EJDERHA'NIN ÖFKESİ ♛ Kraliçelerin Savaşı I

55 ♛ Ay Taşı, Orman ve Başlangıç*

♛ 55. Bölüm ♛

AY TAŞI, ORMAN VE BAŞLANGIÇ

Elf Şehirleri, Sarin'in Adaleti

Hyrelia, Kral Madeinos'un kızıydı. Kraliçelerin aksine, Deniz Hanedanında en büyük varisin kız ya da erkek olması bir şeyi değiştirmezdi. Kral Madeinos, kardeşleri arasındaki en büyük deniz insanıydı ve soyundan gelen kanla kral olmuştu. Kraliçe Karelias ise hanedana mensup sayılmazdı. Kraliçe Karelias, halktan biriydi fakat onun soyunun da eski deniz hanedanlarından birine dayandığını iddia edenler de vardı. Kraliçe Karelias halkı tarafından sevilen biriydi, Deniz Kraliçesi olmadan önce olduğu gibi.

Hyrelia, Kraliçe'yi tanıyordu. Onu gördüğünde çok küçüktü fakat onu görmüştü. Karelias, çocukları arasında en çok Aiolis'e benziyordu. Hyrelia'nın bildiği bir diğer şey ise Kral Madeinos'un, Kraliçe Karelias'a aşık olmadan onunla evlendiğiydi. Kral bir zamanlar belki de hala yaşayan Hyrelia'nın annesine aşıktı. Kraliçe Karelias ise Batı Denizi'nin isyancılarından biriydi. İsyan etmek için haklı nedenleri vardı fakat yine de bir asiydi. Hyrelia, Kral Madeinos'un onunla evlenme nedeninin önceleri isyanı bastırmak olduğunu biliyordu. Fakat ardından Madeinos, Karelia'yı sevmeye başlamıştı ve Hyrelia'nın annesini tamamen bırakmıştı. 

Bir zamanların hükümdarı olan Deniz Kraliçesi Karelias'ın eski adı Karelia'ydı, hanedan üyesi olması ile ismine ekleme yapılmıştı. Çoğu kişi onu Karelia diye anardı fakat isminin başına 'Deniz Kraliçesi' unvanı gelince ona Karelias denilirdi.

Hyrelia, taht sırasında kaçıncı olduğundan emin değildi. Mercan Saray'da pek sayılan biri sayılmazdı. Henüz birkaç aylıkken saraya getirilmişti, karayı hiç bilmiyordu. Kral Madeinos ise Hyrelia'ya annesinden hiç bahsetmemişti. Birkaç gün önceye kadar.

Kral Madeinos birkaç gün önce Hyrelia'yı yanına çağırmıştı. Ona önce Kar Kraliçesi'ne söylemesi gereken sözlerden bahsetmişti. Ardından doğuya gitmesini söylemişti. Oraya gidince vereceği mektubu Kral kendi elleriyle yazıp kızına uzatmıştı. Ardından ona sadece denizkızı tarafının değil insan olan tarafının da soylu olduğundan bahsetmişti. Annesinin ismini söylememişti ve bilmemesinin daha iyi olacağına inanıyordu. Hyrelia karada nasıl insana dönüşeceğinden başka bir şey sormamıştı. Kral'ın yanıtı basitti. Hyrelia'ya denizde deniz insanı, karada ise bir elf olacağını söyledi.

"Artık yanımdan ayrılmalısın, Kar Muhafızı Xaren." dedi Hyrelia yanında yürüyen Xaren'e dönerek. Ayaz Geçit'ten geçip Ay Dağları'ndan çıkmışlardı. Hyrelia pek de uzak olmayan Gümüş Nehir'in ışıltısını görebiliyordu. "Kraliçe Salirhenia senden haber bekliyor olmalı."

"Öldüğümü düşünüyordur." dedi Muhafız gece mavisi gözlerini Hyrelia'ya çevirerek.

"O halde daha hızlı gitmelisin."

"Bırak öldüğümü düşünsün, Hyrelia. Seninle geleceğim."

Hyrelia bir adım daha atmadı. Xaren birkaç adım sonra kızın yanında olmadığını fark edip arkasını döndü. Hyrelia'nın kımıldamadığını anladığında ona doğru birkaç adım attı. "Hyrelia?"

Hyrelia ayaklarına baktı. Yürümeye henüz tam olarak alışamamıştı. Kraliçe Salirhenia ona ayakkabılar ve yeni kıyafetler de vermişti. Hyrelia saraydan çıktığı gibi belindeki altın kemerini yeniden sualtı altınından yapılmış mızrağa ve parmağındaki safir yüzüğünü de kılıca çevirmişti. Gümüş rengi çizmeleri mavi renkli elbisesinin ardından görülmüyordu. "Geri dönmen gerekiyor."

"Daha yürüyemiyorsun bile, savaş yaklaşıyor, Hyrelia. Birisi sana saldırdığında koşarak kaçamazsın." Xaren doğru söylüyordu fakat Hyrelia onu anlayamıyordu.