🚦|51

2.7K 302 120
                                    

[story, jaehyun]

Ailem gideli dört, biz eve döneli iki saat olmuştu. Ha şey, ben Taeyong'u çıldırtalı ise beş dakika.

"Jaehyunie, hadi çık artık oradan..."

Sevimli sesine aldanmamaya çalışıp etrafa bakındım. Kendimi şu an Taeyong'un kaldığı yatak odama kilitlemiştim yoksa Taeyong beni öldürecekti.

"Asla çıkmam buradan!" diye bağırdım.

Elinde ekmek bıçağıyla bekliyordu beni!

Ben hiçbir şey yapmamıştım oysa. Ne olmuş yani banyoyu temizledikten sonra Taeyong'u uyarmayıp düşmesine sebep olmuşsam?

Sonrasında çok endişelenmiştim, ona yardım etmeye çalıştım ama daha çok sinirlendirdim.

Ben bunu hak ettim sanırım.

"Jae, lütfen çık..." dedi şirin bir sesle.

"Jae mi dedin sen bana az önce?" dedim sesimi kısarak.

"Evet, Jae dedim. Hadi çık Jaehyunie. Bıçağı bıraktım."

Şirin sesi yelkenleri suya indirmeme sebep olmuştu. Derin bir nefes alarak kapıyı yavaşça açtım ve karşımdaki bedene baktım.

Elinde gerçekten bıçak yoktu. Daha kötüsü... Bir sopa vardı, benim beyzbol sopam.

"Hey, özür dilerim Taeyong. Beni korkutmayı kes," dedim gülmemeye çalışarak.

Taeyong gülümsedi ve sopayı yere bıraktı.

"Sırtım hâlâ ağrıyor fakat seni affedeceğim. Gel hadi..."

Sert bir nefes vererek güldüm.

"Bir an beni öyle korkuttun ki..."

Başını eğip hafifçe güldü, ardından tekrar yüzüme baktı.

"Bugün Jaemin'in yanına gideceğim, benimle gelir misin? Seni onunla tanıştırmak istiyorum."

"Ama beni son gördüğünde pek iyi şeyler olmamıştı," dedim saçlarımı düzeltirken.

"Bu sorun değil. Hadi, hazırlan."

Beni kardeşiyle tanıştıracak olması içimde güzel hisler yaratırken biraz olsun endişelenmiştim.

Bir şey söyleyemedim. Yalnızca odaya girdim ve üstümü değiştirerek Taeyong'un yanına geçtim.

"Çok iyi görünüyorsun," dedi beni incelerken.

"Teşekkür ederim. Sen de öyle," diyebildim sadece. Şaşırmıştım çünkü bunu söylemesine.

Sonrasında konuşmadık. Caddeye varana kadar ikimiz de tek kelime bile etmedik, bu kötü hissettiriyordu.

Işıklara vardığımızda durduk ve yeşil ışığı beklemeye başladık.

"Koşacağız," dedi Taeyong kısık bir sesle. Bana bakmıyordu, karşıya odaklanmıştı.

"Her zamanki gibi," dedim başımı sallayarak.

traffic lights | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin