3.BÖLÜM: AŞKI HAYATININ MERKEZİNE KOYMAK

En başından başla
                                    

Bana bakmamaya çalışması işleri daha da sinir bozucu hale getirirken "Hiç boşuna ben yokmuşum gibi davranma, bu konuşma yapılacak!" diye öfkeli olduğumu haylice belli ettim.

İki saatten daha uzun bir süre boyunca caddede kalmıştım ama Irmak beni bir kez olsun aramamıştı. Benim tanıdığım Irmak, iyi miyim diye olmasa bile sırf neler oldu diye merak ettiği için arardı beni ama dün öyle yapmamıştı. Evime sağ salim döndükten sonra olan biteni anlatmak için aradığımdaysa hanımefendiye ulaşamamıştım. Bu sabah onu sorguya çekeceğimi bildiğinden ilk derse on dakika geç gelmişti ancak o da biliyordu, hiç kaçışı yoktu.

"Ozan'la-"

"Başlarım Ozan'ına!"

Ani tepkim karşısında Irmak'ın gözleri irileşirken Deniz, elini omzuma koydu. Etrafıma bakınınca sınıfta sadece dördümüzün kaldığını gördüm. Bu daha iyiydi. Cem teneffüs zili çalar çalmaz soluğu sınıfta almıştı.

Tekrar Irmak'a döndüm, "Yeter," dedim daha sakin bir ses tonuyla. "Vallahi yeter, bunu ben bile yapmam."

"Abartmıyor musun sence de?"

Abartıyor muydum? Hiç sanmıyorum!

"Olay ne?" diye sordu, önümüzdeki sıraya bize dönük olacak şekilde oturan Cem.

"Olay şu, Irmak hanımefendi Ozan beyefendiyle sevgili olduğundan beri kendisini hayattan soyutlamış durumda!"

"Ya, saçmalama..."

"Bitirmedim," diyerek devam etmesini engelledim. "Neredeyse her gün Ozan'la buluşuyorsun. Oldu ki buluşamadınız, gün içerisinde saatlerce mesajlaşıp görüntülü konuşuyorsunuz. Bizim yanımızda bile. Farkında değil misin? Artık hiç bize vakit ayırmıyorsun. Bunu ben bile yapmıyorum ki Kıvanç'a takıntılı olduğumu sen söylerdin. Nerede eski Irmak? Arkadaş her zaman sevgiliden önce gelir, diyen Irmak nerede?"

"Âşık mı oldun kız sen yoksa?" diye sordu Cem.

Benim aksime heyecanlı görünüyordu. Deniz, halimi daha iyi anladığından Cem'e susması gerektiğini söyledi.

"Âşık falan olmadım," dedi Irmak.

"Irmakçığım," dedim daha sakin bir sesle. "Aşk güzel bir şey. Birine âşık olmanı, onunla mutlu bir birliktelik yaşamanı her şeyden çok ben isterim ama böyle olmaz. Onu hayatının merkezine koyamazsın."

"Ozan'ı hayatımın merkezine falan koymadım."

"Evet, koydun."

"Sen yapmadın mı?" Bedenini bana doğru çevirdi. Bana meydan okuduğunu düşünmeme sebep olacak kadar sert bir sesle konuşmuştu.

"Konunun benimle ne ilgisi var şimdi?"

"Cevap ver."

"Hayır," diye net bir şekilde konuştum.

"Kıvanç'ı hayatının merkezine koymadın yani?" diye açıkça sorduğunda, sol kaşımı hafifçe kaldırdım.

"Az önce hayır demedi mi, yoksa ben mi yanlış duydum?"

Deniz, Cem'e ikinci kez susması gerektiğini söylemek yerine bu defa dirseğini onun karın boşluğuna geçirmeyi tercih etti. Cem, acıyla inlerken Cem ve Deniz'den bizi yalnız bırakmalarını rica edince anlayışla başlarını salladılar ve sınıftan ayrıldılar. Muhtemelen koridorda birbirlerine gireceklerdi. Belki Cem, Deniz'in kafasını ısırırdı, ne de olsa daha önce yapmışlığı vardı...

SOLUCAN 1 ve 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin