Okulun İlk Günü

En başından başla
                                    

"Asya sakin o.l"

"Caner nasıl sakin olabilirim? O kızı bana getirin."

Çığlıklar atıyordum. Ağzımı kapadığın da elini ısırdım.

"Acıya dayanabilirim Asya."

Beni arabaya bindirdiğin de ağlamaya başladım.

"Neden geldin yanıma? Seni tanımıyorum bile."

"Beray sen ne diyorsun?"

Hıçkırarak konuşmaya devam ettim.

"Dün-dün akşam bana neler dedin hatırlıyor musun?"

"Hayır. Dün sarhoştum ve ne dediğimi hatırlamıyorum."

"Benden bıktığını ve seni unutmamı istedin."

Anırarak ağlıyordum. Burnum her aktığın da koluma siliyordum.

"Beray sakin ol. Çok sinirlisin derin derin nefes al."

Kendimden geçince ben bile kendimden korkardım. Hiçbir şey görmezdim ve herkese zarar verirdim.

''Lanet olasıca arabayı durdur.''

''Hayır.''

''Sana durdur dedim.''

Çığlık atıyordum artık. Özgür'e zarar verebilirdim ve kendime asla hakim olamazdım. Saçlarımı yolmaya başladım. Canımın acıması bunların hiçbirini geçirmeyecekti ama yine de rahatlatıyordu. Hatta beni değil içimde ki küçük şeytanı rahatlatıyordu. Ben kimdim ki? Önemsiz, canı sürekli acıtılan bir genç kızdım. Ben herkes tarafında önemsiz birisiydim.

''Beray kendinde değilsin. Seni hastaneye götürüyorum.''

''Hayır, hayır. Beni oraya götürme ne olur götürme. Oraya gitmek istemiyorum. Beni lütfen öldür ama oraya götürme.''

Hastanelerden nefret ediyordum. Orası hayatla savaşanlarla doluydu. Ölülerle doluydu. Kollarımı kanatıncaya kadar tırnaklarımla çizmeye başladım. Hastaneye geldiğimiz de beni kucağına alıp içeriye girdi. Çığlık atıyordum sürekli.

''Bırak beni.''

Herkes bize bakmaya başladı. Doktorlar yanımıza geldiğin de çığlıklarım arttı.

''Bırak beni gideyim. Hepinizden nefret ediyorum.''

''Kızın neyi var?''

''Sinir krizi geçiriyor.''

Beni odaya aldıklarında zar zor zaptetdiler. İlk fırsatta kaçacaktım buradan ama bu mümkün olmadı. İğneyi yaptıklarında biraz daha direndim ama sonradan vücudum bana itaat etmediğinin farkına vardım. Kuş gibi hafiflemeye başlamıştım. Çığlıklarımdan eser kalmadı. Vücudumu ne kadar yorduğumu fark ettim ve dinlenmeye karar verdim. Kendimi uykunun kollarına bıraktım. Rüyamda anne ve babamı görmüştüm. Yanıma gelmişlerdi ve onlara sıkı sıkı sarılıyordum.

''Beray gözlerini aç hadi bebeğim. Bak senin yanındayız.''

Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Işık gözümü açmamı engelliyordu. Karşımda bizimkileri görünce şaşırmıştım. Onları beklemiyordum.

''Anne, baba. Bu rüya mı yoksa gerçekten de yanımda mısınız?''

''Yanındayız bebeğim. Özgür aradı ve hemen geldik.''

''Sizi çok özledim.''

''Biz de seni çok özledik bebeğim.''

Etrafa baktım. Yeni tanıştığım kimse yoktu. Damla bile gelebilirdi değil mi?

Serseri ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin