Bölüm 27

71.5K 2.7K 64
                                    

Azad beni sevdiğini  yüzüme karşı söyleyip gittiğinden beri  tam iki saat kırk beş dakikadır yatağın üstünde oturup düşünüyorum . Evet haklıydı hemde dibine kadar . Belki gururuma bu kadar önem vermeyip yüzüne karşı bende 'Seni seviyorum' deseydim ne şimdi ben bu odada yalnız kalırdım nede Azad'ın kalbi bu kadar kırılırdı.  Fakat onunda atladığı bir şey vardı . O da benim üzerime çok gelmişti karşılıklı hatalar yapıp bu noktaya gelmiştik.

Yatağın diğer tarafında duran Azad'ın attığı siyah kutu dikkatimi çekince   hemen elime alıp açtım .İçinden çok güzel  gümüş kolye ve not çıktı .Notu titrek ellerimle açıp okumaya başladım ..

"Güzelim ....şimdiye kadar seni kırdıysam Özür dilerim. Ve eğer sen bu notu okuyorsan sana aldığım hediye elindedir ve biz evlenmişizdir. Sana gümüş kolye aldım .Keşke bana altına alerjin olduğunu söyleseydinde  bende sana  kalbini kıracak sözler söylemeseydim.
Her neyse Esra miray YILMAZ artık benim kadınımsın ve yalnız bana aitsin.
Yakışıklı ağan Azad ...."

Ben notu okurken her kelimeden sonra gözümden yaşlar sel gibi akıyordu .Gerçekten de beni böyle seven bir adamı ben nasıl göremedim ....

Ya da görmezden geldin ..

iç sesim de kendi fikrini söyleyince ağlamam daha da siddetlenmişti. Evet Azad'ın da dediği gibi ben aptalın  önde gideniydim ..
Gelinliğimi çıkarmadan yatağın üstüne cenin pozisyonunda yatarak kendimi zorlukla uykuya bıraktım .

Sabaha karşı gözlerimi açtığımda gözüme tam karşıdaki duvarda asılı olan saat takıldı .Saat daha 04.27'ydi . Daha saat çok erkendi ama ben uyuyamayacağımı bildiğim için yataktan kalktım .
Yavaş adımlarla banyoya gidip Üzerimdeki gelinliği yine ve yine ağlayarak çıkardım . Kendimi soğuk suyun altına atarak yavaşça duş almaya başladım  .Duş alırken aklıma sürekli Azad ın' dün akşam nereye gittiği' sorusu takılıyordu ve bu benim nefes almamı zorlaştırıyordu. 
Biraz daha düşünürsem kafayı yeme ihtimalim olduğu için duşumu kısa kesip bornozumu giyerek duştan çıktım.
Odaya girip kıyafet dolabının kapısını açmamla burnuma Azad 'ın yoğun parfüm kokusu geldi.
Ağladığımı dudaklarıma gelen tuzlu suyla anladım .
Gözlerimi silip elime  ,siyah gömlek ve dizimin altında biten siyah bir etek alıp dolabın kapaklarını kapattım .

Bildigim kadarıyla buralarda yeni gelinler düğün sabahı beyaz kıyafetler giyerlermiş ama ben siyah giymek istedim .Zaten hiçbir şey normal olmamıştı .Bunun da olmamasında bir sakınca yoktu.

Üzerimi giyinip gömleği eteğin içine soktum . Dün Bedirhan'ın aldığı kolye altın olduğu için boğazım kızarmıştı. Kızarık yere krem sürüp Azad'ın aldığı gümüş kolyeyi takarak   yavaş adımlarla aşağıya indim .Saat daha çok erken olduğu için normal olarak herkes uyuyordu .
Mutfağa gidip yavaş yavaş kahvaltı hazırlamaya başladım.

Kahvaltı hazırlama işi bitince saate baktım .7 ;30 geçiyordu .
Sofraya son olarak bardakları da koyarken arkadan bir ses ;"Aman hanım ağam siz niye zahmet ettiniz .Biz yapardık "dediğinde kadına dönüp "Gerek yok.  Ben yaptım .Bu arada bana bir daha hanım ağam falan deme vede bunu tartışmak istemiyorum "dediğimde kadın tamam dercesine kafasını salladı.
Bende gülümseyerek karşılık verdim.

Ev halkı hala ortalıkta gözükmediği için terasa çıkıp Mardin'i izlemeye başladım .Mardin'in nefes kesici bir güzelliği vardı. 

"Aaa kızım erkencisin "

Ne kadar Mardini izlediğimi bilmiyorum ama kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde tüm ev halkı karşımda duruyorlardı .Mizgin, Haşim abinin kolundan yardım alarak sofraya oturduğunda   bende Ayşe teyze'nin sorusunu cevaplamak için ağzımı açtım ama  onun konuşmasıyla tekrar geri kapattım.
"Kızım dün akşam Azad apar topar gitti .Bir sorun mu var "
dediğinde sessizce yutkundum. Ne diyecektim ben şimdi bu insanlara 'Oğlunuzu dövmekten  beter ettim oda benim lafları mı kaldıramadı gitti mi '
diyecektim .
Tam ağzımı açacağım sırada tanıdık bir ses konuştu .Bu. bu Azad'dı "Buradayım ."dediğinde herkes Azad'a döndü Murat ağa "Nerelerdesin sen oğul 'dediğinde  Azad "Buradayım işte baba "dedi .Murat ağa bir bana bir Azad'a bakıp kafasını salladı ve sofranın başına oturdu . Ayşe teyze kocasının sağına otururken Azad'ın kardeşi Ahmet'te annesinin karşısına oturmuştu .Haşim ağa ve Mizgin'le  yan yana oturunca .Bende Azad'ın yanındaki sandalyeye oturdum.
Masada herkes sessizce kahvaltısını yaparken Murat ağa kendisine çay dolduran Havin teyzeye "Havin hanım ellerinize sağlık kahvaltı çok güzel olmuş "dediğinde Havin teyze tebessüm ederek "Afiyet olsun ağam ama kahvaltıyı ben değil Esra kızım hazırlamış "dedi .Ben neden utandığımı anlamadan kafamı yere eğince Ayşe teyze "Nasıl yani "
Havin teyze .  "Valla hanım ağam ben sabah kahvaltı hazırlamaya mutfağa geldiğimde .Esra Miray kızım her şeyi hazırlamıştı."dedi ve gitti .

Ayşe teyze ve Murat ağa memnuniyetle gülümserken daha çok utanmıştım .
Mizgin" Esra .  Bana odama kadar yardımcı olur musun" dediğinde "Tabi"diyerek istemeyerek Azad 'ın yanından kalktım. Haşim abi her ne kadar  'Ben seni götürürdüm' desede Mizgin onu masaya geri oturmuştu .Yavaş adımlarla merdivenlerden çıkıp Mizgin'le Haşim ağanın odasına girdik .Mizgin'i yatağa otururken aynı zamanda konuşuyordum."Küçük ağamızın doğmasına ne kadar var"dedim  Mizgin bir elini karnına koyarak "Az kaldı "dedi .
Ve biraz karnına baktı  . Sonra  kafasını karnından kaldırarak bana baktı "Sen niye böyle giyindin"dediğinde omuz silkip "İçimden böyle giyinmek geldi" dedim .Mizgin "Anlat bana"dediğinde sanki gözünden yaşlar akmayı bekliyormuşçasına akmaya başladı. Hıçkırarak konuşmaya başladım.
"B-ben aptalın tekiyim Mizgin .Nasıl lanet bir gururum varmışta Azad'ın beni sevdiğini görememişim".  deyip daha hızlı ağlamaya başladım. Mizgin elini sırtıma koyup "Ne oldu . Bana baştan anlat "dediğinde ona dün akşam olan her seyi anlattım .
Mizgin sonlara doğru kaşlarını çatıp durdu. Ben bana bağıracak sanırken o "Zamana bırak . Her şey düzelecek" dediğinde kafamı iki yana salayip "Hayır .Hiç bir şey,   hiçbir şey düzelmeyecek "dediğimde Mizgin belli belirsiz gülerek "Kızım sende az değilsin .adamı dövseydin daha az canı yanardı . Beklemekten    başka ne çaren var " dediğinde "Haklısın " dedim çaresiz bir biçimde ..

Mizgin'le biraz daha konuştuktan sonra beraber tekrardan aşağıya indik .Bizimkilerin terasta  olduğunu tahmin ederek o tarafa gittik .
Terasa adım attığımızda Murat ağa nın "Olmaz .Sen yeni evlendin.Ahmet gider" dediğinde nedense vücudumu birden korku sardı .Kim nereye gidiyordu .
Mizgin düşüncelerime tercüman olmuş bir şekilde konuştu "Kim nereye gidiyor "dediğinde herkes bize baktı Haşim abi anında oturduğu yerden kalkıp Mizgin'in yanına geldi ve onu oturttu.
Ben onlara gıbta ile bakarken kısa süreliğine bakışlarımı ondan çekip tam karşımda duran Azad' a baktım .Onunda bana  baktığını görünce gülümseme den edemedim.

Azad bir kaç saniye bana bakıp babasına dönerek konuştu .

"Kimse gitmeyecek baba .Ben gideceğim aylardır bu iş için uğraşıyorum. Tehlikeye ataman .Zaten bir kaç günlük "
deyip babasına söz hakkı tanımadan kalktı yerinden ve merdivenlerden çıktı .

Azad gittikten sonra kısa süreli bir şok yaşadıktan sonra hemen bende peşinden gittim .Belki bende ona onu sevdiğimi söylersem gitmekten vazgeçer .
Odamızın kapısına gelince kapıyı çalarak içeri girdim .
Azad üzerini değiştirmiş ve valizini hazırlıyordu.
Lafı dolandırmadan direk konuya girdim ."Azad bende seni sev..."lafımı bitirmeme Azad izin vermeden kendisi konuşmaya başladı.

"Esra . Hiç şimdi seni de çekemem .Hem eminim ki umurunda bile değilim ."dediğinde sessizce yutkundum.

"Azad "dedim çaresiz bir şekilde Azad ise yine beni umursamayarak  "Ben bir kaç günlüğüne istanbul'a gidiyorum . Kendine dikkat et  " deyip yanımdan çekip gitti .

Beni orada kırık bir kalple bırakıp.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. 😘 😘   
  

HÜKÜMWhere stories live. Discover now