Tanıtım

82.7K 2.3K 325
                                    




" Her eylem yeniden diriltir beni, nehirler düşlerim göl kenarında..." diye mırıldandım tam karşımda ellerini yumruk yapmış özgürlüğünü arayan gençlere bakarken. Biraz önce ben de onların arasındaydım aslında. Yani komiser Murat " Yenge birazdan müdahale edeceğiz gruba. Seni buradan uzaklaştıralım." Diyene kadar aralarındaydım. Şimdi bir banka oturmuş uzaktan izliyorum. Zaten son zamanlarda çok ayakta duramıyorum. Elif ve Merve'ye de söyledim polisin müdahale edeceğini ama önemsemediler.

Geçen sene olsa ben de önemsemez ve yerimde kalırdım belki de. Ama şimdi öyle değil. Her şey değişti. Bütün hayatım. Önemsediklerim. Önemsemediklerim. Düşüncelerim, duygularım. Ve en çok da ben değiştim sanırım.

Ne değiştirdi bu kızı diye merak ettiniz değil mi?

Hamza...

Bizim hikâyemiz yağmurlu bir günde başladı. Hayır, doğduğum gün değildi o gün. Ölüme koştuğum gündü.

O bir kartaldı yarasını saklayan...

Ben yağmurdum ancak kendini ıslatan...

Ben uçmayı bilmeyen ama gözü yükseklerde olan bir serçeydim o zamanlar o ise öte diyarlara sevdalı ama bu dünyada asılı kalmış özgür bir kartal...

Ben yağmursam o yakıp kavuran bir yaz güneşi...

Ben ıslaktım o ise dağ gibi heybetli, adı gibi korkusuz, yürekli...

Uzun ve yorucuydu bizim yolculuğumuz. Ama yorulan bedenimiz değil ruhumuzdu.

Hepsini anlatacağım merak etmeyin.

Polis araçlarının siren seslerini duyuyorum, birkaç sokak ileriden başlamışlar acı acı çalarak gelmeye. Kalabalık gruba bakıyorum. Dağılmaya pek niyetleri yok gibi yine. Kalkıp gitmek istiyorum evime. Ama bir şey tutuyor beni burada. Artık izlemek istemesem de arkadaşlarımın bu boşa çırpınışlarını yine de bırakıp gidemiyorum onları. Bir şey yapmalı diye mırıldanıyorum kendimce. Bir şey yapmalı...

Yazmalı, çizmeli, anlatmalı. Hamza'yı anlatmalı mesela. Özgürlüğü arayışımızı, direnişimizi, kaybolup kaybedişimizi... Sonra yeniden kalkıp zafere gidişimizi... Anlatmalı, herkes bilmeli; okumalı.

Anlatacağım merak etmeyin. Hepsini anlatacağım tabi ki.

Polisin müdahalesi gecikmiyor işte. Siren sesleri ile megafondan bir polis dağılın uyarısı yapıyor gençlere. Ama onlar ellerini yumruk yapmış ve göğe kaldırmış devam ediyorlar özgürlük türkülerine.

"Alev alan ateş söner mi hiç? Özgürlük türküleri biter mi hiç? Göğe savrulan yumruklar... Zalim gitmedikçe iner mi hiç?"

YAĞMUR'UN SESİ Where stories live. Discover now