4

3.4K 288 66
                                    

"Roxy'nin eline kim tablet verdi?"


Elimdeki beyaz tabletle odaya girdiğimde çocuklar konuşmayı kesip bana baktılar. Sinirden kuduruyordum ve hangisinin bunun suçlusu olduğunu öğrenmek istiyordum. Ashton, başını olumsuz anlamda salladığında Calum'a döndüm. O da aynı şekilde başını olumsuz anlamda salladığında Luke'a döndüm.


"Nasıl olsa Daisy de ona bizim videolarımızı izletmiş. O yüzden sakıncası yok diye düşündüm."


Luke'un bu kadar umursamaz konuşması sinirimi daha da bozmuştu. Tableti sinire yere atıp Luke'un üstüne yürüdüm. Luke beni ittirdiğinde sinirim daha da bozuldu. Olaya Daisy'i de katması sakinleşmeme engel oluyordu.


"Daisy,bizim müzik videolarımızı ve komik videolarımızı izletmiş. Bir kızla öpüştüğüm videoları yada tek gecelik kızların fotoğraf veya videolarını değil. Dört yaşındaki bir kızın babasının bu görüntülerini gördüğünde neler hissedeceğini hiç düşünmedin değil mi? Tabi doğru haklısın. Biz punk olmak zorundayız değil mi? Bir çocuğa aramızda yer yok. Kızım o videoları izlerken bir kere bile gülümsemiyordu Hemmings. Ama bunu sen anlayamazsın. Çünkü daha önce baba olmadın. Bunun ne demek olduğunu bilemezsin."


Onu sinirle ittirdiğimde geriye sendeledi ve bana cevap vermedi. Sinirle saçlarımı çekiştirerek odadan ayrıldım. Tek duyduğum çocukların Luke'a hatalı olduğunu söyledikleriydi. Sabah yönetimin yanından geldiğimde odaya gidip Roxy'nin yanında şarkı sözleriyle uğraşıyordum. O da tabletle bir şeyler izliyor gibi görünüyordu. Oyun oynadığını yada video izlediğini düşündüm. Ama daha sonra onun izlediklerine somurtmaktan başka bir tepki vermediğini fark edince içimi garip bir huzursuzluk kapladı ve ayağa kalkıp yanına ilerledim. İzlediği videoda bir kızla öpüştüğüm görünüyordu. Tableti onun elinden alıp kapattığımda yeşil gözlerini bana çevirip sinirimin daha da artmasına sebep olan bir cümle kurdu.


"Baba sen annemi hiç sevmemiş miydin?"


Daisy, hayatım boyunca tanıyıp tanıyabileceğim en iyi insandı. Hayatıma girdiği andan itibaren dünyamı altüst etmişti. Yazdığım şarkıların sözleri tamamen onu düşünerek yazılmıştı. Sevmediğim bir hakkında nasıl şarkı yazabilirdim? Daisy, hamile olduğunu söylediğinde turnede benden ayrı kalmak istediğini söylemişti. Çünkü hamileliğinin riskli geçme ihtimali vardı. İkimiz de çocuğun doğmasına karşı değildik. Hatta Daisy her ay karnını göstermek için özellikle görüntülü konuşma açardı. Şişmanladığına üzülürdü ama kızının çok güzel olacağına inanırdı. Daisy, Roxy'i dünyaya getirdiğinde onu bir süre daha turnelerden uzak tutmak istediğini söylemişti.


"Zamanı gelince Michael. Sen, ben ve Roxy muhteşem bir aile olacağız. Sadece o zamana kadar sabretmek zorundayız." demişti.


Roxy'nin minik bedeni bu konserler, stüdyoları, röportajları, hayranları kaldıramayacak kadar zayıftı. Daisy, hasta olduğunu öğrendiğinde bana haber vermeden Roxy'nin bende kalması gerektiğini söylemişti. O ölmeden bundan haberim olmamıştı. Daisy, onun artık bu şartları kaldırabileceğine inanıyor olmalıydı. Yoksa kızını bana bırakmazdı. Roxy, sandığımızdan daha güçlü bir kızdı. Bazen konser olana kadar otururdu. Uyuklayacağı zaman da Ashton'ın yanına koşup onun kucağında uyurdu. Çünkü konser başlayacağı zaman Ashton'ın onu bırakmak zorunda kalacağını biliyordu. Ve Ashton, Roxy'i her bırakmaya kalkışında sızlanıp sallanmaya başlıyordu ve onun uyanmasına sebep oluyordu. Roxy de bunu kendi lehine çevirmeyi öğrenmişti. Bunu Ashton'a söylememe rağmen hala aynı şekilde devam ediyorlardı.

My Little GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin