12. Bölüm

396 20 1
                                    

Sorduğum sorudan sonra bir süre durdu. Ne diyeceğini toparlamaya çalışıyordu. İşin içinden çıkamayınca kaşlarını çattı. "Sen neden soruyorsun bu soruyu?"
Dudağımı büzüp omuz silktim "Bana bu kadar değer vermen garibime gidiyor galiba." deyince kaşlarını kaldırdı, "Bunda garibine gidecek ne var?"
Alaylı bir şekilde gülümsedim, "Ya yanlış anlama ama ben 3 çocuklu bir kadınım. Gençte değilim. Öyle başkasının gözünden kendime bakınca pek güzel olduğumda söylenemez. Yani öyle bir erkeğin bana aşık olması ya da değer vermesi pek mantıklı gelmiyor." dediğimde gülmeye başlayıp başını iki yana salladı, "Sen.. Sen çok yanılıyorsun."
B

ir süre sessizlik olduktan sonra devam etti, "Öncelikle Güneş Hanım aşkın olduğu yerde zaten mantık aramak büyük bir saçmalık olur. Ve açıkcası o kadar güzelsin ki seni başını koyduğun yastıktan bile kıskandığımı söylemek istiyorum." dedi ve başıyla onaylamaya devam edince gülümsedim. "Bak, aşık olmak anlık bir şey. Birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin, çok daha lezzetli olduğu bir an. Beni okulun kolidorunda görüp iyice süzdükten sonra göz göze geldiğimiz anı düşün."

Her ne kadar onu süzdüğümü baştan beri anlamış olması utanmama neden olsada belli etmedim.
"Şimdi düşünüyorumda ben o an anlamışım hayatımda çok ayrı bir yere sahip olacağını." gözlerimi kaçırmaya başlayınca çenemden tutup göz göze gelmemizi sağladı. "İnan bana ne yaşın, ne güzelliğin hiçbir şey önemli değil. Sen her şeyinle muhteşemsin. Ayrıca kızlarına ne kadar değer verdiğimi anlamamış olmana kırılıyorum."
"

Hayır hayır ben sadece.." kendimi toparlamak için derin bir nefes aldım, "Ya Haluk anla beni lütfen yani ben telaşlıyım biraz yıllar sonra karşıma senin gibi biri çıkıyor, beni sevdiğini söylüyor. Ben, ben mutlu olmaktan korkuyorum sadece.." deyince elini çenemden çekti, "Korkuyor musun? Neden?" başımla onaylarken gözlerimden dökülen yaşlara engel olamadım, "Ben mutlu olursam elimde kaybedebileceğim bir şey olacak dimi? Eğer kaybedersem ben kaldıramam bunu, o kadar güçlü değilim." Ellerini beline koyup "Ya sen benden kurtulabileceğini mi sanıyorsun? Canım beni kaybetme şansın yok birkere senin." deyince ister istemez gülmeye başladım. Yüzümdeki yaşları sildi ve başımı omzuna yasladı, "Biz çok mutlu olucaz, söz veriyorum."
"O zaman bana şiir oku." dediğimde şaşırdığını belli eden "Şimdi mi?" sorusuyla başımı salladım. Boğazını temizledikten sonra beni omuzundan kaldırıp doğruldu.


"Aysel git başımdan ben sana göre değilim."

Kahkaha atmaya başlayıp omzuna vurdum, "Ya çok kötüsün ama."

Hiç bozuntuya vermeden devam etti,

"Ölümüm birden olacak seziyorum.
Hem prensim, muhteşemim, fazlasıyla yakışıklıyım,
Aysel git başımdan ben Güneş'e aşığım."

"Gerçekten senden romantiği yok yaa, şiire cover yaptın resmen, Atilla İlhan'ın kemikleri sızladı şu an." deyip alkışlamaya başlayınca beni kendine doğru çekti,
"Ya hayatım burada sana ilan-ı aşk ediyorum, yok yok kadın milleti işte hiç anlar mı böyle şeylerden valla yazık..." deyince kendimi geri çektim, "Öyle mi canım? Bana şiirde daha çok kendini övüyormuşsun gibi geldide." dediğimde ellerini dizlerine vurup "Tövbeler olsun resmen şu muhteşem kişiliğimi çekemiyorsun."deyince kahkaha atmaya başladım, "Ne yapacağım acaba seninle."

Buir süre sessizlik olduktan sonra bana döndü "Sana bir şey itiraf edeyim mi?" diye sorduğunda heyecanlı bir şekilde başımı salladım. Bulutlara baktıktan sonra tekrar bana döndü "Ben küçükken bulutlardan şekiller yapmayı çok severdim, hatta bulutları pamuk sanardım." deyince ister istemez gülmeye başladım, "Hadi o zaman çocukluğuna geri dönelim." dedim ve onun bir şey demesine fırsat vermeden örtünü üzerine uzandım, ardından o yanıma uzandı ve bana doğru yaklaştı. "Hadi sen başla." deyince bir süre bekledikten sonra eliyle işaret ettiği yere baktım, "Bak şu bisiklete benziyor."

Papatya MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin