21.Bölüm

17.5K 859 22
                                    

Genç kadının kulaklarında yankılanan cümleyle gözleri kocasına kaymıştı.Egemen'den bir tepki, bir cümle bekliyordu.Stresten boncuk boncuk terlemişti.

Gözleri Aysun'a hırsla kaydığı esnada, Egemen nihayet duyduğu şeyi idrak edebilmişti.Önce gözleri karısının karnına kayarken, daha sonra dolan gözleriyle iki adımda genç kadının yanına varmıştı.Konuşmak istiyordu fakat ne diyeceğini bilemiyordu.Şu an içindeki hissi tarif etmeye kalksa on ciltlik kitap yazabileceğine emindi ama karısına bir türlü dili varmıyordu.

-Egemen..

Bukre korkuyla ağlamaya başlarken Egemen nihayet konuşmuştu.

-Teşekkür ederim...Teşekkür ederim benim güzel karım.

Bukre duyduklarıyla ağlamasını kesmişti.Şu an Egemen'in onu sorgulamasını, daha evleneli ne kadar oldu ki hamilesin diye sormasını, didiklemesini ve boşanma işlemlerini halletmek için ayaklanmalarını bekliyordu.Sonra heyecanı azalınca, bir an için yaptığı paranoyaklığın farkına varıp sadece kocasının gözlerinin içine bakmıştı.

-Sen bana evet dediğinde tamamlandım sandım ama benim büyümem için, tamamlanmam için önce baba olmam gerekiyormuş.

Karısının alnından, saçlarından bir sürü kez öptükten sonra ellerinden sıkı sıkı tutmuştu.

-Bundan sonra varım yoğum sen ve yavrumuz.Bizi seçtiği için çok şanslı hissetmesini istiyorum.Bunun için elimden ne geliyorsa yapacağım, söz veriyorum.

Bukre'nin kalbi titremişti.Egemen'in manidar bakan gözleri onu diri diri toprağa gömüyordu sanki.İçinden "Bu bebeğin babası sen değilsin !" diyerek haykırıyordu ama dili bunu söylemeye yanaşmıyordu.Başından beri çok korkuyordu.Şimdi daha fazla korkmaya başlamıştı çünkü Yekta artık daha yakınlarındaydı.O adamı çok iyi tanıyordu.Bebeğini asla Bukre'ye bırakmazdı.Bebeğinin başka bir adama baba diyecek olması bile kıyametleri koparmasına yetecekti.Bir an için Egemen'e her şeyi söylemek istemişti.

-Egemen..

Sonra gözlerinin önüne Yekta gelmişti.Sinirlendiği zaman gözünün hiçbir şeyi görmediği anları anımsamıştı.Sonra daha cinsiyetini bile bilmediği yavrusunu hayal etmişti.Şehnaz'a anne dediğini düşünüp kendini o saniyelerde öldürmüştü.Karşısındaki adamla göz göze geldiği an, onu düşünmüştü.Ona gerçekten büyük bir aşkla bakıyordu.Bu adamdan en güzel yarınlarını çalamazdı.Onu hayata küstüremezdi.Yekta'yla Egemen'in karşı karşıya geldiğini düşündüğü bir an kalbi duracak sanmıştı.Çünkü karşı karşıya geldikleri an ikisinden biri ebediyen bu dünyadan ayrılacaktı, buna emindi.

-Efendim sevgilim ?

Bukre yanaklarını ıslatan gözyaşlarının arasından zoraki tebessüm etmişti.

-İyi ki varsın.

Egemen karısına sıkıca sarıldıktan sonra saçlarından bir kez daha öpmüştü.Sonra elini Bukre'nin karnına koyup, "Merhaba ufaklık." demişti.

-Ben senin babanım.Sende bizim küçük kahramanımızsın.Hayatımıza hoş geldin, iyi ki geldin.

Aysun gözleri dolu dolu Bukre'yi izlerken, kısa bir anlığına arkadaşıyla göz göze gelmişti.Bukre ona çok anlamlı bakıyordu.Kırgın, kızgın, küsmüş gibi bakıyordu.Ama Aysun arkadaşını kaybetse bile bu yaptığından hiçbir zaman pişmanlık duymayacaktı.Çünkü bu dünya hassas kalpler için bir cehennemdi.Göz göre göre arkadaşının yanışına seyirci kalamazdı.

-Hayırlı olsun.

Arkadaşının yanına gidip sıkıca sarılmıştı.

-Sağlıcakla gelsin teyze kuzusu.

Bukre yerinde huzursuzca kıpırdanmıştı.Arkadaşının sarılmasına isteksizce karşılık verirken, derin bir nefes vererek kulağına fısıldamıştı.

-Beni bu yalana mecbur bıraktığın için seni asla affetmeyeceğim.

Aysun olduğu yerde kalmıştı.Gözleri dolarken, aynı ses tonuyla "Canın sağolsun." demişti.

-Bir gün bebeğini elinden aldıklarında ve yavrun başka bir kadına anne dediğinde gözümün önünde eriyip gitme diye..Yavruna güzel bir gelecek kur diye bile bile yaptım.Yeğenim için annesinden vazgeçebilirim.Siz mutlu olun yeter.

Aysun geri çekildikten sonra dolan gözlerini elinin tersiyle silmişti.

-Hocam, sizinle uzun süredir bir şey konuşmak istiyordum.

Egemen saf bir şaşkınlıkla Aysun'a dönmüştü.

-Tabii ki, konuşalım Aysun.

-İstifa etmek istiyorum.

Bukre istemsiz olarak "Ne ?" derken, Egemen'de havaya kalkan kaşlarıyla "Neden?" diye sormuştu.

-Uzun süredir kendime zaman ayırmak istiyorum.Kendimi şu sıralar hiç iyi hissetmiyorum.

Egemen karısına döndüğünde Bukre ayaklanmıştı.

-Saçmalama Aysun.Hiçbir yere gidemezsin.İstediğin kadar izin al, neden istifa ediyorsun ?

Aysun tebessüm etmişti.

-Böylesi daha iyi olur.

Bukre kalbinde hissettiği sızıyla Aysun'un sandığından da değerli olduğunu anlamıştı.Onu şu an için anlamak istemiyordu belki ama zamanla bu durumu sindirebilirdi.Bukre olaylara duygusal bakıyordu.Belki de en doğrusunu Aysun yapıyordu.Arkadaşının yanına varıp sıkıca sarılmıştı.

-Lütfen gitme.

Aysun'un ağzından bir hıçkırık kaçarken, Egemen anlamsız bakışlarla ağlayan iki kadını izlemeye başlamıştı.

-Bazen siz kadınları anlamak çok zor...

Bukre derin bir nefes verdikten sonra arkadaşından ayrılmıştı.

-Duygusallığımızdan arındıysak ve sende gitmekten vazgeçtiysen bir akşam yemeği yiyebiliriz.

Egemen Aysun'a yaklaştıktan sonra "Bir daha böyle bir şey duymayayım.Bukre'nin dediği gibi istediğin kadar izin alabilirsin ama istifa etmek yok Aysun." demiş, daha sonra elini karısının omzuna atmıştı.

-Bu güzel haberin üstüne siz iki güzelliğe boğazda bir yemek ısmarlamalıyım.

Aysun tebessüm ederek "Ben bugün size eşlik edemeyeceğim.Bu güzel haberi baş başa kutlayın." demişti.Daha sonra konuşmalarına fırsat vermeden arkadaşının yanağından öperek "Afiyet olsun." demiş, hızla gözlem odasından çıkmıştı.

Egemen, "Aysun şu sıralar biraz durgunlaştı ve bazen garip davrandığını düşünmeye başladım." deyince, Bukre dalgın bir şekilde kafasını sallamıştı.İkili gözlem odasından çıktığı esnada Bukre tanıdık bir simayla göz göze gelmişti.

Egemen merakla karşısındaki adama bakarken "Siz gitmemiş miydiniz Yekta Bey ?" diye sormuştu.

-Gelmişken birkaç test yaptırayım dedim.Rutin şeyler.

Yekta kol saatine baktıktan sonra "Siz de epey oyalanmışsınız." diyerek mırıldanmıştı.

-İşler yoğun anlaşılan.

Egemen tatlı bir heyecanla "Ondan değil." demişti

-Az önce baba olacağımı öğrendim.O yüzden çıkmak için geç kaldık.

Yekta'nın duyduğu cümleyle yüzündeki tebessüm donuklaşmıştı.Hüsranla Bukre'nin gözlerinin içine bakmıştı.Elleri titriyordu.Sakin kalma düşüncesi zihninde cirit atarken bunu bir türlü beceremiyor oluşu onu daha da sinirlendiriyordu.

-Öyle mi ? Hayırlı olsun.

Genç adam Bukre'nin karnına dikkatli bir şekilde baktıktan sonra, içine düşen şüpheyle sormuştu.

-Kaç aylıkmış ufaklık?

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin