🚦|20

4.4K 491 68
                                    

"Bugün onu görmedim. Gerçekten bu durum canımı sıkmaya başladı.

Defter, gittiği yer, son zamanlardaki yorgunluğu...

Ona yardım etmek zorundayım. Onun bana ihtiyacı varmış gibi hissediyorum."

[story]

Jaehyun, ellerini birbirlerine sürterek hızlı adımlarla caddeye doğru yürüyordu. Kar taneleri düz bir yol izleyerek yere düşerken rüzgar hafif esiyordu.

Aslında Jaehyun böyle havalara bayılırdı. Öyle ki eve gitmek yerine dışarıda sabahlamayı bile düşünebilirdi fakat keyfi yoktu. Tek derdi eve gitmekti. Eve gider gitmez ertesi sabah Taeyong'u görme umuduyla uyuyacak, gününü bitirmiş olacaktı.

Sokak lambalarının yetersizliği yüzünden önünü tam göremiyordu. Arada bir yavaşlıyor, herhangi bir şeye çarpmamak için eliyle etrafı yokluyordu.

Nihayet caddeye çıktığında tedirgin bir şekilde yürümeyi bıraktı ve ellerini ceplerine soktu.

Trafik ışıklarına vardığında ellerini ceplerinden çıkardı. Dışarı sert bir nefes vererek oluşan buharı izledi. Geçen arabalara baktı, kapanmak üzere olan dükkanlarda göz gezdirdi...

Arkasından gelen ayak sesleri dikkatini çekti sonrasında. Ayak sesleri tam yanındayken durdu.

Jaehyun gözlerini hafifçe soluna çevirdi ve bir anda vücudunun kasıldığını hissetti.

Taeyong, soğuktan kızaran burnu ve yorgunluktan olsa gerek moraran göz altlarıyla girmişti Jaehyun'un görüş açısına.

Yan profili ne kadar da güzeldi.

Yine koşacak, diye geçirdi içinden Jaehyun. Yine kendine yazık ettiğini fark etmeden koşacak.

Yeşil ışık yandığında arabaların durması ile birlikte yürümeye başladı. Koşarak önüne geçecek olan Taeyong'u aradı gözleri fakat istediğini bulamadı.

Taeyong, Jaehyun ile arasında olan mesafeyi açmadan yürüyordu. Ayaklarının yerdeki karla buluştuğunda çıkardığı ses bile Jaehyun'u etkilerken yan yana yürüyor olmaları bir mucize gibiydi.

Karşı kaldırıma geçtiklerinde Jaehyun, Taeyong'un koşmasını bekledi ama Taeyong koşmak yerine Jaehyun'un yakınında yürümeyi tercih etti.

Acaba bu, Tanrı'nın gönderdiği bir işaret miydi? Taeyong'a bir selam verse, karşılığını alabilir miydi?

Onunla arkadaş olabilir miydi?

Derin bir nefes alıp Taeyong'la arasında olan bir adımlık mesafeyi kapattı.

"Merhaba," dedi kısık bir sesle.

Taeyong duraksadı. Böyle şeylere alışkın olmadığı için endişelenmiş, biraz da korkmuştu.

"Merhaba," dedi aynı şekilde.

Jaehyun hafifçe gülümsedi.

"Genelde koşardınız, sizi böyle görmek beni biraz şaşırttı."

Taeyong bitkin bir şekilde başını salladı.

"Koşamayacak kadar yorgunum."

Jaehyun alacağı tepkiden korksa da aklındaki soruyu sormak istiyordu.

"Eve gitmeden önce bir kafeye uğrayacağım. Bana eşlik etmek ister misiniz? Yorgunluğunuzu bir kahve ile alabilir miyim?"

Taeyong ne diyeceğini bilemedi. Hayatında ilk kez böyle bir şey yaşıyordu, dahası birinin kendi isteği ile onunla konuşması epey şaşırtıcıydı. Genelde pek sevilmezdi, arkadaş sayısı da bir elin parmaklarını geçmezdi.

Kolundaki saate baktı. Sekize geliyordu, zaten bir işi de yoktu. Yani teklifi kabul etmemek için bir sebebi yoktu.

"Olur," dedi tebessüm ederek.

Jaehyun, tebessüme karşılık olarak istemsizce gülümsedi.

Hayatının en büyük adımını atmış olmak güzel hissettiriyordu.

traffic lights | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin