10

853 19 0
                                    

İşte benim hücrem: Alanı sekiz ayak46 kare. Dış koridordan bir basamak yüksekteki bir döşeme taşının üstüne diklemesine yerleştirilmiş dört taş duvar. Girişte, kapının sağında, bir yataklık çıkıntı var. Üzerine de bir kucak saman atılmış; herhalde yaz kış bez pantolon ve çadır bezinden bir ceket giyen mahkûmun bu çıkıntının üzerinde yatıp dinlendiğini, uyuduğunu sanıyorlar. Başımın üstünde, gökyüzü yerine, paçavra izlenimi veren kalın örümcek ağlarının sarktığı, “mermi başı” biçiminde, böyle adlandırıyorlardı, kapkara bir kubbe uzanıyordu. Üstelik, pencere de, hava deliği de hak getire. Üstüne kaplanmış demirlerden tahtası görünmeyen bir kapı. Bütün bunları anlatırken unuttuğum bir şey varmış: Kapının ortasında, biraz yukarıda, gardiyanın geceleri kapatabileceği, haç biçimindeki bir demir parmaklıkla bölünmüş, dokuz parmak genişliğinde küçük bir pencere var. Dışarıda, duvarlardaki dar hava deliklerinin yardımıyla aydınlanan ve havalanan, bir dizi kemerli ve basık kapılarla birbirine bağlanan bölmelere ayrılmış çok uzun bir koridor var; bu bölmelerin her biri, benimkine benzeyen hücrelere giriş odası görevini görüyordu. İşte bu hücrelere, cezaevi müdürü tarafından disiplin cezalarına çarptırılmış kürek mahkûmları konuyor. İlk üç hücre idam mahkûmlarına ayrılmıştı; çünkü gardiyanın odasına yakın olduklarından, onları denetlemek daha kolay oluyordu. Bu hücreler, on beşinci yüzyılda burayı yaptıran ve aynı zamanda Jeanne d’Arc’ı yaktıran Winchester kardinalinin eski Bicêtre Şatosu’ndan geriye kalanlardı. Bunları, önceki gün, hücremde beni görmeye gelen ve hayvanat bahçesindeki bir hayvana bakar gibi uzaktan izleyen “meraklılar”dan duydum. Hatta gardiyan bu gösteriden yüz kuruş almış. Hücremin kapısında, gece gündüz bir nöbetçi askerin durduğunu ve gözlerimi kare biçimindeki gözetleme deliğine her kaldırışımda, onun sürekli açık ve sabit gözleriyle karşılaştığımı söylemeyi unutuyordum az daha. Üstelik, bu taş kutunun içinde hava ve ışık olduğunu sanıyorlar.

Bir İdam Mahkumunun Son GünüOù les histoires vivent. Découvrez maintenant