Aşkla Boğulmak- Sophie ?

524 29 5
                                    

Imm,sonu hoş oldu bencee.Ve bu arada multimediaa :D <33

Düşünün.Genelevden bir kızı kolundan tutup dışarı çıkardığınızda üstünde ne olur ? Benimkinin üstünde sıradan hatta vasat bir kot pantolon ve bol bir tshirt vardı.Sık sık iç çekiyor ve gözlerinden düşen yaşları siliyordu.Torpidoya uzanıp paketten bir sigara çıkardığımda gözleriyle beni takip etti. Sigarayı dudaklarıma götürdükten sonra bakışlarımı boş yoldan çekip ona çevirdim.

''Adın ne ? '' Evet hala bilmiyordum.

''Lucy.'' Kestirip atması utangaçlığından mı yoksa cool olmasından mı emin değildim.Ama bir şekilde düzelecekti.

''Francisco.'' Birkaç saniye sessizlik oldu. ''İçmem seni rahatsız ediyor mu?'' dedim gözlerimle sigaramı işaret ederken.Başını olumsuz anlamda salladı.

''Sigara kokusunu severim.'' Tek kaşımı kaldırdım.

''İçiyor musun ? '' Bu Jackson'ın hoşuna gitmezdi.Her ne kadar kendisi bir sigara tiryakisi olsa da,kadınlarda sevmezdi sigarayı.

''Hayır.'' Aradaki buzulları gören var mıı ? Ne diyorum ben,kız neler yaşadı kimbilir.Böyle olması doğaldı.

''Kaç yaşındasın ? '' Parmaklarıyla oynarken cevap verdi.

''17.'' Birkaç saniye geçtikten sonra gözlerini bana dikti. ''Sen kaç yaşındasın?'' Kendi isteğiyle konuşması üzerinde gülümsedim.

''19.'' Anladığını belli eder bir ses çıkardı.Müzik çalardan Lana Del Rey'in Serial Killer çarkısının yükselmesiyle yüzüne bir gülümseme yayıldı ve şarkıya eşlik etmeye başladı.

Wish I may, wish I might 


Keşke yapabilsem, keşke yapabilseydim

 
Find my one true love tonight.

 
Bu gece gerçek aşkımı bulabilseydim 


Do you think that he

 
Sence o

 
Could be you? 


Sen olabilir miydin?

...

Şarkı söylerken kendinden geçiyordu.Çocuklaşıyordu.10 dakika önce yanımda mimiksiz oturan kız yok gibiydi.Herşeyden soyutlanmış şekilde şarkıya eşlik edişini izledim.Başını yavaşça sağa sola yatırmasını,saçlarını parmaklarına dolamasını,gülümsemesini.Şarkı bittiğinde gözlerini açtı,ona baktığımı gördüğünde hafifçe kızardı.Utanması içimi burkmuştu.Daha fazla bakmaktan vazgeçip önüme döndüm.

''Şarkı söylemeyi seviyorsun ha?'' dedim gözlerim hala yoldayken.Şehrin kalabalığına karışmamıza az vardı.

''Hayatımdan kısa süreliğine kaçabilmem için tek kapı o oluyor.'' Gözlerine yine o anlam veremediğim bakış çöktü.Alt dudağı titremeye başladı.Ağlayacak mıydı ? Yanlış bir şey mi sormuştum ? Bu kız...Çok zordu.Anlaması çok zordu.Yanında söyleyeceğin kelimeleri seçmen gerekiyordu ve o lanet kelimeleri bulmak çok zordu. 

''Ben de şarkı söylemeyi çok severim.'' Aklıma gelen ilk şeyi söylemiştim.Ağlamasını istemiyordum.Nedenini anlayamadığım bir merhamet duyuyordum sanırım.Daha yarım saat önce gördüğüm birine hem de.Bana bakıp zorlama bir şekilde gülümsedi.Gülümsemek için kendini zorlaması içimi daha da acıtmıştı.Tanrım.

Şehir merkezine geldiğimizde önümüzdeki yüzlerce arabanın hepsine küfür savurdum. Abartmıyorum.Yüzlerce.Abim kızı götürecekti ama eziyetini ben çekiyordum.Aklımda Sophie vardı,bugün birinci yıldönümümüzdü ve ben hala buradaydım.Direksiyona vurup küfretmeye devam ederken gözüm yana kaydı.Korkmuş bir şekilde bana bakıyordu.Yine onu incitmiştim ya da iyi davranmaya çalışırken her ne bok yiyorsam tekrarlamıştım.İçim pişmanlıkla dolarken bunun nedenini çözmeye çalışıyordum.Belki de geçmişte yaşamış olabilecekleri beni dehşete düşürüp ona karşı iyi olmaya zorluyordu.Kimbilir.

''Seni korkuttum mu?'' Başını olumsuz yönde salladı. ''Bugün sevgilimle 1.yılımız.Aslında şu an onunla yemekte olmam gerekiyordu ama abimin işlerine bakmakla meşgulum.Herneyse korkuttuysam özür dilerim.''

''Onu gerçekten seviyor olmalısın.'' dedi ifadesiz bir sesle.Bence merak ettiğinden falan değildi de,canı sıkılmıştı ve muhabbet etmek istiyordu.Bence.

''Ah,kesinlikle hayır.Tam bir baş belası.Onun yerine abim olabilecek birsürü adam varke-'' Sözümü bölüp araya girdi.

''Sevgilin.Sevgilinden bahsediyordum.'' Gerçekten seviyor muydum? Bunun cevabını bir yıldır ben de bilmiyordum.Bana iyi geliyordu.Onunla eğleniyordum.Benden 5 yaş büyüktü ve olgun olması hoşuma gidiyordu.Onu sahiplenmek hoşuma gidiyordu.Birini sahiplenmeye ihtiyacım vardı ve o tam zamanında geldi.Sanırım bütün olay buydu.Sevgiye benzeyen bir şeyle içimdeki boşluğu dolduruyordu.Sevgi miydi ? Hayır.Bırakmalı mıydım ? Evet. Bırakacak mıydım ? Hayır.Benim olanın başkasının olması ihtimali bile gözümü döndürüyordu.Bunca zamandır yanımda olmasının tek nedeni buydu galiba,bencil piçin teki olmam.

LUCY'NİN AĞZINDAN

Uzun bir süre birşey demeden yola bakıp düşüncelerine dalınca pot kırmış olabileceğimi farkettim.Ah,bok kafam.Neden her şeye burnumu sokuyordum ki ? 

''Ben yanlış birşey söylediysem özür dilerim.'' dedim utancımdan iyice koltuğa gömülürken.Ama o beklediğimin aksine bana bakıp sırıttı.

''Yoo yanlış birşey söylemedin.Bunu cevaplaması biraz zor.'' Derin bir nefes aldı. ''Sanırım yanımda olmasını seviyorum.'' Bu sevmiyorum demenin süslü yolu falan mıydı ? Aslına bakarsak,ımm sanırım Francisco'ydu,iyi birine benziyordu.Sert,aksi,huysuz züppelerden değildi.Bu düşünce bana birkaç saniyelik deli cesareti getirdi ve

''Bana ne olacak ?'' dedim bir anda.Bunu içimden düşünmüş olmam gerekiyordu.Ama çoktan dışımdan söylediğimi farkettiğimde sertçe alt dudağımı dişledim.VE O KIKIRDADI.

''Birkaç ay abimin hatunusun.O geberip gidince fazlasıyla yardımsever bir insan olduğum için sana güzel bir ev ve bolca para vereceğim.Belki bir de iş.'' Geberip gidince ? 

''Birkaç ay sonra ölecek mi yani?'' dedim gözlerimi kocaman açarak.Bana bakıp yine kıkırdadı.

''Şansımız varsa 4 ay sonra,evet.'' Abisinin ölmesi fikri yüzünde gülümsemeye neden olmuştu.

''Neden ölecek?'' Omuz silkmekle yetindi.Ben de daha fazla soru sormamaya karar verip arkama yaslandım,gözlerimi kapatıp bu sefer söylememeye dikkat ederek kendimi çalan şarkıya bıraktım.

Francisco beni dürtüp şekerlememden uyandırdığında araba gösterişli bir villanın önünde duruyordu.Burada mı yaşıyorlardı ? Dahası,ben artık burada mı yaşayacaktım ? Vay canına.Saate baktım,23:13.Francisco'nun dışa vurmadığı sinirini tahmin edebiliyordum.Sevgilisinin hissettiklerini de tabiki.Biraz kötü hissettim,ama benim suçum değildi ki.

Geniş merdivenlerden yukarı doğru tırmanan Francisco'yu takip etmeye başladım.Tanrım ev BÜYÜLEYİCİYDİ.Tüm eşyalar adeta 'Hey bakın ! Bana bir dolu para döktüler. 'diye bağırıyordu adeta.Beynimde milyon tane soru dönüp duruyordu ama sormaya çekiniyordum.Sonuçta öğrenecektim.

Francisco,3.kattaki son odaya girdi,ben de peşinden girdim.Ve gördüğüm şey midemi ayaklandırdı.Kusacaktım.İri yarı bir adam,esmer bir kızın üstünde... AH OLAMAZ.Francisco'ya baktım gözleri dolmuştu ve biraz sonra patlayacak gibi bakıyordu.Ne olduğunu anlamaya çalışırken Francisco'nun ağzından o sinirli görüntüsüne hiç uymayan yumuşak ve hüzünlü bir tınıda 'Sophie' ismi döküldü.Bir saniye.Sophie ? Sevgilisi ?  Ve abisi ? AMAN TANRIM.

Aşkla BoğulmakWhere stories live. Discover now