2. ÖZEL BÖLÜM "Tatlı Cadı, Tatlı Dil ve Tatlı Aşk"

En başından başla
                                    

"Ayrıntılara girmene gerek yok..." dedim yüzümü buruşturarak.

"Tamam..." deyip kıpırdandı. "Konumuza dönelim. İşin aslı, benim fark etmemden ziyade senin fark etmeni bekledim. Ne tepki vereceğini... Bunu çok isteyerek bekledim, çünkü beni kıskanman aşırı hoşuma gidiyor. Kıskanınca acayip tatlı oluyorsun..."

Gözlerimi kırpıştırıp bakışlarının etkisini azaltmaya çalıştım.

"Konuyu dağıtma!" dedim azarlar gibi. "Madem farkındaydım, neden sinirlendiğim gece kadının iyi niyetli olduğunu söyleyip duruyordun?"

Bana iyice yaklaştı, yüzlerimizin arasında bir karışlık mesafe ancak vardı.

"Seni denedim."

"Denedin mi?"

"Ne kadar ileri gidebileceğini merak ediyordum."

"Bu kulağıma pek de iyi gelmedi. Dün gün boyunca surat ifaden pek de memnun olduğunu göstermiyordu ama."

"Çünkü bu kadar ileri gideceğini düşünmedim. Beni yataktan atmanı bile düşünmezken sen gidip salonda yattın! Gece ilerlediğinde geleceğini düşündüm ama onu da yapmadın."

Şaşkın ve kafam karışmış halde ona baktım.

"Gerçekten beni sınadın mı? Yoksa sırf aramız düzelsin diye böyle mi konuşuyorsun?"

"Narin..." diye mırıldandı. "Sürekli çelişkili konuştuğumu söyleyen sendin, çünkü gerçekten düşünmediğim şeyleri konuşuyordum. İnsan inanmadığı fikirleri konuşunca cidden saçmalayabiliyor."

"Bunu yaptığına inanamıyorum! Sırf kendi keyfin için beni böyle sinir ettiğine inanamıyorum! O kadını gerçekten koruman bile bundan daha iyiydi!" diye ardı ardına kızgın sözlerimi sıraladım.

"Emin misin?" dedi kaşlarını kaldırarak. Dudaklarımı büzdüm.

"Tabi ki değil. Her seçenek sevgili komşumuzu savunmadan çok daha iyidir!"

Bu sözlerimle kuvvetli bir şekilde güldü. Gülüşü benim de gülümsememe sebep olmuştu, bunu engelleyemiyordum. Ayrıca ona da izin sunmuş gibi olmuştum. Yüzünü iyice yaklaştırdı, beni öpecekti ve halledilmemiş meselemiz dururken ne kadar istesem de buna izin vermeyecektim.

"Beni bu sözlerle kandıramazsın." diyerek göğsünden ittim. Aslında çoktan kandırmıştı. "Bana eylem gerekiyor şu anda."

"Demek, eylem gerekiyor..." dedi surat asarak. "İki gecedir ayrıyız, resmen zulüm."

"Bunu kendin istedin. Uslu uslu gerçek düşünceleri söyleyip böyle oyun oynamasaydın şu an sarmaş dolaş olurduk. Kendin kaşındın."

"Ama çok zevkliydi..." dedi sırıtarak. Bu adam hiç uslanmayacaktı. "Dişi aslanım, eşinden diğer dişileri uzak tutmak için nasıl da kükredi? Bunu izlemek çok iyiydi, gerçekten..."

"Ya! Ne diyor hala!" dedim omzuna vururken. Bu gerçekten ona sinirli olduğum için sert olmakla ona kıyamadığım için yumuşak kalmak arasında sıkışıp kalmış bir vuruştu. "Ben gerçekten sinirliyim! Sen dalga geçiyorsun!"

Ellerini açıp bana uzatarak kendini korumaya çalışırken ona birkaç yumuşak yumruk daha hediye ettim. O ise gülüyordu.

"Narin'im, cadım! Yumrukların cidden sert!" Bir kahkaha patlattı. "Dur! Erkeğe şiddete hayır!"

"Hödük!" dedim vururken. "Boşuna dememişim zamanında!"

Gülüşleri arasında kapının çalışı yankılandı. Hemen gerilmiştim.

ORTA ŞEKERLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin