Bölüm 29

37.7K 1.5K 673
                                    


"Gecenin arkasından gün nasıl doğuyorsa adaletsizlik de bir gün son bulacaktır. Zorbalığın ölümünü de göreceğiz ışığın ve mucizelerin doğuşunu da..." 

-Necip Mahfuz


İyi okumalar.  

Özet

İkizlerin ve Çağlay'ın arası Partronla hala bozukken, Poyraz'ın yaptığı tutarsız hareketler ile Çağlay ve Poyraz'ın arası iyice açılmıştı. Çağlay'ı soruşturmaya çağıran dedektif Sinan bu sefer yalan makinesini denemek istedi. Çaresizce evet diyen Çağlay, zorunlu önemleri aldıktan sonra soruşturmaya girdi ve başarılı şekilde bitirdi ama yüksek dozda tükettiği ilaçtan dolayı zorlandı ve başkanlıkta bayıldı. Kendini bir odada bulduktan sonra onu oraya getirenin Sedat olduğunu yani ilk uyarıdan sonra dövüştüğü ve baloda yarasını soran kişinin olduğunu öğrendi. Sedat'ın da başkanlıkta çalıştığını öğrenerek ekibe olayları anlattı. Dikkatle beklenen üçüncü uyarı akıllarda soru işareti yaratırken öğrenilen bilgilere göre hafta sonu İzmir de Siyah Kravat'ın kurul toplantısı vardı ve ekibin orada olması gerekiyordu. 

Hatırlatma 

"Riskli değil mi Patron?" dedim ortada olanı dile getirerek. Her ne kadar iyi dövüşüyor olsak da bir adamakarşı on adam fazla olurdu.

"Risk almadan yaşasak, yaşamış olur muyuz?" dedi Poyraz ortaya ama farkındaydım ki söylediği kelimelerin hedefi bendim.

"Poyraz, haklı..." dedi Patron, tek tek hepimize baktı ve yorgun suratında küçük bir gülümseme oluştu.

"Bu sefer işler biraz fazla karışabilir gençler, hazır mısınız?" dedi.

"Her zaman Patron." dememiz ile Patron'nun yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu ve arkasında ki mantar panoda asılı devlet adamlarına göz dikti.

"Oyunlarında kullanılıp atılan bir parça değil..." dedi Patron duvarlara fısıldarcasına.

"Kendi oyunlarında onları hükmeden parça olacağız..." diyerek bitirdim Patronun sözünü fısıltıyla. İkizlerin yüzlerinde küçük bir gülümseme oluştu ve kendinden emin bakışlarından onlarında aklından geçeni söylediğimi anlamıştım.

Patron gözlerinde intikam ateşi ile bize döndü ve konuştu.

"Hazırlanın gençler, İzmir'e gidiyorsunuz."

--

Çağlay'ın Bakış Açısından

Belli etmemeye çalışıyordum, yüzümde ki kasların kasılmasıyla oluşan istemsiz ifadelerden içimde ki endişenin belli olmamasını diliyordum. Sanki görevin riskini fark eden sadece bendim, sanki yakalanma olasılığımızın her şeyden yüksek olma ihtimalini sadece ben düşünüyordum. İçimde bir kasvet oluşuyor ve derin nefesler vermeme neden oluyordu.

Hafta sonu için yanıma alacağım devasa sırt çantamı ayak ucuma koydum ve son kez yatağımın altında ki gizli çekmeceye baktım. Her şey tamamdı. Çekmeceyi ayağımla ittirerek kapattım ve ağır sırt çantasını koluma geçirdim. Malzemeleri kafamda kontrol ederek girişe geldim ve çapraz taktığım çantamı alarak ayakkabılarımı yarım yamalak giydim ve ikizlere geçtim. 

Günlerden cumaydı, iş çıkışı olur olmaz eve koşmuştum ve eşyalarımı hazırlamaya başlamıştım. Günlerdir ikizlerle baloda çalışma odasında bulduğumuz belgeler üzerinde sabahlıyorduk bu yüzden başka işler için kendimize zaman bulamıyorduk. 

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin