Okul bahçesine ilk adımızı attığımızın an, tüm yavşaklar mı desem sapıklar mı desem, Ayça ya bakmaya başladı.

Aslında Ayça nın giydiği topuklu seslerinden bize dönmüş olabilirler.

Ayça kendinden emin adımlarla, bizi yok sayarak, okula girdi.

"Selinle zaten kavgalıyım, bi de bu mu şimdi?" dedim ağlamaklı sesimle.

"Haklısın ama yapabileceğimiz bi şey yok" dedi Alya. Ben bu kızı sevmeye mi başladım... Hayır.

"Tövbe yarabbim, ikiniz iyi anlaşıyorsunuz... KIYAMET KOPACAK" diye böğürdü Ege ve okula koşarak girdi.

"Salak" dedim ve gözlerimi devirdim.

Okula girerken Alya benden uzaklaştı ve grubuna gitti. Ege de zaten Berke lerle konuşuyordu.

İçim bi an kötü oldu, Selin i özlemiştim.

Kimseyi takmayarak sınıfıma gittim ve kapısını çaldım. Hayır, ben nasıl geç kaldım ki?

"Gir" dedi hoca.

"Ay yine mi matematik?" dedim fark etmeden sesli düşünerek.

"Bi problem mi vardı Bestecim" dedi hoca gözlerini kısarak. Yüzümü buruşturdum.

"Yok hayır hocam, sizin ışığınızı görmek bana fazla iyi geliyorda, hani her şeyin fazlası zarardır ya?" dedim 360 derece dönerek.

"Oha nasıl bi dönüş bu?" dedi arka sıralardan birisi. Konuşana baktığımda Ayça olduğunu gördüm.

Furkan ın yanında oturuyordu. Sırama geçip oturdum. Bi dk... FURKANIN YANINDA OTURUYORDU!

Asla ama asla yanında birisini istemeyen Furkan ın yanında oturuyordu.

Bu terslikte bi terslik vardı ve bu hiç iyi bi şey değildi.

YAZARDAN

Selin bugün okula gitmemişti ama Ayça gitmişti. Ayçanın da haberi yoktu bu teklif konusundan.Ayça ile Beste nin iyi anlaşamadığını biliyordu ve her ikisininde nedenini biliyordu.

Bestenin Ayçadan nefret etme sebebi onu çok yapmacık bulması ve iddia ettiğine göre iki hatta daha fazla erkeği aynı anda yürüttüğünü görmesiydi.

Ayça ise Besteyi kıskanıyordu. Onunla daha iyi geçindiğini görüyor ve kıskanıyordu ama bu kıskancının altında çok farklı şeyler vardı. Ama Selin bunu bilmiyordu.

Ayça ile Onur önceden tanışıyorlardı. Bu tanışma sebepleri pek arkadaşça denilemezdi, daha ileriydi.

İki sene önce Onur, Beste ye aşık olmadan önce, onu ilk gördüğünde ilginç bulmuştu ve daha fazla bilgi istiyordu. Ayça ile olan bağlantısınıda biliyordu.

Onur Ayçayı ayartıp Beste ile ilgili bilgi almak istiyordu ama atladığı bi kısım vardı. Ayça Onur a aşık olmuştu.

Ayça Onur dan asla karşılık alamayacağını biliyordu ve bu durum delirmesine neden oluyordu. Bi gün Onuru Beste nin fotoğraflarına bakarken yakaladı.

Ayça sinirden küplere binmişti, öfkesini Onur a kustuğunda, Onur kükredi. Adamın sessizliği zaten korkutucuydu, bağırınca Ayça hayatında hiç korkmadı kadar korkmuştu, o günden beri Beste ye kin duyuyordu.

BESTE'DEN

Hemen gidip Selinden özür dileyeceğim, böyle olmuyo, onu çok özlemiştim.

Son dersimizdi.

Ayça denen bok kız hala daha Furkanın yanındaydı, Selin olsa kıskançlıktan ölürdü. Haa tabi o onun kuzeni, ne de olsa o yan çizmezdi ama ben çizerdim.

Sıkıntılı bi nefes aldım, böyle olmuyordu Selin benim 10 yıllık dostumdu, onunla küsemezdim, bu akşam gidip özür dileyecektim.

Ayça Selinin üst katında oturuyordu, Ayçanın aileside Selinin gibi zengindi hatta daha fazla zengin olabilirlerdi. Ayça bu yüzden evde tek başına kalıyordu, yani her yıl böyle olur.

Dersimiz Türkçe idi ve dersin bitmesine daha 30 dk vardı.

"Dersi nasıl kaynatırım diye mi düşünüyorsun?" dedi birisi fısıldayarak. Arkama baktığımda, arkamda oturan Berke nin sırrıttığını gördüm.

"Evet bana yardım eder misin?" dedim ve bende sırrıttım.

"Yalnız Müdüre gidebiliriz" dedi Berke, dudaklarını birbirne bastırarak. Gülmemeye çalışıyordu.

"Problem değil sadece şu iğrenç adamdan kurtulmama yardım et" dedim ve gülümsedim.

"BESTE ARKANA DÖNME" hocanın sesiyle zıpladım. Niye bağırıyorsunuz, hala daha anlamış değilim.

"PARDON HOCAM, ÇOK ÖZÜR DİLERİM, ARKADAŞ KALEMİNİ DÜŞÜRMÜŞTE" diye bende bağırdım. Hocalara karşı saygım vardı ama karşı sıradakiler eşek gibi anırarak gülerken hocanın bana patlaması hoş değildi.

"Bana bağırma Beste" dedi hoca ve gözlerini kısarak bana bakmaya devam etti. Hayır anlamış değilim, tüm hocaların derdi var benimle.

Seslice yutkundum.

"Şimdi Beste... kalk bakalım tahtadaki soruyu çöz" dedi hoca.

"Hocam ben çözeyim mi?" dedi Berke. Bu hocayı şaşırttı çünkü Berke hiç bi soruya kalkmaz hatta kalktığında şansına zil çalardı. Ballı lan bu çocuk.

"Ev-evet sen çöz" dedi hoca.

Berke tahtaya kalktı ve soruyla biraz bakıştı, neden anamızı ağlatacak sorular soruyorsunuz?

Hoca yüzünü sınıfa çevirdi, Berke fırsattan istifade silgiyi aldı ve soruyu sildi. Sınıf anırarak gülerken hoca bakışlarını Berke ye çevirdi.

"Hocam soruyu bence çözdüm." dedi ve koşarak dışarı çıktı ben ise gülmekten ağlıyordum.

*

Ders sonunda bitmişti, Berke ye teşekkür ettikten sonra hiçkimseyi beklemeden koşarak bizim mahalleye girdim.

Selinin olduğu apartmandan içeri girdim ve kapısını çaldım, İnşallah Ayça orda değildir çünkü onu çıkışta tam olarak göremedim.

Dairenin zilini çalarak bekledim ve sıkıntıyla nefes aldım, omzumdaki çanta ağırdı ya.

Kapı açıldı ve Selin i gördüm, gözleri kıpkırmızıydı ve dudakları ağlamakta şişmişti, noldu bu kıza?

"Selin sana noldu?" sesim çok endişeli çıkıyordu, bu soruyu sorduktan sonra hemen bana sıkıca sarıldı.

"Özür dilerim, çok özür dilerim" dedi ve ağlamaya başladı, kollarımı ona sardım ama benimde gözlerimde dolmuştu.

"Salak ağlayıp durma, sümüklerin okul tişörtüme geliyor" dedim gülerek, o da ağlasada komik bi şekilde güldü.

VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN :D

DİKKAT KATİL VAR!!Where stories live. Discover now