Final/ Ömür Boyu Birlikte

En başından başla
                                    

Ondan önce kimse kalbimin küt küt çarpmasını sağlamamıştı. Ondan önce kimse bana böyle hissettirmemişti. Ondan önce ben böyle bir insan değildim.

Kendimden başka kimseye tahammül edemeyen ben, ona hep tolerans sağlamıştım, kendime geçtiğimiz kıyakların hepsini ona da geçmiştim.

Kalbimi vermiştim.

Arslan Cihangir, sevdiğim.

Bana öyle güzel şeyler hissettirmişti ki, kendimden geçmiştim. Bana, kendimi hissettiğimden daha değerli hissettirmişti. Beni büyütmüş, olgunlaştırmıştı.

Beni ben yapmıştı.

(...)

"Ne düşünüyorsun?"

Ceyda'nın sesini duyduğumda kendime geldim. Bakışlarımı, baktığım makyaj aynasından çekip ona çevirdim.

"Hayatımı." Diye cevapladım. "Gözde Çevik'ken yaşadıklarımı, duygularımı..."

"Ah, evet." Dedi Ceyda. "Bunu bende yapmıştım. Oturup, Ceyda Çevik'ken nasıl iğrenç, pislik, sürtük ve benzeri şeyler olduğumu düşünmüştüm. Sonra kendime söz verdim. Ceyda Cihangir olduğumda hayatıma yeni bir sayfa açacaktım. Ama kendim için değil, Cem için. Sonra öğrendim ki Cem de kendisine söz vermiş. Benim için değişmeye... Anlatabildim sanırım?"

Ceyda kendi kendine güldü. O kendine gülünce bende onun bu haline güldüm.

"Sen çok iyi bir insansın Ceyda."

"Senin yanında benim adım geçemez Gözde."

"Deme öyle... Benim de çok fazla hatam oldu."

"Senin hataların, kendine yaptığın hatalardı. Benim hatalarım ise benden başka herkese yaptığım hatalar oldu. Ah! Konuşturma beni, makyajım bozulacak."

Güldüm ve Ceyda'ya sarıldım. O da bana sıkıca sarıldı.

"Ailemize hoşgeldin." Dedi Ceyda göz kırparak.

"Evet. Aynı aileden çıkıp yine aynı aileye girdik ya... Helal olsun bize Ceyda."

"Seni artık hazırlamaya başlasınlar, bende gidip Cem'i arayayım."

Başımı salladığımda Ceyda oturduğu yerden kalktı. Bende o gittikten bir iki saniye sonra soyunma odasından çıkıp, kuaför salonuna geçtim.

Üzerimde gelinliğimle koltuğa oturdum. Sonra iki kişi saçıma, bir kişi de ellerime girişti.

Ensemin bitişinde, biraz daha sol tarafta olacak şekilde güzel, hoş bir gelin topuzu yapıldı. Sonra da gerçek, kurutulmuş papatyalarla güzel bir taç koydular başıma. Topuzumun dibine de duvağı taktılar.

Sonra makyajımı yaptılar. Abartıdan uzak, sade bir makyajtı. Pembe ruj ve ihtişamlı bir göz makyajı yeter, artardı.

Benim işim bittiğinde, kapıdan bir alkış sesleri koptu. Oturduğum yerden kalktım.

Görevliler "Eşiniz geldi." Diyerek bana baktılar.

Ve birkaç saniye sonra kapıdan içeri Arslan girdi ve benim kalbim durdu.

Büyük Patron (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin