"Anne ben bakkalın orada bayılmış-" diyemeden telefon kapandı.

"Ne bok oldu her şeyi anlatıyorsun!" demeden ablam zil çaldı.

"LAN ABLA AÇSANA KAPIYI!" diye bağırdı Kağan, sinirliydi.

"Ben açayım" diye mırıldandım ve kapıyı açtım, Kağan telefonu ile ilgileniyordu,

"Sonunda ne bo-" derken yüzünü bana çevirdi, gözlerinin altı kıpkırmızıydı.

"Sen nerelerdesin?" dedi Kağan ve bana sımısıkı sarıldı, elindeki poşetleri kenara fırlatmıştı bile.

"Ben-" diyemeden beni sertçe bıraktı.

"SENİ NE KADAR MERAK ETTİĞİMİ BİLİYOR MUSUN?" diye bağırdı,

"BEN KAÇIRILDIM!" diye bağırdım, gözlerim istemsizce dolmuştu, Kağan donuk bakışlarını bana gönderdi, bu sessizliği bozan ablamdı.

"Ne?"

*

Babam ve annem geldiğinde bana sımsıkı sarıldılar, sonra annem beni terlikle fena bi şekilde dövdü.Babam polislere beni bulduklarını haber vermiş, ablama ve Kağan a anlatmamaları için söz verdirttim, çünkü bu işin sonunda ölüm vardı.

"Ah kızım, 10 GÜN BOYUNCA NEREDESİN SEN?" diye bağırdı babam, en fenası babamdı zaten, gözleri hiçbir zaman dolmayan adamı ağlatmıştım.

"Ben-" zil çalınca gözlerimi devirdim, hep sözüm kesiliyordu.

Kapı açılınca, Onur u görmemle, dudağımı ısırdım. Ben Onur u unuttum!

"Özür dilerim, küçük bi işim çıkmış" demeden babam duruşunu düzeltti.

"Efendim, siz bana geleceğinizi söylemediniz" dedi ve anneme baktı.

"İstersen karıcığım-"

"Yo hayır" Onur hafifçe güldü, "Ben buraya damat olarak gelmiştim" dedi ve bakışlarını bana çevirdi,

"Aşkım nişanlandığımızı söylemedin mi?" diyince nefesimi tuttum, Çünkü ailedeki herkesin bakışları değişti.

"Ben şey-" korkudan bi şey diyemiyordum ablamın bakışları özellikle Kağan ın bakışları farklılaştı.

Ayağa kalktım, Onur un yanına yavaşça ilerledim, ben daha bi şey diyemeden Onur ellerimizi sevgililer gibi birleştirmişti. Yalnız yine fark ettim de ben fazla miniğim.

"Efendim?" babam hızlıca kravatını gevşetince üzgün bakışlarımı ona gönderdim, bu durumu ben istememiştim.

"Ev-evet" diyebildim sadece.

"BU NE DEMEK?" Kağan sinirle ayağa kalktı.

"20 gün sonra evleniyoruz demek" dedi ve Onur başımı öptü, gözlerimi kapattım, keşke gelmeseydim.

"Buna izin vermiyorum!" dedi Kağan ve bi kaç adım babama yaklaştı.

"İzin vermeyeceksin değil mi?" deyince babam dişlerini sıktı.

"İzin veriyorum" deyince bende şaşkına uğradım, babam böyle bi şeye izin vermezdi ki! Onur a baktığımda keyifle sırıttığını gördüm.

"DAHA REŞİT BİLE DEĞİL BENİM ABLAM!" dedi Kağan kükreyerek, ilk defa Kağan ı bu kadar sinirli görüyordum.

"Onu ben halledeceğim" dedi sakin bi sesle.

"Beste yi sen kaçırdın değil mi?" deyince gözlerimi büyüttüm, bunu demeyecekti.

Suskun duran annem yavaşça ağzını açtı.

"Ne? Kaçırıldın mı?" diyince bi şi diyemedim.

Onur un gerildiğini anladım, dişlerini gıcırdattı. Sinirlendiğini anladığımda söylemeyeceğim bi şey dedim.

"Ben Onur u seviyorum" dediğimde Onur bile şaşırmıştı.

"Aranızda 10 yaş var! DELİRTME BENİ!" diyen Kağan a üzgün bakışlarımı gönderdim, eğer bunu yapmazsam ölecekti.

"Bu yüzüğü herhalde görüyorsun?" dedi Onur ve tek kaşını kaldırdı.

"Bunu sen değil ablan karar verdi, şimdi asıl sen beni delirtme" dedi ve sinirle dişlerini tekrar gıcırdattı, ev halkının, ben dahil, ürktüğünü hissettim.

"Beste yi kaçırdım, bunu kabul ediyorum" sonra ceketini düzeltti ve aradan silahı gözüktü.

Ailem dehşet içindeydi bi tek Kenan televizyon izliyordu.

"Beste artık benimle yaşayacak!" dedi ve gülümsedi,

"Son 20 gününüzü mutlulukla geçirin" dedi ve bakışlarını bana çevirdi, yüzümdeki korkuyu görünce gözü seğirmeye başladı. Bunda sinirlenecek ne vardı? Herkes bu adamdan korkardı, haksız mıyım?

"Benden korkma, bi tek ben sana zarar vermem" dedi ve alnımı öptü.


DİKKAT KATİL VAR!!Where stories live. Discover now