Müzik Yarışması

35.2K 1K 77
                                    

Üç gün çok çabuk geçmişti ve şimdi elemelerde sıramızı bekliyorduk.

''Beliz ben sanırım kusacağım.''

''Acaba sana içki mi içirseydim?''

İkimiz de saçmalıyorduk. Sıra bize geldiğin de kadının sesini duyduk.

''Beliz ve Beray karşınızda.''

Elim ayağım birbirine girmişti. Tir tir titriyordum.

''Kızım derin derin nefes al. Benden daha heyecanlısın.''

''Kızım buralarda heyecanlı olunur. Beni heyecanımla baş başa bırak.''

Sahneye çıktığımız da jüriden başka kimse yoktu. Buna sevinmiştik. Birbirimize bakıp şarkıyı söylemeye başladık. O kadar güzel gidiyordu ki heyecanım yavaş yavaş gidiyordu. Şarkı bittiğin de bize bakıyorlardı.

''Sizi ararız. Bizden haber bekleyin.''

Bizi direk elemişlerdi. İş yerlerin de işe başvurursunuz ve sizi sonra ararız derler. Sonra sizi asla aramazlar. Bizi de aramayacaklardı. Bundan beş gün sonra konser vardı ve konsere son üç gün kala sizi arıyorlardı. Ne kadar saçma değil mi? Ama bizi aramayacakları için sorun değildi. Bizden daha iyileri vardı. Tabii ki onları kullanırlardı. Ama birisi vardı. Gerçekten çok cesaretliymiş. O kötü sesiyle nasıl sahneye çıktılar bilmiyorum? Bu günün hemen bitmesini istiyordum. Özgür de sonunda hastaneden çıkmıştı ve o günden beri görüşmüyorduk, konuşmuyorduk, göz göze bile gelmiyorduk. Okulda derslerimize girdiğin de beni hep es geçiyordu. Ben yokmuşum gibi davranıyordu. Herhalde günüm daha berbat olamazdı.Arabaya bindiğimiz de çalıştıramadım.

''Buna neler oluyor? Neden çalışmıyor?''

''Bilmiyorum. İlk defa böyle oluyor.''

Arabanın içinde öyle her yere bakınırken gözüme yakıt göstergesi çarptı.

''Kızım neden benzin almadın?''

Beliz'in arabasıydı ve alması lazımdı.

''Yakıt mı bitmiş?''

''Evet, baksana sıfır gösteriyor.''

''Babam doldurmayı unutmuş.''

''Baban mı yakıtını dolduruyor?''

''Evet, ben beceremiyormuşum.''

''Kızım şimdi dolmuşa bineceğiz gel.''

''Asla.''

''Kızım döverim seni. Gel lan. Bari benim arabayı alalım sonra buraya geliriz.''

''Tamam, tamam.''

Zar zor onu da dolmuşa bindirmiştim. Herkes bize bakıyordu. Tabii ünlü holdingin kızları binerse olacak bu. Arkadan gelen sesle son noktaya gelmiştim.

''Ne oldu? Babanız battı da bizim gibi dolmuşa mı binmeye başladınız? Ezikler!''

Ona gülerek baktım.

''Hayır, sizin fakir hayatınızı merak ettim. Ezik. Ben sizin gibi, siz de benim gibi olamazsınız.''

Bir an sustu. Herkes bize bakıyordu. Niye bakıyorsunuz? Evin önüne geldiğimiz de herkes dışarıya bakıyordu. Çocuğa dönüp

''Senin evin nerede bücür?''

Sanırım fazla gitmiştim. Evet, bunlar fazlaydı. Bazen dilimi tutamıyordum ve aklıma ilk gelen şeyi söylüyordum. Arabayı alıp giderken telefonum çalmaya başladı. Beliz'e telefonu verdim. Araba kullanırken asla telefonla konuşmazdım. Telefonu heyecanla açtı.

Serseri ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin