27. BÖLÜM "Doğru Seçenek"

60.9K 4.1K 462
                                    

Beeen geldiiim, bölümle geldim! 48 saat bile olmadı amma özledik sankiiii ♥

 Erdem'le Narin resmen terapi bana, çok seviyorum kerataları yazmayı ya. ♥ 

Sizi onlarla baş başa bırakıp kaçıyorum. Açım, ders çalışmam lazım, püüü çok iş var. 

Haydi keyifli okumalar size pudinglerim, kadayıflarım, muhallebilerim, keşkülleriiim (ve lokuuuum) ♥ 

(Okuyucularına isim veren yazarları çok kıskanıyordum ama hepiciğinden daha tatlı isimler buldum) (Çok espritüelimdir ayıptır söylemesi) (Parantezler ağlıyor şu an) (Sizi seviyorum♥ )( Bi'ssürü ♥ ♥ ♥ ♥ ♥)

Doğru kararın ne olduğunu biliyordum. Nerede, nasıl mutlu olacağımı biliyordum. Şüpheler bana acı çektiriyordu ama hislerim çoktan bir rüzgâra kapılmış gibi savrulup duruyordu. Yatağa kıvrılmış gülümserken kendime engel olamıyordum. Sevdiği adamdan güzel sözler duyan her kadının hakkı değil miydi içten gelen bir gülümseme?

Gece uyku uzaktı bana. Düşüncelerim oradan oraya gidiyordu ve ben uzayıp giden hesap defterlerimi koyacak yer bulamıyordum zihnimde. Bakışlarını düşünüyordum. Gözlerinde yoğrulan o samimiyetini... Ellerinin tutuşunu düşünüyordum. Güç veren, desteğini hissettiren... Ve sözleri... İnanmamak için direnen tarafımın sesi iyice fısıltıya dönüşmüştü. Kendimle ilgili düşüncelerime rağmen Erdem bütün olanlara rağmen neden benim yanımda olmak konusunda inat edecekti ki gerçekten acısa? Hem ben onun iyi biri olduğuna inanıyordum. Beni kırdığını bile bile devam etmezdi.

Ona sinirli ve kırgın olduğum iki günün ardından tekrar onu düşünmek, ona olan sevgimi özgürce hissetmek beni iyileştiriyordu.

İşte bu yüzden gecenin üçünde kendimden emin bir şekilde Ozan'ı aradım. Onu uyandıracaktım ama bir mesajla geçiştirip sabahleyin karşılaşmasını da istemezdim. Kızmadı ama uykulu bir halde dinledi özürlerimi. Sonra da beni şaşırtarak, zaten ne zaman vazgeçeceğimi düşündüğünü söyledi. Bu beni rahatlatmıştı. Zaten gitmek istemiyordum, hele de Erdem'e gitme seçeneğini bırakıp gidemezdim.

Sabah annemi şaşırtacağımı düşünsem de o da tıpkı Ozan gibi zaten bunu beklediğini söyledi. Çıkmam gerektiğini duyunca şaşırdı ama. Kargalar kahvaltı etmeden nereye koştuğumu merak etmişti ama sonra açıklayacağımı söylemekle yetindim. Dönünceye kadar akıllıca bir bahane bulacağımı ümit ediyordum.

Hava bana fazlasıyla güzel gelmişti. Bir gün öncesinde bu kesen havanın bana böyle güzel hissettirmesi duygularımla ilgili olmalıydı. Erdem'le aramızdayken kara bulutlar vardı, Erdem'e doğru ilerlerken ise güneş bütün tatlılığı ile gülümsüyordu. Haftalardır küskün bir şekilde kilitli duran bisikletimi özgürlüğüne kavuşturmaya karar verdim. Mavi bisikletim tüm güzelliği ile tekrar yollarda dolaşmalıydı. Kaskım ve dizliklerimi de taktıktan sonra bisikleti sürmeye başladığımda ayaklarımın pedal çevirmeyi ne kadar özlediğini anlamıştım.

Yolda heyecanlıydım. Hatta dönmeyi düşündüğüm bile oldu. Neden gidiyordum? Neden gelmemi istemişti? Çok tuhaftı ama yine de kendimi ona gitmeyi çok isterken buluyordum. Bir kere de kafamda düzinelerce neden olmadan, bir mantık aramadan yürümek istiyordum.

Çok geçmeden hedefime varmıştım. Bisiklet sürmekten değil de Erdem'le karşılaşacak olma fikrinden dolayı çok heyecanlıydım ve nefes nefeseydim. Kapıyı çalıp apartmana girdiğimde dairenin kapısında beklediğini gördüm. Yüzünde geniş gülümsemesi ile öylece dikildiğini gördüğümde heyecanım katlanmıştı. Bu sefer üzerinde bir tişört vardı. Şükür ki...

ORTA ŞEKERLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin