25. BÖLÜM "Dost Tavsiyesi"

Start from the beginning
                                    

"Anlat." Sesi netti. Saklamamın, sürüncemeye bırakmamın bir anlamı yoktu. Öğrenene kadar bırakmayacaktı.

Başımı sallayıp içime dert olan meseleyi anlatmaya koyuldum.

"Hani iki gün önce bir tabak devirme meselesi olmuştu..." Buradaki ayrıntıyı belirtmeliyim, çok kızmıştı. Köpürmüştü. Her kim yaptıysa öğrenmek için üzerime gelmişti. Bu konularda hassastı.

"Evet, sen de kimin yaptığını söylememiştin." Sesinde şimdi de saklamaya çalıştığı, hafif suçlayıcı bir ton belirse de duymazdan geldim.

"İşte... Ben Narin yaptı zannediyordum."

Başını sallayıp güldü.

"Tahmin etmeliydim."

"Ama Narin değilmiş. Onun yanında başka birisi daha vardı ama ben Narin yapmış gibi düşündüm."

Çenesini sıvazlarken kafasında hesaplar yaptığını fark edebilecek kadar onu tanıyordum.

"Ve tabi Narin kırıldı."

"Kırıldı... Ama normal bir kırılma değil. Benim ona acıdığımı, onu aciz gördüğümü düşünmüş. Beceriksiz olduğu için onu korumaya, ona tolerans göstermeye çalıştığıma inanıyormuş."

Onur konuştuğunda sesi şaşkın çıkmıştı. Onur genelde şaşkınlığını pek belli etmezdi, bu da fazlasıyla hayret ettiğinin kanıtıydı.

"Epey farklı düşünmüş."

"Aynen öyle! Ona olan sevgimi böyle yorumladığına inanmıyorum!"

"Peki, kongreye gitmesine izin verecek misin?" Yüzüne baktığımda yandan bir gülümseme, imalı bakışlarla benden cevap beklediğini görmüştüm.

"Ne yapabilirim? Bu durumdayken onu nasıl durdurabilirim?" Sesimde daha önce duymadığım çaresizliği fark etmek beni şaşırtmıştı. Narin'in elimi birçok konuda bağlı bırakmasına alışmıştım ama hayatımda bir konunun beni bu denli zorlamasını hala anlamlandıramıyordum. Birini sevmenin etkileri...

"Git konuş. İçinden ne geliyorsa anlat. Hislerini gizlememen daha iyi olur. Sonrası Narin'e kalır. Samimiyetine inanmıyorsa zaten büyük bir sorununuz var, demektir."

Gülmekten kendimi alamamıştım. O kadar tecrübeliymiş gibi konuşuyordu ki işine âşık değilmiş gibi davranması komik geliyordu.

"Konuştu ilişki uzmanı."

"Olaylara dışarıdan bakınca konuşması daha kolay oluyor, bilirsin."

"Bir gün seni de biri fena halde çarpacak ve sağını solunu karıştıracaksın. Ben de bu bilmiş konuşmalarını hatırlayıp bol bol güleceğim."

Hafif bir kahkaha attıktan sonra başını iki yana salladı.

"Şu an için böyle bir planım yok. Hatta sizi gördükten sonra da kolay kolay düşünmem."

"Görürüz." dedim sesimdeki alayı gizlemeye gerek görmeyerek.

"Görürsün." diye yanıtladı benimkinin aynısı bir alayla.

"Aslında, bir anlamda sorumlusun. Onu işe alarak bizim karşılaşmamızda senin de payın var." Nedense ses çıkarmamıştı. Bu beni şaşırtmıştı, çünkü dalga geçeceğini, şaka yapabileceğini bir şey söylediğimi düşünüyordum. "Şaşırmıştım, biliyor musun?" Ara ara düşündüğüm bir konuydu ama o zamana kadar Onur'a açmamayı seçmemiştim. "Sen Narin'i işe almadan önce görmemiştin, değil mi?"

Gözlerini havaya kaldırmış, belli belirsiz görünen birkaç yıldıza bakıyordu.

"Hayır, şehir dışındaydım. Hatırlamıyor musun?"

ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now