13

2.4K 214 77
                                    

Roxy'nin gözünden (Roxy 10 yaşında)

Okulun en sevmediğim yanı öğrencilerdi. Yoksa okulla hiçbir sorunum yoktu. Bunu Luke'a söylediğimde kahkahalarla gülmüş ve ilkokulda ne kadar çalışkan bir çocuk olduğunu anlatmaya başlamıştı. Sanırım babamın neden bana sürekli yeni kitaplar aldığını anlamıştım. Sadece okul bilgileriyle kalırsam sonumun Luke gibi olacağına inanıyordu.

Babama söylediğim ilk yalan aptal bir çocuk yüzünden olmuştu. Babama benim hatalı olduğumu söylemem büyük bir yalandı. O çocuk annem öldüğü için ve babamın bir emoya benzediğini söyleyerek benimle dalga geçmişti. Bende intikam olarak onun tüm boyama kalemlerini kırıp çantasına atmıştım. Ayrıca boya tüplerinin kapaklarını da açmıştım. O salak da bunu fark etmeyerek üzerindeki tüm kıyafetleri batırmıştı.

Pişman mıydım?

Tabiki hayır.

Ayrıca Ashton bana bunun için çikolata bile almıştı. Yani demek ki haklı olan bendim. Ama babam beni bir saat boyunca azarlamıştı. Çocuğun annemle dalga geçtiğini duysaydı böyle olur muydu diye düşünüyordum. Muhtemelen ertesi gün çocuğun cenazesine giderdik. Aslında bir bakıma bu daha iyi olurdu. Neyse.

Okul ödevimde aile bireylerim hakkında yazı yazmam istenmişti. Bu yüzden ilk olarak babamla başladım.

"Merhaba ben Roxanne Clifford. Ailenin tek çocuğuyum. Babam Michael Gordon-"

Gordon'ı sil Roxy yoksa bir saat daha fırça yersin. Pekala baştan alıyoruz.

"Merhaba ben Roxanne Clifford. Babamla birlikte yaşıyorum. Annem ben dört yaşındayken öldü. Ve evimizde üç tane daha evlatlık erkek çocuklarıyla sonsuza kadar mutlu yaşıyoruz. Bu arada babam bir emo, üç erkek kardeşim de babamla yaşıt, hatta büyük. İşte bu kadar basit bir hayatım var."

Ah..

Kafamı veremiyorum.

Bunun nedeni babamın beni sürekli azarlamasına mı bağlamalıydım bilmiyorum.

"Odanı topla Roxy."

"O yemeği bitir Roxy."

"Saçlarını tara Roxy."

"Ödevlerini yap Roxy."

"Luke'un yüzünü boyamayı kes Roxy."

Tanrım. Babam gittikçe sinirli bir insana dönüşüyordu. Ve buna hala bir çözüm bulamamıştım. Ayrıca ailemi düzgün bir şekilde anlatmam gerekiyordu.

Aslında babam bir noktada haklıydı. Dağınık bir kızdım. Mesela gizli saklı olması gereken günlüğümü dün kaybetmiştim. Odamı toplamama rağmen onu hiçbir yerde bulamamıştım. Çocuklarda da yoktu. Babama sormaya korkmuştum. Çünkü kendisini odaya kapatıp bana bağırmamak için çabalamakla meşguldü. En son ne yazdığımı düşünüyordum.

Genelde sinirliyken yazardım. O yüzden günlük olarak kullanmıyordum. Bu yüzden en son ne yazdığımı hatırlamıyordum. Sinirliyken ağzımdan çıkan, kaleme dökülen şeyleri süzgeçten geçirmezdim. Ashton bu özelliğimin anneme çektiğini söyler ve annemin bir sinir krizi anında Ashton'ın baterisini nasıl parçaladığını anlatıp gülerdi.

"Babamdan nefret ediyorum."

"Ve emo gibi olmasından da."

"Neden her baba gibi normal olup hayatımı daha yaşanabilir yapmıyor ki?"

"Onun yüzünden herkese rezil oldum."

Kelimeler cümleler haline gelip zihnime uçuşurken gözlerimi kapattım. Hayır bunları yazmış olamam. Olamam değil mi? Ben babam için böyle şeyler düşünmem ki. Peki neden yazmışım gibi geliyor? Hemen o lanet günlüğü bulmam gerek.

My Little GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin