7-Rahip

189 29 7
                                    

Alex kalemi kontrol ettiğinde, üzerinde kan veya göz parçaları olmadığını görünce rahatladı. Dumas'a zarar verenin kendisi veya kalemi olmadığını öğrenmek, Alex için iyi olmuştu. Fakat yine de kalemin bu işte bir rolü olabileceği konusunda şüpheleri devam ediyordu.

Aklını işe veremeden bütün gün çalıştı. Sonunda mesaisi bittiğinde, doğruca eve gitti ve kütük gibi uyudu.

Roma 1553 – Engizisyon Mahkemeleri

Mahkeme heyeti, cadılıkla suçlanan kadının sorgusu için Rahip Alexander Martinelli'yi bekliyordu. Sorgularındaki başarı oranı çok yüksekti. Hiç kimse onu yalanları ile kandıramıyordu.

Rahip Martinelli kürsüye çıkıp tüy kalemini eline aldı ve mürekkebe batırdı. Önündeki kâğıda baktı, ardından kafasını kaldırıp, karşısında korkudan titreyen kadına sordu:

"Adın ne?"

Kadın korkudan adını söyleyemiyordu. Kendisini cadılıkla suçlayan bu insanların, onu türlü işkencelerle öldüreceklerinin farkındaydı.

"Sana adın ne diye sordum."

Kadın korkuyla mırıldandı. "Francesca Cambareri." Rahip Martinelli, kadının adını kâğıda yazdı.

"Cadılıkla suçlanıyorsun, kocanın kendi kanında boğularak ölmesi için lanetlemişsin ve ardından kocan ölü bulunmuş."

"Ha-hayır, hayır efendim. Ben sadece beni dövdüğü için kızmıştım. Ona kötü sözler söyledim ama bir anlamı yoktu."

"Şahitler var, senin büyülü güçlerin olduğu söyleniyor. İnsanları sözlerinle lanetleyebiliyormuşsun."

"Hepsi yalan efendim, beni kıskanan insanların yalanları."

Alexander Martinelli tüm cevapları yazıp bekledi. Tüy kalemi asla onu aldatmalarına izin vermezdi. Kalemin özelliği, yazılmış yalanları doğrularla değiştirmesiydi. Kadının söylediği her şey değişmeye başlamıştı.

Kocasını lanetlediği doğruydu. İnsanları sözleriyle lanetlediği ve bu yüzden cezalandırmayı hak ettiği yazıyordu. Martinelli kâğıdı dikkatle okuduktan sonra kararını açıkladı.

"Sen Francesca Cambareri, sözlerinin hepsi yalan. Lanetinle kocanı öldürüp, diğer insanlara da zarar veriyorsun. Cezan ölümdür."

"Ya sen Rahip?" dedi. Kadının ses tonu değişmişti. Kendinden emin bir şekilde devam etti. "Sen de büyülü kaleminle insanları cadılıkla suçlayarak, aynı suçu işlemiyor musun?"

Etrafta mırıldanmalar başlamıştı. Rahibin kalemine ne kadar düşkün olduğunu bilenler, şüphelenmeye başlamışlardı.

"Götürün şu cadıyı ve yakın" dedi Rahip.

"Seni ve soyunu lanetliyorum Alexander Martinelli. Soyundan gelecek ve senin ismini taşıyacak her erkek çocuğu lanetini hissedecek."

Cadı kahkahalar atarak lanetini tekrarlıyordu. Muhafızlar kadını sürükleyerek götürdükleri zaman bile, kadının sözlerinin kâğıt üzerinde değişmediğini gördü. Lanet konusunda yalan söylememişti.

Günümüz

"Alex! Seni uykucu, işe geç kalacaksın."

Melinda adamı uyandırmaya çalışıyordu. Alex homurdanarak yatakta öndü. Kadına doğru kafasını çevirdi ama gözlerini açmadı. "Beni rahat bırak, biraz daha uyuyayım."

Melinda adamı uyanmaya zorlamakta kararlıydı. Göz kapaklarını eliyle açmaya başladı.

"Hadi uykucu... Aman tanrım" diye çığlık atıp yataktan uzaklaştı.

"Ne var, ne oldu?" diye sordu Alex.

"Gözlerin..."

Alex kalkıp aynaya yürürken, kadının kendisinden uzak durmaya çalıştığını fark etti. Aynaya baktığında gözlerinin simsiyah olduğunu gördü. Beyaz olması gereken yerler bile siyahtı. Hâlâ uykuda olup rüya gördüğünü düşündü ve kendisini çimdikledi.

Canı yanmıştı. "Bu gerçek olamaz" diye mırıldandı. Aynadaki yansımasının arkasında bir kadın silueti gördü. Fakat Melinda sol yanında ve görüş alanındaydı. O değilse kadın kim olabilirdi?

Hızla arkasını döndü ve ...

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma Tarihi: 28.05.2016

Gerçekleri Yazan Kalem (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin