6 - I Ain't Sorry

56 8 8
                                    

Uyarı: Küfür.  

Esneyip yerimde gerindim. Yavaşça ayağa kalkıp saatime baktığımda yaklaşık 10 saat uyuduğumu gördüm. 

Normalde bu kadar çok uyuyan biri değilim fakat dün olan şeyler beni yormuş olmalı.

Çabuk bağlanabilen bir insan değilim. Şefkat hisseden bir insan da değildim. Aile insanı gerçekten değiştiriyor.

Uyanmak için biraz kafamı sağa sola salladım. Ayağa kalkarken kulaklıklarımı kulağımda unuttuğumdan birden kulaklarımdan çıktılar ve yere düştüler. Homurdanarak onları aldım çantama koydum ve telefonumu elime aldım. Nathaniel'ın adının üzerine dokundum ve telefonu kulağıma götürdüm.

-Açım.

-Ne?

-Açım.

-5 dakikaya geliyorum yemek olarak ne istersin.

-(hayaller:boyoz, Gerçekler:) Poğaça. 5 tane anca yeter bence.  Bir de çabuk ol. Ve son olarak peynir.

-Tamam güzelim. (wtf)

Telefonu kapatırken dışarıya doğru adımladım ve temiz hava almak için dışarı çıktım.

•••

Masadaki son peynir parçasını ağzıma attım tadına vara vara ağzımda yuvarlayıp yuttuktan sonra gözlerim kapalı biraz daha bekledim.

Doymuş gibiydim. Sanki... Sandalyeden kalmadan sırtımı esnettim ve telefonuma uzandım. Canım konuşmak istemiyordu. Telefonla da ne yapacağımı bilmiyordum.

Twitter.

Şimdiye dek onların kaybolduğunu birileri fark etmiştir diye düşündüm.

Fakat yanılmışım.

Hayranlara daha kimse söylememiş. Yönetim kaybolduklarını fark etmiştir. Belki bir yerde partilediklerini düşünüyorlardır. Bu akşam herkes gerçekte neler döndüğünü öğrenecek.

  ••• 

 Tüm hazırlıklar bitmişti ve ben de hazırdım canlı yayına yaklaşık 20 dakika kalmıştı. Bu özel gün için özel kıyafetler almıştım. Siyah deri bir ceket, siyah deri birer eldiven, siyah dar bir pantolon ve bir basketbol sopası. Basketbol sopamı aynı Negan*'ın sopası gibi dikenli tellerle sarmıştım. Ve saçlarıma jöle sürmüştüm. Sanırım kız Negan'a benziyordum. Bundan şikayet ettiğim de yoktu açıkçası. 

Çok fazla tanıdığım insan olmasa da maske fikri aklıma yatmıştı. Sadece gözlerimin etrafını kapatan, yine siyah, bir maske satın almıştım. Maskeyi elime aldım ve çocuklarla konuşan Nathaniel'ın yanına gittim. 

- ...daha yeni tanıştık fakat ben sizi uzun zamandır tanıyorum çocuklar. Yaklaşık iki yıl önce kızımın 18. yaş partisine gelmiştiniz. Ben evde unuttuğum bir dosyayı almaya geldiğimde tanışmıştık hatırlıyor musunuz?

Luke: Hatırlamamız mı lazımdı?

Michael: Ortak bir arkadaş sayesinde gelmiştik sanırsam.

Ashton: Bence katilimiz o olmasın başka biri olsun. 

-Ashton biz sizin olabilecek en kötü şekilde ölmenizi istiyoruz.  Ve ben bu işte neredeyse en iyisiyim. 

Ashton: Senden daha iyisi olduğu zaten belli bir şey.

-Beni bu kadar çok desteklemen ve bana bu kadar çok güvenmen gözlerimi yaşartıyor, Ash.

-Güvenme konularını geçelim beyler... Ve bayan. Yapmamız gereken bir iş var. Hadi işimize koyulalım değil mi? Siz çocuklar hiçbir şey yapmadan sıkılmış olmalısınız. Sizi bilmem artık ama biz, yani ben ve Char, çok eğleneceğiz. 

NATHANIEL'IN GÖZÜNDEN

Çocuklar benim kim olduğumu gerçekten hatırlamışa benzemiyorlar. En azından o gece neler olduğunu. O orospu çocuklarının kör kütük sarhoş olduklarından adım gibi eminim. Siklerini pantolonlarında tutamayan küçük ergen pezevenkler. O geceden sonra hayatımı bu çocukları tanımaya ve onların ölümünü planlamaya ayırdım. Acısız kısa bir ölüm onların yaptığının yanında mükafat kalır. 5 ay sonra planımın tek eksik parçasına rastlamıştım. 

10 YIL ÖNCE

Her pazartesi günü gibi bu günümü de şirkette toplantılarla ve dosya işleriyle geçirdim. Yorgundum ve tek yapmak istediğim şey eve gidip güzel ve uzun bir uyku çekmek. Evim şirketten arabayla trafik olmadan rahatça 20 dakika içinde varılabilecek bir mesafedeydi fakat yoğun trafikte sıkışmıştık ve bu, lanet arabanın içinde geçirdiğim 43. dakika. 

- Ben bugün eve yürüyeceğim Matt sen arabayı getirirsin. Tamam mı?

-Tamam, efendim. 

Kravatımı hafif bollaştırıp kendimi dışarıya attım. Telefonumu yanıma almadığımı fark ettiğimde rahatlığım arttı. Rahatsız olmadan 10 dakika kendime ayırabilecektim. Evime doğru yürürken ilerideki bir çıkmaz sokakta kavga sesleri duydum. Sonra da tek bir silah sesi ve sonra sessizlik. İnce kısık bir ağlama sesi. Merakıma teslim olup adımlarımı o sokağa yönelttim. Sokağın en uzak köşesinde küçük bir kız ve kızın elinde de eline çok büyük gelen siyah bir silah. Tam kızın yanına gitmeye çalışırken kızı izleyen öteki köşede bekleyen adam bir adım ne çıktı ve kızın yanına gitti. 

-İyi işti ufaklık. Ama niye ağlıyorsun ki bu adam yaptığın şeyi hak ediyordu. Birkaç hafta önce tecavüz suçundan yakalandı fakat ne oldu biliyor musun?

Küçük kızın ince olan sesi ağladığı için biraz da çatallaşmış çıkıyordu. 

-Ne oldu?

-Orospu çocuğu, hakime ve jüriye para verdi o pezevenkler de bu orospu çocuğunu saldılar. Peki o ne yaptı biliyor musun?

-Hayır. 

-Başka bir kıza tecavüz etti.

Burada olan olayları hazmetmeye çalışırken bir anlığına dikkatim dağıldı ve kıza geri baktığımda o orada değildi. 

Kafamı sağa sola salladım. Kızın adını bile bilmeden onu nasıl bulabileceğimi düşünüyordum. Bulunca ne yapacağımı bildiğimden değil. Burada olan olayların devam etmesine izin veremeyecek olmamdan dolayı kızı bulmak istiyordum. Yaptığı şeyin yanlış olduğunu söyleyemem fakat bunu o kızın yapması yanlış. Daha o yaşta bir küçücük bir kızın eline o silahı nasıl verebilirler bunu aklım almıyor.

Serial Killer || mgcWhere stories live. Discover now