15

1.5K 118 24
                                    


Ashton ile konuşmak tahmin ettiğimden daha da zordu. Ona kalkıp "İmrendiğin baba kız ilişkisi bizde yok." diyemezdim. Kızımla olan yolculuğumda en başından beri bizim yanımızdaydı. Bir bakıma onu haklı buluyordum. Çocuk sahibi olmak harika bir duyguydu. Baba olmayı hiçbir şeye değişmezdim. Ama Ashton'ın bu yüzden üzülmesine bir şekilde engel olmam lazımdı.

Onu, sabah bahçede çimenlerin üzerine oturmuş elindeki kitabı okurken buldum. Ergenlik dönemine giren çocukların davranışlarını konu alan ve ebeveynlere öneriler veren bir kitaptı. Ashton'ın bunu okuduğunu görmek kalbimi daha fazla sızlatmıştı. Babalık insana duygusallık katıyordu. Her babaya olmasa da bana kattığı kesindi.

Elimdeki kahveyi ona uzatarak yanına oturdum. Kitabı kucağına ters bir şekilde koyup kahveyi elimden aldı.

"Bugün erkencisin." dedim.

Her gün evde en erken kalkan kişi ben oluyordum. Roxy'i okula götürmeden önce kahvaltı hazırlıyordum ve yediğini görmeden evden çıkmıyordum. Ayrıca Roxy'nin günlük kıyafet seçiminde bulunması gereken zorunlu kişiydim. Saçlarını hala bana yaptırdığını söyleme gereği bile duymuyorum.

"Pek uyku tutmadı. Roxy ne zaman uyanacak?"

"Yaklaşık iki saati daha var. Dün Luke ile fazla zaman geçirdiği için geç yattı ve bugün büyük ihtimalle onu zorla kaldırıp hazırlamam gerekecek."

Ashton, gülümseyip kahvesinden bir yudum aldı. "Hala işlerini sana yaptırıyor değil mi?"

Kitabı işaret edip "Onu fazla şımartmışım. Kendi işini kendisi yapmaması bunu gösteriyor.." dedim. Ashton ise bunu onaylamadığını belirten baş hareketiyle beni susturdu.

"Bu kitaplar çocuklarının her yaş döneminde yanında bulunan ebeveynleri için. Sen Roxy'e dört yaşında bakmaya başladın ve Roxy dört yaşında annesinden ayrıldı. Bu tür davranışlar göstermesi normal. Roxy hiçbir zaman şımarık bir kız olmadı. Sadece biraz ukala o kadar. Ama küçükken de böyleydi zaten."

Ona gülümsedim. Bu konuda haklı olabilirdi. Ve ben hemen şimdi planladığım konuya girmezsem bir daha konuşamazdım.

"Sen de harika bir baba olacaksın bunu biliyorum."

Tebessümü yavaşça soldu. "Britt bebek istemediğini söyledi."

"Ben sana annesi Britt olacak demedim. Harika bir baba olacaksın dedim. Bu Britt ile olur ya da olmaz. Sen bir gün bana bile şapka çıkartan bir baba olacaksın."

Ashton hevesle gülümsedi. "Buna gerçekten inanıyor musun?"

Roxy dört yaşındayken Ashton'ın onun peşinden koştuğu dönemleri düşündüm. Beş yaşında baterisinin başına oturtup ona ritim duygusunu öğretmeye çalıştırdığı günleri. Yemeğini yedirme çalışmalarını.. Korkunç mutfak deneyimlerini, parktan ikisi de çamur içinde döndüğü günleri, boyayı kağıtlar yerine yüzlerine sürdükleri zamanları, birlikte uyudukları geceleri, Roxy hastayken gözünü bile kırpmadan benimle oturmasını..

"Baba olmak senin içinde var Ashton. Buna kesinlikle inanıyorum. Umudunu kaybedersen benim bile baba olabildiğimi düşün."

Ashton, kahkaha atıp kahve bardağını bana uzattı. Kısa bir süre sonra çıkaracağımız yeni albümü konuştuk. Bu haberi haftaya verecektik ama Roxy hepimizden önce sürprizi bozup kendi hesabından bir hayranın sorusunu cevaplamıştı. Stüdyoya gittiğimiz günler de hayranların dikkatini çekmişti. Stüdyoya bazı günler Roxy'i de getiriyordum. Müzik zevki Calum ile ortaktı ama o benim kızımdı. Yani şarkı sözü yazma konusunda gayet iyiydi. Benim yazdığım şarkı sözlerini inceleyip bazı yerlerini düzeltiyor ve eklemeler yapıyordu. Eğer albüm işini halledebilirsek yazın da turneye çıkacaktık. Roxy şimdiden görmek istediği yerlerin listesini çıkarmıştı.

My Little GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin