ar Telda*

1K 77 30
                                    



*ve son.

Jongdae tedirgin adımlarıyla sarayın balkonuna çıktı. İlk kez halkın önünde konuşacaktı. Bu yüzden avuçlarının terlediğini hissetti.

Savaştan sonra değişen çok fazla şey olmuştu Rohan'da. Bu hızlı sürece Jongdae de ayak uydurmaya çalışmış ve bir prens gibi davranmayı öğrenmeye başlamıştı. Zaten biliyordu, bu şekilde büyümüştü Jongdae. Ancak şimdi geceleri yalnız başına dışarı çıkıp yaramazlık yapmıyordu. Yanında Kai'yi de sürüklüyordu. Evet, prensler yalnız dolaşmamalıydı ve Krallarının izinden gitmeliydi.

Jongdae gösterişli terasın altından surların büyük kapısına kadar toplanmış kalabalığa baktı önce. Yutkunduktan sonra arkasına dönüp Kai'ye göz attı. Onun da gergin olduğunu ciddi yüzünden anlayabiliyordu. Özünde Kai'nin karakteri ciddi ve sıcaktı. Ona yakın olmadıkça son derece soğuk olduğunu düşünürdünüz ama aslında son derece sevgi dolu biriydi. Bu sevgisi sayesinde dünyayı kazanmıştı belki de... Her neyse, Jongdae terli avuç içlerini koyu kırmızı pelerinini tutma bahanesiyle sildi, dudaklarını birbirine bastırıp halka döndü yeniden.

" Rohan Krallığının Prensi Kim Jongdae olarak Rohan Halkı'na sesleniyorum. " Yeni bir yutkunuş, sesinin titrememesi için günlerce sarayda yüksek ses tonuyla provalar yapmıştı. İşte bu yüzden gergin olmasına rağmen çok düz bir tonda konuşabiliyordu. Konuşma metnini sevdiği bir şiir gibi ezberlemişti. Bunca yıldır aldığı eğitim uygulamaya geçiyordu artık.

" Hepinizin bildiği gibi dünya büyük bir savaşı atlattı. Rohan krallığı bu süreçte çok fazla fedakarlıkta bulundu. Bu yüzden, öncelikli olarak huzurunuzda Kim Hanedanı olarak minnetlerimizi sunuyoruz. Varlığımızı size borçluyuz. " Cümlesini bitirir bitirmez yavaşça eğildi. Halkın içinden rahatlatıcı bir alkış tufanı koptuğunda Jongdae tuttuğu nefesini verdi. Tekrar doğrulduktan bir süre sonra alkışlar yavaşladı, konuşmasına devam edebilmek için sol elini kaldırarak alkışların tamamen kesilmesini sağladı.
" Dünyamızın eski barış ortamına kavuşması için belki herkesten daha fazla uğraşan biri var. Ork'lara karşı direnişte temel taşı olmayı üstlenen kişi, Kim Jongin! " Jongdae Kai'ye dönüp eliyle yanına doğru gelmesini işaret etti. Kai heyecanla Jongdae'nin bir kaç adım arkasında durdu. Halk onu gördüğünde fısıltılar artmıştı.

Kai bu konuma geleceğini asla tahmin edemezdi. Bir köylüyken, bu hale nasıl dönüştüğünü düşünüyordu.
Oysaki o zaten  kaderiyle doğmuştu.
O zaten bu konumdaydı, ailesi ve hakkı acımasızca ellerinden alınırken Kai değildi.

Kim Jongin'di.
O zaten bir prensti. Şimdi ailesini yeniden kazanmasa da bıraktıklarına sahip çıkmak için harekete geçmişti.
" Birkaç gündür halkın arasında yayılan Kim Jongin hakkındaki bildiriler tamamen Krallığın arşivlerinden çıkarılmış gerçek belgelerdir. " Jongdae'nin tok sesi sarayın terasından yayılırken halkın karmaşık sesi daha fazla yükselmeye başladı. Jongdae'nin kulağına ulaşan bazı lanetler doğrudan babasına yönelikti. Dimdik durdu yine de, böyle olması gerekiyordu. Babası bunu fazlasıyla haketmişti ve Jongdae doğrunun yanında duracaktı daima.

" Kim Jongin, asıl tahtın sahibi odur! Kim Hanedanlığı'nın hakkına el konulmuş safkan prensidir. " Jongdae konuşmasını bitirdiğinde güzel bir kız gümüş rengi eteklerini sürüyerek prensin yanına yaklaştı. Elinde tuttuğu altın yaldızlı minder, tacın büyüsünü örtemiyordu. Güneşin ışığı usulca üzerindeki elmaslara çarparken gözleri kamaştırıyordu.
" Önceki Kral Kim Sunghwa adına siz Prens Kim Jongin ve Rohan halkından özür diliyorum. Tüm hayatım boyunca adaletin ve Kim Jongin'in yanında olacağıma halkımızın önünde söz veriyorum. "
Jongdae usulca minderdeki tacı aldığında Rohan Krallığı sessizliğe bürünmüştü. Herkes heyecanla olanları izliyordu. Kim Sung halk tarafından sevilmeyen bir kraldı. Kibirli, umursamaz ve hırslıydı. Ve bu hırsı daima yanlış şeylerde açığa çıkıyordu.
Jongdae tacı Kai'nin siyah saçlarının üzerine yerleştirdikten sonra dudaklarındaki gülümsemeyle birkaç adım geriledi.
" Yeni Kralımız Kim Jongin'in önünde saygıyla eğiliyorum!" Jongdae  dirseğini 90 derecelik açıya getirip yumruk yaptığı elini sol omzuna yasladı ve tek dizinin üzerine çöktü. Kai arkasındaki hareketliliğe göz ucuyla baktı, Chanyeol, Baekhyun, annesi önde olmak üzere tüm saray ahalisi dizleri üzerine inmişti. Annesi, babasının son anında ona baktığı gibi bakıyordu, gururla... Halk ise onları takip ederek dalga dalga aynı hareketi yaptığında Kai'nin eli ayağına dolaşmıştı sanki. O böyle saygıyı görmemişti ki daha önce, bilmediği yeni duygular karşısında telaşlanıyordu. Jongdae neler olacağını önceden anlatmıştı ama yaşamak başka bir şeydi. Şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra boğazını küçük bir öksürükle temizledi.
" Lütfen kalkın!" Aşağıda tuttuğu elini yukarı doğru kaldırarak hareketiyle de söylediği şeyi destekledi.
Herkes yeniden ayaklandığında Krallıkta Kim Jongin'in adı yükseliyordu. Halk koro halinde onun varlığını kutluyordu.
Kai bu sefer onları durdurmadı çünkü az önce apar topar terasa giren bedenle dikkati dağılmıştı. Gözleri az önceki tedirginlik, korku dahil tüm kötü duyguları dağıttı onun gözlerine değince. Her zaman su gibiydi. Görünüşü de sesi de rahatlatıyordu.

|KYRE|✓Where stories live. Discover now