5.Bölüm "Anne"

1.2K 64 20
                                    

Koray Avcı, Gittiğin Gideli Feridun Düzağaç, Beni Bırakma

Zevkli Okumalar!

23 Ocak 2016

Ellerinin arasında tuttuğu defter hazineden bile değerliydi benim için. Ağabeyimden kalan son parçaya sıkı sıkı tutunmuş saatlerdir ağlıyordum istemsizce. İlk sayfasını okuduktan hemen sonra tüm cesaretim kırılmış devamını getirememiştim bir süre. Durmaksızın okumak istiyor ama bir türlü toparlayamıyordum kendimi. Umut'u yanımda istiyor ve buna rağmen onsuz yapmak zorunda olduğumu da hissediyordum. 

Ne tuhaf ama... Nefes aldıkça can çekişen yaralı yanım, boğazıma oturan koca bir yumru ve kulaklarını atılan her feryada kapamış küçük kız çocuğu vardı.

İnsanın ruhu... kanar mıydı? Kanıyordu işte. Alfabenin her bir harfi yavaş yavaş kanatıyordu ruhumu. Kanın kokusu sızıyordu sonra iliklerime durmaksızın. Yaralı bir ruh vardı avuçlarımın arasında, avuçlarımı kanatan. Zira ardına saklandığım her bir kırığın avuçlarıma batışını izliyordum uzaktan.

Ah... Şu an Umut'a o kadar çok ihtiyacım vardı ki... Diz kapaklarımda ki yaralardan öpen adama o kadar muhtaçtım ki o an...

 Diz kapaklarımda ki yaralardan öpen adama o kadar muhtaçtım ki o an

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ama olmazdı. Her ne kadar muhtaç olursam olayım Umut'u çağıramaz, kanayan yaralarımdan bir kez daha öpmesine izin veremezdim. Yani... en azından şu an olmazdı. Kendim başa çıkmalıydım önce. Siyaha çalınan düşlerimde kenara çekilmiş, dolu dolu gözlerle beni izleyen Narin için yapmalıydım bunu. Bir kez daha hıçkırdım ardından sağ elimin tersiyle ıslak yanaklarımı sildim. Bu sefer yeni bir yaşın süzülmesine izin vermeden derin bir nefesi ciğerlerime hediye ettim. Komodin'in üzerinde duran bir bardak suyu içtiğimde, rahatlamıştım. Defteri bir kez daha açarak cesaret kırıntılarını kaybetmemek adına ilk sayfayı es geçtim.

Narin'im,

canımın en içi. Bu satırları düşlemek her şeyden kolay olsa da, beyaz bir kağıdı kirletmek kolay olmadı. Düşlemek kolay dediğime bakma. Değil. Her ne kadar kolay, desem de değil işte. Seninle hiçbir şey kolay olmamıştı ki, seninle ilgili düşlenen bir şey kolay olsun...

Fakat elimden bir şey gelmiyor ne yazık ki. Gelmesi için çabaladığımı bil istiyorum. Çabalıyorum, Narin. Defter de yazılanları sana yüz yüze söyleyebilmek için çabalıyorum. Çabaladıkça bir şeyleri başarıyorum, başardıkça hızlanıyorum, hızlandıkça azalıyorum.

Sana... 12.ci doğum gününde dediklerimi hatırlıyor musun?

Ağabeyinin getirdiği pastayı gülen gözlerle izleyen Narin, fazlasıyla sabırsızlanıyordu. "Dilek tut, Narin'im," dedi Savaş kardeşine bakarak. Dudaklarının üstünde duran gülümsemeyle kız kardeşinin gülen gözlerini izliyordu. "Diledim," dedi Narin göz kapaklarını açtığında. Bunu seviyordu, küçük kız. Göz kapaklarını her ne zaman açıyorsa ağabeyinin harelerini yakalamasını, izlemesini seviyordu. "Şimdi üfle." Savaş'ın lafını ikiletmeden kafasını onaylamak ister gibi salladı ve ardından pastanın üzerinde duran iki mumu üfledi. Kulağına ulaşan alkış sesiyle ellerini sevinçle çırptı. Kardeşinin omuzlarını tutan Savaş, harelerini kardeşinin harelerine dikti ve gülümsedi.

UNUTMA BENİWhere stories live. Discover now