"Peki yemeğini verelim Şekerimizin"dedi Alpay mutfağa doğru yönelirken. O sırada Aysu titreyen elleriyle internete bağlanmış bir şeyler yapıyordu. Alpay getirdiği kaptaki mamayı yeri koyup Şeker'in gelmesini bekledi. Gülümseyerek kediye bakan Alpay'ın bakışları Aysu'yu buldu. Aysu dolan gözleriyle telefona bakarken Alpay birkaç adım ile koltukta oturan Aysu'nun arkasındaki yerini aldı. "Sınav...açıklanmış"dedi Aysu telefonu kapatıp Alpay'a dönerken. Gözlerinden süzülen yaşa engel olamayan Aysu "Yine yapamadım Alpay. Olmadı"dedi Aysu gittikçe kısılan sesiyle. Alpay hızlıca koltuğa oturup Aysu'nun elini tuttu. "Aysu. Bana bak aşkım."dedi sakince. Aysu'yu ağlarken ikinci görüşüydü.

İlki çok önceden ondan hoşlanırkendi. Şimdi avuçlarının arasındaki yüzdeki yaşları silebilir, o minik kırılgan kalbi teselli edebilirdi. "Sen elinden geleni yaptın"diyen Alpay sevimli bir şekilde Aysu'ya bakıyordu.

"Ben bu hayatta hiçbir şeyi beceremeyen gereksiz insanın tekiyim"dedi Aysu tüm şevki isteği kırılmış, amacına yine ulaşamamış bir insanın vereceği en doğal tepkiyi vererek. Alpay Aysu'nun çocukları sevdiğini çok iyi bilse de elinden bir şey gelmiyordu.

Alpay sevgilisini kendi göğsüne doğru bastırarak sarıldı. "Gereksiz bir insan değilsin"dedi Alpay ve devam etti.

"Sen çok değerlisin Aysu. Hayatta bazen her amacımıza ulaşamayız deneriz ve olmaz. Basketbol seçmelerine üç kez katıldığımı sana söylemiş miydim?"dedi Alpay Aysu'ya bakarken. Bir yanda da o sarı saçları yavaşça okşuyordu. Aysu olumsuz bir şekilde basini sağlamakla yetindi.

"Tam üç kez seçmelere katıldım. İkinci deneyişimde vazgeçmek istedim ancak o gün babam bana dedi ki 'Hayallerinle her şeyi yapabilirsin. Yeter ki hayal etmeyi öğren'. Başta bu sözü anlamadım ama üçüncü deneyişimde seçildiğim de en cok babam sevinmişti."dedi Alpay gözleri dolarken "Sen çok değerlisin. Sen benim değerlimsin Aysu. Çocukları sevdiğini biliyorum. Eğer çocuk istersen bizim çocuğumuza bakarsın"dedi Alpay sonunda esprisini yaparak.

Aysu bakışlarını Alpay'a dikip "Kaç tane?"dedi masumca.

"Kocaman bir sınıf oluşturabiliriz"dedi Alpay sırıtarak bakarken.

"Üstelik çalışmayı çok istiyorsan, evimizi topla. Çocuğumuza bak. Bu da bir iş"dedi Alpay aklına gelen her şeyi söylerken. "Daha evlenmedik ama"dedi Aysu sakince. "Hey sorun buysa-"derken Alpay'ın sözü Aysu tarafından kesildi. Genç kız doğrulup sevgilisinin elini tuttu. "Ben yararlı bir şey yapmak istiyorum Alpay. Ben Yazgı gibi,Umay gibi senin gibi işe yaramak istiyorum."dedi Aysu içini sevgilisine dökerken. Alpay iç çekip sevgilisinin yüzüne dokundu. Teselli etmek oldukça zor bir işti. Üstelik teselli edilen sevdiğin kadın ise çok daha zordu.

Uygar masaya koyduğu pasta ile beklemedeyken kapıdan gelen anahtar sesi ile hafif çalan müziği açıp öksürerek boğazını temizledi. Yazgı yavaş adımlarla salona geldiğinde "Uygar bu ne?"diyerek güldü. "Pasta birtanem"dedi Uygar Yazgı'nın yanına gelmesiyle eşinin belini kavramış şaşkınca bakışlara bakarken. "Yoksa doğum günüm mü?"dedi Yazgı düşünür gibi yapıp "Hayır"dedi Uygar başını olumsuzca sallayıp "Karşılaşma yıl dönümümüz?"dedi Yazgı bu sefer. Uygar yine olumsuzca başını salladı.

"Ne için Uygar?"dedi Yazgı gülerek eşine bakarken. "Tamam. Yılın sporcusuna aday gösterilmeme"dedi Uygar aniden. Yazgı başını olumluca salladı.

"Ödülü alınca mı kutlama yapsaydık?"dedi Yazgı kahkaha atmamaya çalışırken.

"Aday gösterilmek bile önemli birtanem"dedi Uygar heyecanlı dururken. Yazgı iyimser bir bakış attığı eşinin yanağına uzun bir öpücük kondurdu. "Çok tatlısın koca adam"diyen Yazgı kıyafetlerini değiştirmek için odaya yöneldi. Uygar, Yazgı'yı istediği kıvama getirdiği için gülümseyerek eşinin odaya gidişini izledi. Birazdan günün anlam ve önemini Yazgı'ya açıklayacaktı.

Aysu sakinleşmiş karşıdaki duvara doğru bakarken kendisini saran güçlü kolların sahibine gülümsedi. "Teşekkür ederim"dedi sessizce Aysu. Alpay iç çekip saçlarıyla oynadığı sevgilisinin sakinleştiğini görüp gülümsedi. "Acıkmadın mı?"diye sordu Alpay huzur veren bir ses tonuyla. Aysu başını olumluca sallayıp "Acıktım"dedi. Alpay hareketlenirken "Beraber hazırlamaya ne dersin?"diye sordu Aysu.

Eski enerjisi yerine gelen genç kadın iri gözleriyle Alpay'a bakarken "Hazırlayalım sarışın" dedi Alpay. Aysu ayağa kalkıp Alpay'ı kaldırırken genç çift eski hallerine dönmüş, mutfağa doğru yürümeye başlamıştı.

Yazgı rahat ev kıyafetlerini giyip salona geldiğinde Uygar telefonda Umay ile konuşuyordu. "Tamam meleğim. Seni görmek için geleceğim"dedi Uygar gülerek. Yanına oturan karısına izleyip telefon konuşmasına devam eden Uygar "Amerika güzel demek. NBA'yi ciddi olarak düşünme vaktin geldi demek" dedi Uygar gülerek. Yazgı kocasının bakıp masadaki pastaya doğru uzandı. Yine masaya konulmuş bıçağı alıp pastayı kesmeye başladı. Bir yandan da pastanın tadına bakan Yazgı gülerek Uygar'a döndü.

"Tamam görüşürüz Umay"diyerek telefonu kapatan Uygar iç çekip kardeşini özlediğini fark etti. "Özledin değil mi?"dedi Yazgı saçlarını özenle topuz yapmış, mavi gözlerini eşine dikmişken. "Önceden annem ve babamla olduğu için fazla özlediğimi fark etmezdim ama şimdi tek başına."dedi Uygar ve ekledi.

"Haftaya Ankara'ya gelecekmiş. Çocukluk arkadaşı nişanlanıyormuş"dedi Uygar arkasına yaşlanıp Yazgı'ya bakarken.

"Gideceğiz değil mi?"dedi Yazgı çatalı Uygar'a uzatırken. Uygar başını olumluca salladı.

Önce halletmeleri gerek bir iş vardı. "Yazgı."dedi Uygar yumuşak bir sesle. Yazgı pastasını çatallamışken Uygar'a baktı. Aynı zaman da çatalı ağzına götürüp ilk lokmasını yedi. "Aslında seninle konuşmam gerek bir şey var"dedi Uygar çatalı masaya bırakıp.

"Pasta?"dedi Yazgı kaşlarını kaldırıp Uygar'a masum bir bakış atarken. "Boşver pastayı"diyerek eşinin elini tutan Uygar boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Oldukça mutlu birkaç ay geçirdik birtanem. Belki de çok aç gözlüyüm ancak ailemizin büyümesi çok iyi olmaz mı?"dedi Uygar bir erkek gibi üzerine düşen görevi yerine getirirken. Yazgı başını olumluca salladı.

"Evet koca adam biz büyük bir aileyiz. Benim sülalemi gördün salona zor sığdılar"dedi Yazgı gülerek.

"O aileyi demiyorum Yazgı. Çekirdek ailemizden bahsediyorum"dedi Uygar. Aynı anda Yazgı'nın elindeki çatal düştü. Yazgı, Uygar'ın demek istediğini anlayıp içindeki heyecandan patlamak üzere olan kalbini sakinleştirmeye çalışırken "Bir bebeğimiz olsa...güzel olmaz mı?"dedi Uygar nazik sesiyle ve sesine yansıtmadığı heyecanıyla birlikte. Yazgı bir şey söyleyemeden "Dans ettiğinden dolayı istemezsen anlarım birtanem. Daha erken de olabilir ama..."diyerek sustu Uygar.

Yazgı, Uygar'ın boynuna kollarını dolayıp "Sen benim ruh eşim olmalısın koca adam"dedi ve kocasının yüzüne baktı. "Kaç gündür içimden geçenleri söyledin aşkım. Ve şimdiden söyleyeyim bana çok iyi bakmalısın"dedi Yazgı belini kavrayan Uygar ile "Sadece sana bakacağım balerin."diyen Uygar Yazgı'nın alnına en sevdiği öpücüğünü yerleştirdi. Karısını öpmeye hazırlanan Uygar "Pasta?"diyen tatlı ses ile sırıttı.

Başını olumsuzca salladı. Ancak Yazgı'nın pastaya olan zaafını bildiğinden geri çekilip eşini izlemeye karar verirken kolunu tutan Yazgı ile bu kararından vazgeçti. Aşkına verdiği öpücükler ile tutkulu geçecek olan bir gecenin haberini veriyordu Uygar. Yazgı ise sadece akışına bırakıp anın tadını çıkarıyordu. Uygar yanındayken hayallerini teker teker yaşıyordu.

Tarif edilemeyen en saf sevgi olan aşk birçok kez ruh eşini sunar insana. Yazgı Uygar ile aynı şeyi düşündüğü için bile sevinçten uçarken anne olacağı zaman neler olacağını merak ederken, Uygar ise hayatı boyunca beklediği tek aşkıyla bir masala doğru yolculuğa çıkmıştı.

Koca AdamTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon