Leben.

1.5K 174 38
                                    

Biraz sonra Ayrıkvadi'nin önde gelenlerinin oluşturduğu bir mecliste onlardan yardım isteyecekti Kai. Kıyafetlerini son kez kontrol ettikten sonra günlerdir kaldığı odadan çıkıp etrafı gözden geçirdi. Geniş balkonun ucuna yaklaştığında sanki tüm Ayrıkvadi ayaklarının altında kalmıştı. Buranın yaşayanları gibi yaşadıkları yer de büyüleyiciydi.

Baekhyun elflerin toplanmaya başladığını haber vermek için Kai'nin yanına geldiğinde kesinlikle omzuna yediği bir yumruğu beklemiyordu. Canını acıtmamıştı ama nedenini anlamadığı için huysuzlanıyordu.

" Bunu neden yaptın? " derken omzunu ovuyordu Baekhyun.

" Sadece Sehun'a teşekkür etmek istemiştim. Sonra bil bakalım ne oldu? "
Kai kaşlarını çatarken Baekhyun olanları anlayıp gülmeye başladı.
Bu Kai'nin cevap beklediği bir soru değildi. Bu yüzden aynı sert ses tonuyla devam etti.

" Sehun odadan çıkıp gitti ve yeni bir tepsiyle geri geldi. Tanrım! Yüzündeki şaşkınlığı görmeliydin. " Baekhyun kolundaki hafif sızıyı unutup kahkahalarına devam ediyordu. O an'a tanık olmayı çok isterdi.

Sehun için ise iki ihtimal vardı. Ya Kai önceki yemekle doymadığı için şaşırmıştı ya da elf dilinde bir şeyler söylediği için şaşırmıştı. Her iki türlüsü de fazla komikti Baekhyun'a göre.

Kai onun durması için omzuna yeniden vurduğunda Baekhyun biraz sakinleşti.
" En kötüsü de ne biliyor musun?"

Baekhyun ağrıyan yanaklarına avuçlarını bastırarak başını iki yana salladı.

" Olan biteni anlayıp, bunu Sehun'a anlatamayacağım için tüm o yemekleri de yedim! Hazımsızlık çekerken tek düşündüğüm seni bulup o elf kulaklarını kesmekti.."

Baekhyun yeniden gülmeye başladığında Kai de dayanamayıp onunla gülmüştü.
Ne kadar sinirlendirse de her şeye rağmen Baekhyun onu eğlendiriyordu.

****

" Ben Rohan Krallığından geliyorum ve gördüğünüz kadarıyla bir insanım.. "

Kai 5 asil elfin karşısında konuşmaya başladığında yine heyecanlanmasına engel olamamıştı. Zamanla buna alışır mı ondan da emin olamıyordu Kai. Yine de her şekilde şansını deneyecekti.
Baekhyun'un söylediklerini çevirmesi için birkaç cümleden sonra biraz beklemeye karar vermişti. Böylece söylemek istediklerini son kez aklında tartabilirdi.

" Köyümüze yapılan saldırıda çok fazla kayıp verdik ve bu orklar için ilk saldırı değildi. Son da olmayacak.
" Krallığımız ork'lara karşı yapılacak saldırıyı kabul etmedi. Ancak Silvan elfleri yardım edeceklerini bildirdiler. "

Kai ifadesiz duran yüzlere baktığında içinde duran umudun kırıldığını farketti. Acaba Baekhyun söylediklerini aynen çeviriyor muydu? Kai en azından böyle ciddi bir konuyu dalgaya almayacağını düşünüyordu.

" Öncelikle aklımızda bulunması gereken şey Ork'ların tehlikeli olduğu ve insan ırkına büyük zararlar vermek istedikleri..

" Belki de koca bir ırkı yok etmek istiyorlar. Bu durumda siz de öngörebilirsinizki insan ırkını yok etmek onlara yetmeyecektir. "

Kai yutkunduktan sonra Baekhyun'un bitirmesini bekledi. Alnında birkaç damla ter birikmişti ve şakağına doğru süzülüyordu. Kai o an bir yerlerden Jongdae'nin çıkıp onu bu tuhaf durumdan kurtarmasını istiyordu. İçini yeniden intikam sararken cümlesini noktaladı.

" Sizlerden de olası bir saldırıda yardım istiyoruz. "

Meclisteki elfler birbirlerine dönüp konuyu mülahaza ederken Kai daha fazla gerilmişti. Baekhyun, Kai'ye bakıp sakin olmasını fısıldadı. Kai olumlu cevap vermesine rağmen titreyen ellerini durduramıyordu.

|KYRE|✓Where stories live. Discover now