YİĞİT MUVAHHİDLERİN ÖYKÜSÜ 15

En başından başla
                                    

Kapıyı açan genç, elini öpmek için müsaade istediyse de adeti gereği geri çevirmişti. Genç, odanın kapısına kadar eşlik etmişti onlara. Kapıya varınca Serhat'ın işaretiyle geri dönmüştü. Kapı açıldığında yaşanan manzara Serhat'ı çok duygulandırmıştı. Beşir Hoca'yı gören arkadaşları öyle bir fırlamışlardı ki oturdukları yer minderlerinden bu, sevginin, özlemin, hasretin göstergesiydi.

Her sarılan duygulanmış, bırakmak istemiyor gibi kucaklaşmışlardı. Gizlenmeye çalışılsa da gözyaşlarını gizlemek mümkün değildi.

Bu odada bulunanlar çok eski arkadaşlardı. Onlar harekete beraber başlamışlardı. Her bir araya gelişlerinde böyle duygusal anlar yaşanırdı. İbrahim Hoca'yı hiç unutmamışlardı. Onların ilk şehidiydi. Ardından Siraç Ağabeylerini şehit vermişlerdi. Yıllardır tutuklu olan iki kardeşleri daha vardı. Onları uğruna yanıp tutuştukları İslam davası bir araya getirmişti. Ayıran da yine davaydı. Davanın selameti, baskılar ve gözaltılar nedeniyle ayrı bölgelerde yaşıyor, kuryeler aracılığıyla haberleşiyorlardı. Son dönemlerde baskıların artması, görüşme süresini uzatmıştı.

Serhat bu muhabbet karşısında dayanamamış, dışarı çıkmıştı. Belki de duygulandığı kendi hasretiydi. İçinde yanıp tutuşan kavuşma isteğiydi, kim bilir?

Beşir Hoca kardeşleriyle bir araya geldi mi rahatlıyordu. Her biri fedakârlık abidesi insanlardı. Onları görünce yükünün hafiflediğini hissediyordu. Bugün de öyle olmuştu. Öğlen namazını kıldıktan sonra, yemeklerini yediler. Hem sohbet ediyor, hem de hasret gideriyorlardı. Uzun mesafe ve meşakkatli yolculuktan geliyordu her biri. Birbirlerini görünce yorgunluklarını unutmuşlardı. İkindi namazını kıldıktan sonra, Beşir Hoca konuşmaya başladı.

- Kardeşler, her biriniz yorucu bir yolculuktan sonra buraya ulaştınız. Yapacağımız toplantı yorucu ve uzun olacak. Eğer dinlenme ihtiyacınız varsa dinlenin. Sonra toplantıya geçelim.

- Allah razı olsun abi. Her birimiz yorgunuz. Fakat başta sizi olmak üzere kardeşleri bir arada görünce, insan her anını beraber geçirmek istiyor. Siz gelmeden birer saat uyumuştuk. Siz de uygun görürseniz başlayalım.

- Allah razı olsun Cihat Hocam. İnşallah başlayalım. Allah (cc)'ye hamd, Rasûlüne salat ve selam olsun. Sizler, toplanmadan yaklaşık bir ay önce, bu toplantıdan haberdar edildiniz. Bunun nedeni güvenliği sağlamanız ve toplantıya hazırlıklı gelmenizdi. Amacım bir arada konuşup, farklı bakış açısı, çözüm ve önerileri dinlemeyi sağlamaktı. Bunun daha faydalı olduğu tecrübelerimizle de sabit olmuştur.

Hepinizin bildiği gibi, hareketin büyümesi, farklı alanlarda çalışma yapması ve kıyam hedefi baskıları arttırdı. İlk zamanlar, mevcut itikad ve yaşayış, düşmanın gözünde bizleri marjinal bir grup sınıfına sokmuştu. Zamanla kardeşlerimizin gayretleri, Allah (cc)'nin yardım ve tevfiki bunun böyle olmadığını gösterdi. Allah'a hamd olsun, dine hizmet edeceğim diye, dinlerinden taviz verenler sahneden silinip gitti. Biz inanç ve izzetimizi muhafaza ettikçe, Allah (cc) bizi daha büyük hizmetlere layık gördü. Bu sürede yanıldığını anlayan düşman, farklı stratejileri devreye soktu. Bunların içinden en tehlikelisi, toplantının da ana maddesi olan muhbirleştirmedir. Bu anlamda tespit ettiğimiz tüm çalışmaları iki başlık altında inceleyebiliriz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YİĞİT MUVAHHİDLERİN ÖYKÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin