♤BÖLÜM 1

5.8K 591 684
                                    


Karanlık , insana neyi çağrıştırırdı?

Yalnızlığı, korkuyu, çaresizliği, kimsesizliği...

Peki yalnızlık denilince akla gelen ilk neydi?

Benim için koca harflerle Sessizlik ' ti. Kalbimin sessizliği, ruhumun sessizliği, hayallerimin  sessizliğiydi. Ruhuma dokunan karanlığın sessizliğiydi. Kalbimi paramparça eden umutsuzluğumun sessizliğiydi.

Hep sessizlikti.

Yalnızlıktı.

Umutsuzluktu.

Ruhum,  her birini teker teker almıştı. Aldığı gibi de boğazıma kadar  umutsuzlukla doldurmuştu. Nefes alamamıştım. Çırpınmıştım. Sadece kurtulmak için. Nefes alabilmek için. Lakin ben çırpındıkça umutsuzluk, beni en dibe kadar çekmişti.

Ve ben dibe her  çekildiğimde ağzımdan çıkan tek cümle 'Böyle bir hayatı yaşamak istemiyorum.' oluyordu.

  🌙

Yatakta sıkıntıyla dönerken halam' ın dünden ayarlamış olduğu çalar saatin , aptal sesine lanetler yağdırarak uyandım.Bu sesin yerine güneş ışınlarının gözlerimi rahatsız etmesi ile, uyanmayı yeğlerdim.

Lakin böyle bir ihtimalin olabilmesi gündüz vakti yıldızların ortaya çıkması kadar imkansız ve ütopikti.

Yorganı ayaklarımla ittirerek ayağa kalktım.

Ezbere bildiğim odanın içindeki banyoya dikkatli ve emin adımlarla ilerledim.Rutin ihtiyaçlarımı giderdikten sonra banyodan çıktım ve dolabın karşısına geçerek giyeceğim kıyafetleri çıkardım.

"Lina!"

Halamın gür sesiyle birlikte çabucak giyinip aşağıya yanına indim.

"Günaydın halacım."

Halam kolumdan tutarak yavaşça kahvaltı masasına oturttu.Bugün diğer günlere nazaran pek bir fark yoktu.

Tabiki benim penceremden...

Tabağıma konulan omlet ve zeytinleri yavaşça yedim.Omleti çok sevdiğim için halam her sabah benim için yapardı.Ama iştahım hiç yoktu.Aslında bu iştahsızlık bugüne özel değildi.Ben sabahları kahvaltı yapmayı hiç sevmezdim.

Lakin halam bunu yine farklı bir noktaya çekmişti.

"Lina, biliyorum bugün senin için önemli ve heyecanlı bir gün ama yemek yemezsen vitaminsiz kalacaksın.Zaten bir deri bir kemik kalmışsın." dedi ilgili bir sesle.

Tabi ki bu hep halamın yapmış olduğu evhamdı. Kilom gayet yerindeydi ve de bugünün anlamı benim için hiçbir önem teşkil etmiyordu.

EVET !!!

Belki anlamadınız ama ben görme engelli bir kızdım.Şu ana kadar yaşamış olduklarım bir hikaye olsaydı görme engelli olduğum anlaşılmazdı.Hadi ama yaptığım tek şey banyodaki rutin ihtiyaçlar, birkaç basamak ve kahvaltı masasında kahvaltı yapmamdı...

Bunları gözlerim kapalı yapıyordum.

Tabi ki gözlerim kapalı yapacaktım , sanki görebiliyordum da?

Aslında bu eksikliğimden dolayı üzüntümü yıllar önce tozlu raflara kaldırmıştım.

İnsan olmayacak bir hayale kendini fazla kaptırınca yıkımıda, üzüntüsünüde en ağır bedellerle ödüyordu.Bunların olabileceğini tahmin ettiğim için U dönüşü yaparak kendimi umut yığınıyla boğmamak için her şeyi zamana bırakmıştım.

İNANMAK İSTİYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin