a.1 Uno

2.6K 97 24
                                    

Elimdeki kağıtları göğsüme bastırırken büyük kapıya doğru koşmaya devam ettim. İşimin ilk gününde toplantıya geç kalmak istemiyordum ve başlamasına sadece on dakika kadar bir süre kalmıştı. Camp Nou'yu ziyarete gelen turist gruplarının arasından zikzaklar çizerek ilerlemeye devam ettim. Görünüşe göre yoğun bir cuma günüydü. Rehberlerin gruplarını yönlendirmek için seslenişleri, güvenlik görevlilerinin abartılı kontrolleri ve otobüs şoförlerinin açtığı hareketli müzikler işimi sadece zorlaştırıyordu.

Sadece görevlilerin kullandığı kapıya nefes nefese ulaştım. Burası hem ofis kısmına kestirmeydi hem de sahaya çıkan ana girişe ince uzun bir koridor veriyordu. Diğer kapıların aksine burada sadece bir görevli vardı. Maç günleri ve haftasonları hariç hep böyle olurdu. Tek bir kelime etmeden boynumdaki kartı çıkarıp gişeye okuttum ve gelen onaylama sesiyle içeri girdim. Tekrar koşmaya başlarken kendime küfürler ediyordum. Burası devasa bir yerdi ve koşmak zorundaydınız.

Sadece birkaç dakika sonra toplantı odasına girdiğimde Teyzem Stella'nın yanında yerimin boş bırakıldığını gördüm. Neyse ki son gelen ben olmamıştım. Saatimiz yaklaşırken içeri birkaç kişi daha girdi ve sayımız tamamlandığında işe koyulduk.

Bartemou başkan olarak kısa bir giriş yaptı.

"Evet arkadaşlar, toplanma nedenimiz malum. 11 Ocak 2016 günü düzenlenecek olan FifPro ödülleri için ilk toplantımızı yapıyoruz. Geceye hazırlık aşamalarını Ramon yönetecek ve sadece iki haftamız var."

İlk yarım saat gecenin öneminden ve bu geceyle kulübün kısaca geçmişinden bahsedildi. Zürih'e gidiş dönüş planı yapıldı. Tam iki hafta sonra bugünün, en ince ayrıntısına kadar planı çıkarıldı.

"Altın Top için üç adaydan ikisi bizim kulübümüzden. Oylama bugün başladı ve sabah da adaylarımızın ismi bize ulaştırıldı." diye sözü bugün bilmem kaçıncı kez Ramon aldı. Ramon Pont kulübün sosyal direktörüydü. "Bu nedenle bu iki arkadaşımızın o gece kusursuz görünmesini istiyoruz. İş burada sana düşüyor Stella." Teyzem FC Barcelona'nın stilistiydi ve yıllardır burada çalışıyordu. Forma tasarımları, ödül gecelerinde giyilecekler ve tabi ki oyuncuları halka pazarlayabilmek için kişiliklerini en iyi yansıtan şeyleri seçmekle görevliydi. Dünya çapında gayet başarılı bir tasarımcıydı ve aynı zamanda benim en büyük idolümdü. "Sen ve asistanların Messi ve Neymar için çok güzel takımlar hazırlamalısınız."

Neymar'ın adını duyunca gözlerimi devirdim. Kuzenim Aya onun hastasıydı ve her buluştuğumuzda adını sayıklıyordu. Ayrıca bugün kendisini görürsem eğer Aya için bir selam videosu çekeceğime dair söz vermiştim. Aramızda her gün futbolcuları görüp görmeyeceğimle ilgili küçük çaplı bir tartışma dahi çıkmıştı.

Ramon ve teyzemin konuştuğu önemli şeyleri not etmeye devam ederken ismimi duymamla kafamı kaldırdım.

"Bu arada Alessandra, yeni işinde başarılar diliyorum. Umarım senin için de bizim için de her şey güzel olur."

Uzattığı elini sıktım ve ben de tıpkı onun gibi sıcacık gülümsedim.

"Teşekkür ederim efendim. Ben de en iyisini umuyorum."

"O zaman," teyzem ellerini çırpıp tuttuğum notlara göz gezdirdi. Sonra da kolundaki saatine baktı "Bizim işimiz bittiyse antrenman sonuna yetişip çocukların ölçülerini almak istiyorum. Son alışımdan bu yana üç ay geçti. Her şeyin tam oturmasını isteriz."

"Tabii, buyrun." Ramon bize izin verir vermez çantalarımızı alıp kendimizi dışarı attık.

"Nasıldı bakalım?" teyzemle onun bizi yönlendirdiği yöne yürümeye başladık.

in the night. neymarjrOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz