40

342 10 0
                                    

Ne tuhaf, durmadan kralı düşünüyorum. Ne yapsam da ne kadar başımı sallasam da, bana hep şöyle diyen bir ses var kulağımda: “Bu kentte, bu saatte, buradan çok uzak olmayan bir yerde, başka bir sarayda, bütün kapılarının önünde nöbetçiler olan bir adam; senin gibi halkın içinde biricik; ama tek bir farkı var: Sen ne kadar aşağıdaysan, o kadar yüksekte o. Bütün yaşamı dakikası dakikasına, yalnızca zafer, büyüklük, zevk ve sarhoşluk dolu. Çevresindeki her şey; aşk, saygı ve hayranlık. En yüksek sesler bile alçalıveriyor onun önünde konuşurken ve en gururlu alınlar bile eğiliyorlar karşısında. Gözlerinin önünde yalnızca ipek ve altın var. Bu saatte, herkesin, düşüncesini onayladığı bir bakanlar kurulu toplanmış olmalı; ya da yarınki av partisini, bu akşamki baloyu düşlüyordur. Eğlencenin saatinde başlayacağından emindir ve arzularının yerine getirilmesini başkalarına bırakmıştır. Ama bu adam da senin gibi etten ve kemikten yapılmış! Ve hatta şu anda bile, o korkunç makinenin yok olması, her şeyinin, yaşamının, özgürlüğünün, servetinin, ailenin sana geri verilmesi için onun, bir kâğıt parçasının altına kendi adının yedi harfini71 bu kalemle yazması yeterli olacaktır, ya da yeter ki onun saltanat arabası, senin at arabanla karşılaşsın! Ve iyi bir insandır; belki de başka bir şey istemez!”

Bir İdam Mahkumunun Son GünüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin