berk'te bir arkadaşıyla camdan beni izliyordu. O anda çok utandım. Ama önemi yok. Onunda bana gülerek baktığını görüyordum. Nasıl dans ettiğimi merak ediyordu. Görmüş oldu. Öğlen Senayla sinirlerimiz çok bozuldu. Ve deli gibi gülmeye başladık. Gülmekten gözümüzden yaş mı gelmedi, karnımız mı ağrımadı... Naparsak deli gibi gülüyorduk. Ve bu sırada Berk ve arkadaşıda deli gibiymişiz gibi bana bakıyor. Hem şaşırmış hemde gülerek. Nereye gidersem peşimden geliyorlarmış gibi hissediyordum ben ki geliyorlardı. Arkadaşlarımın yanına gittim. Gittiğimde Berk, arkamdan geldi ve bana "Boyun uzamış" dedi. Bende "Teşekkür ederim" dedim. Sonra bir kız arkadaşımı Berk'in arkadaşı çağırdı ve birşeyler konuştular. O konuşulanları kız arkadaşım anlattı bana. Berk, ona aşıkmış. Defterinde onun ismi yazıyormuş. Bizde buna inanmayıp sınıfına girip çantasındaki kitaplara baktık. Yazmıyordu. Bunu ona akşam gidince söyledim. Aslında biraz üzülmüştüm. Ama ne önemi var...
Bugün günlerden cumartesi. Gruptan konuşuyorduk. Ve konuşurken Berk'in beni ahşaladığını hissediyordum. Ve bu hiç hoş bişey değil. Berk artık o kadar çok sabrımı taşırmıştı ki onun damarına basmak istedim. Ve ona şu an hoşlandığı kız hakkında bişey söyledim. O da buna çok kızdı ve bana dedi ki "Benle 1 hafta sakın konuşma Meltem!" Bu beni ağlatacak kadar ağır bir sözdü. Kabul ediyorum. Hata bende. Ama 1 hafta. Off umarım hızlı geçer...
1 hafta sonra...
Bugün babaanneme gidiyorduk. Ve bugün artık benle muhattap olacak jxjxjdjdj Bunu ona mesaj attım. Ve abi dediğim arkadaşımın en yakın arkadaşı benden hoşlanıyormuş. Tüm gün onunla konuştum... Çok iyi birine benziyor. Ama gerçekten bilmiyorum. Berk'i hala severken napabilirdim?... Keşke hala sevse beni... Hayal kursak birlikte, yakın olsak... Onun bana yaptığı şey üzerine benim ona trip atmam gerekiyordu. Ama o, benim atmam gereken tribi attı. Ben sırf o kırılıp, üzülmesin diye trip atmazken o, bana benim atmam gereken tribi atıyor...

GÖNDERİLMEMİŞ MEKTUPLARWhere stories live. Discover now