ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇ

Bölüm 2*12 ARDA'NIN İDAMI

"Sana son kez soruyorum. O akşam tarlada ne işin vardı hasta insanlarla?"

"Görükleye gitmeye çalışıyordum, hasta insanlar zaten tarlada duruyorlarmış. Onları ben getirmedim. "

Ardanın bu cevabı üzerine genç subay Ardanın yüzüne sert bir tokat daha geçiriverdi. İki gündür yediği dayaklardan dolayı vücudunun bir çok yerinde morluklar oluşmuştu. Askerler o zombileri okula Ardanın soktuğu konusunda diretiyorlardı. Ancak Arda kabul etmemekte kararlıydı. Çünkü kabul ederse infaz edileceğinin farkındaydı.

...
..
.

Bu salgın ortaya çıktıktan sonra askerin ve polisin iş birliği içinde yürüttüğü hayatta kalma programı çerçevesinde devlet kavramı ortadan kaldırılmış binevi feodal yönetim yürürlülüğe koyulmuştu. Askerin yada polisin yönetimde olduğu belli bölgelerde toplanan halk, yeni hayat şartlarına uygun yasalara uymak zorunda bırakılıyordu. Uymayanlar diğer insanlara gözdağı verecek şekilde, son derece ağır biçimde halk önünde cezalandırılıyordu.

...
..
.

Subay Ardaya ikinci tokatı geçireceği sırada kapı hızlıca kamp komutanı tarafından açıldı.

"Tamam, yeter artık çocuğu bırakıp benim peşimden gel. "

Subay Ardayı sandalyeye bağlı şekilde bırakıp odadan ayrıldı. Odadan çıkıp kapının arkasında kamp komutanıyla hararetli bir şekilde konuşmaya başladılar. Dakikalar sonra kamp komutanı hapisten ayrılıp üst kata çıktı. Subay Ardanın yanına dönüp kapının önünde nöbet tutan askeri içeri çağırdı.

"Asker bunu hazırlayın, akşam kurşuna dizilerek idam edilecek
diğer suçlularla birlikte!!!.... "

...
..
.

DİKKAT DİKKAT!
BUGÜN AKŞAM SAAT 6 DA MERKEZ YEMEKHANE ÖNÜNDE KAMP KOMUTANI ÖNEMLİ BİR KONUŞMA YAPACAKTIR, HASTANEDEKİ AĞIR YARALILAR HARİÇ HERKESİN YEMEKHANE ÖNÜNDE TOPLANMASI ZORUNLUDUR! TEKRAR EDİYORUM, AKŞAM SAAT 6 DA...

...
..
.

Emir karnını tutarak sancılı bir şekilde ilerlemeye çalışıyordu. Ancak bir süre sonra acısından kıpırdayamaz oldu. Dengesini kaybedip bir ağacın dibine yığılıverdi.

Birkaç dakika sonra ordan geçen bir grup asker Emir'in yerde kanlar içinde yattığını farkedip hemen yanına yardıma gittiler. Gittiklerinde çok fazla kanaması olduğunu görüp hemen ambulans getirtdiler. Hızlıca ambulansa yüklenip hemen acile gönderildi. Bu sırada Melis harıl harıl Emir'i arıyordu hastanede. Acil taraflarına baktığı sırada ambulansın hastaneye geldiğini görüp araçtakinin Emir olduğu korkusuyla hemen aracın yanına gitti.

Ve kaçınılmaz son araçtaki malesef Emirdi. Sevgilisini kanlar içinde sedyede görünce gözyaşlarına boğuldu saniyeler içinde. Hemen sedyeye atılıp;
"Emir!
Aşkım!
Ne oldu sana?
Emir bana bak!
Aşkım m cevap ver ne olur!"

...
..
.

AKŞAM SAAT 6
MERKEZ YEMEKHANE

Daha Emir'in nasıl bu hale geldiğini öğrenemeden Melis askerler tarafından apar topar merkez yemekhaneye getirilmişti. Kamp komutanının yapacağı konuşmayı dinlemek zorundaydı.

HERKESE İYİ AKŞAMLAR.
BİLDİĞİNİZ ÜZERE BU İLLET (SALGIN) BAŞLADIĞINDAN BERİ HEPİMİZİN BAŞINDAN TÜRLÜ OLAYLAR GEÇTİ. HİÇBİRİNİZ BU KAMPA ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GELMEDİNİZ. BURAYA GELENE KADAR HEPİNİZİN NELER YAŞADIĞINI AZ ÇOK BİZDE BİLİYORUZ. ÇÜNKÜ BİZİMDE BİR AİLEMİZ, BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞUMUZ ÇOCUKLARIMIZ VAR. ANCAK AYNI ZAMANDA SİZİN GÜVENLİĞİNİZİ SAĞLAMAKDA BİZİM SORUMLULUĞUMUZ. BUNDAN DOLAYI GECESİNİ GÜNDÜZÜNE KATARAK, HAYATINI HİÇE SAYIP SİZİN GÜVENLİĞİNİZ İÇİN ÇALIŞAN ONLARCA ASKERİMİZ VAR. ANCAK HER GEÇEN GÜN ARTAN NÜFUSUMUZ KAMP SINIRINI ÇOKTAN AŞMIŞ DURUMDA. HEM ALAN HEM DE YİYECEK KONUSUNDA SIKINTILAR BAŞGÖSTERMEKTEDİR. BU YÜZDEN YÜKSEK MECRALARDA ALINAN KARARLAR NETİCESİNDE KAMPI ÜNİVERSİTEDEN TAŞIMAYA KARAR VERDİK. GİDECEĞİMİZ YER ERDEK/ÇAYAĞZI KÖYÜ. ŞUAN İÇİNİZDEN DİYORSUNUZDUR NASIL TAŞIYACAĞIZ BU KADAR İNSANI, EŞYAYI.
HİÇ KİMSE ENDİŞE ETMESİN GEREKLİ DÜZENLEMELER VE TAŞIMA PLANI İLE HERKESİ GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE ÇAYAĞZI KÖYÜNE GÖTÜRECEĞİZ. ANCAK BU TAŞIMANIN OLABİLDİĞİNCE GÜVENLİ VE RAHAT OLABİLMESİ İÇİN HERKESİN BURADA VE YOLDA KOYDUĞUMUZ KURALLARA ÖNCELİKLE UYMASI LAZIM...
BU KURALLARA UYMAYANLARA NASIL CEZALAR VERDİĞİMİZİ HEPİNİZ ÇOK İYİ BİLİYORSUNUZ.

DAĞILMADAN ÖNCE SON KEZ BU HAFTA KAMPI VE KAMPTAKİ İNSANLARIN HAYATINI TEHLİKEYE ATAN SUÇLULARIN CEZALANDIRILMASINDA...

Arda ve 4 kişi konuşma yapılan kürsüye başlarında çuvalla sırayla çıkarıldılar. Hepsinin tek tek suçları okunduktan sonra sıra Arda ya gelmişti. ARDA BAŞTÜRK. SUÇU KAMPA HASTALIKLI İNSANLARI GİZLİCE SOKMAK!

Melis duydularına inanamıyordu. Ardanın idam edileceğini duyduktan sonra hiç düşünmeden ön taraflara doğru insanların arasından koşmaya başladı. Ancak o kadar kalabalıktıki ilerlemek çok zordu. Bu sırada suçluların başındaki çuvallar çıkartılıp yüzleri insanlara gösterildi. Hepsinin ağzı yüzü morluk ve kan içindeydi. Melis bu görüntü karşısında gözyaşlarına hakim olamayıp ağlamaya başladı. Bir yandan da bağırıyordu..
"Hayırrr O suçlu değil, ne olur bırakın...
O yapmış olamaz. "
Başlarındaki çuvallar çıkarıldıktan sonra idam mangası Arda ve diğerlerinin önüne dizildi. Komutanın emrini beklemeye başladılar. Melis insanlar arasından itiş kakışla önlere gelmeye çalışıyordu hala. Ancak zamanında yetişemedi ve...

Komutan nişan al komutu verdikten 2 saniye sonra ateş emrini verdi. Saniyeler içinde kafalarına gelen tek kurşunla yere yığıldılar. Artık geriye sadece dört cansız beden kalmıştı...

Melis olduğu yerde "Hayırr" diye yaygarayı koparıp orada baygınlık geçirdi. Az önce ikinci arkadaşının beklenmedik bir biçimde infazına şahit olmuştu.
Hemen yakınlardaki insanların yardımıyla alandan çıkarılıp doktorun yanına gönderildi.

Saatler sonra kendine geldiğinde Emir'in başında beklediğini gördü.

"Emir r r! "

" Biliyorum aşkım, biliyorum... "

Emir de gözyaşlarına hakim olamıyordu, birbirlerine sıkıca sarılıp dakikalarca ağladılar, sadece ağladılar...