Bölüm 7

102 8 0
                                    

Resim: Kang Dae Ho

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Resim: Kang Dae Ho

Bölüm OST: Gantz OST: Kioku

7 Mart 2011. Felakete imza atmış bir gün. Japonya böyle şeylere yabancı değildi ama bu sefer oldukça büyüktü, kayıplar fazlaydı. Tohoku oldukça büyük bir felaketi yaşamıştı. Deprem ve ardından gelen katil tsunami.

Hastaneler tıklım tıklım insanlarla doluydu. Sendai'ye oranla zarar görmemiş veya daha az etkilenmiş bölgelere getirilmiş şanslı insanlar vardı. Bir şekilde hayatta kalabilmiş insanlar... Yakınlarını kaybettiklerinden bile habersizlerdi.

Evlerini, hayatlarını büyük oranda kaybettiklerini bile bilmiyorlardı. Hemşireler bir umut, herkese koşuyorlardı.

Tohoku'daki hastanelere sığmayanlar Tokyo'ya getiriliyordu. Orada da tehlike alarmı verilmişti ama ufak sarsıntılar haricinde bir şey olmamıştı. Hayat hala günlük akıp gidiyordu. Hükümetler, orada bulunan vatandaşları için hizmet sağlamaya çalışıyordu. Dünya bu kadar kısa sürede haberdar olmuştu, herkes maddi yardım sağlamaya çalışıyordu. Orada bulunan yabancılar için de ülkeleri bilgi almaya çalışıyordu.

Tokyo'daki hastaneler aşırı kalabalık değildi. Daha sakindi. Bembeyaz koridorlarda koşuşturan hemşireler ve yakınlarını arayan birkaç kişiden başka hareketlilik yoktu. Telefonlar henüz açık değildi, kilitlenmişti.

Tokyo'daki büyük devlet hastanesinin üçüncü katı... Hemşireler ellerinde serumlarla koştururken bir kız yavaşça yürüyordu. Üstünde beyaz kalın bir kazak ve toz pembe bir etek vardı. Etek pileli ve baldırlarına kadardı, kahverengi botlarını yere sürerek yavaşça yürüyordu. Eteğiyle aynı boyda hırkası ve yandan asmalı çantası da vardı. Saçları açıktı.

Kim Soo Yun.

Hiçbir şey olmamış gibi bir görüntüsü vardı. Üstü ıslak değildi. Dae Ho'yla yemek yemeye gitmeden hemen önceki gibi bir hali vardı. Parmağında yüzüğü de vardı. Evlenmek için taktığı yüzük.

Ya da evlenemeyecekti.

Yüzünde inanılmaz huzurlu bir gülümseme vardı. O korkmuş halinden eser yoktu. Gözleriyle Dae Ho'yu arıyordu. Hemşirelere sormadı bile, eliyle koymuş gibi buldu onu. Sanki hastaneye o getirmiş gibi. Bir sedyede yatıyordu. Oksijen maskesi ve serum takmışlardı. Üstü kuruydu. Hastane kıyafetleri giydirmişlerdi. Vucüt ısısını düzenlemek için bir battaniyeyle üstünü örtmüşlerdi. Soo Yun gidip sedyenin başında öylece dikildi. Yanaklarından usulca gözyaşları süzülüp gidiyordu ama hayatta olduğu için buruk bir gülümsemesi de vardı.

Az sonra yüzüğünü çıkarıp Dae Ho'nun yastığının yanına koydu. Kendi de uca oturmuştu. Elleriyle Dae Ho'nun saçlarını yavaşça okşuyordu.

Az sonra Dae Ho yavaşça gözlerini açar gibi oldu. Soo Yun'un silüetini görür gibiydi ama vücudu soğuktan uyuşmuştu neredeyse. Hareket edemiyordu.

Yakuza (야쿠자)Where stories live. Discover now