3o.Bölüm 2.Part

2.9K 187 10
                                    

Merih oturduğu koltuğu itip ayağa kalktı ve bayılan kadını kucağın aldı ve odanın diğer tarafındaki küçük koltuğa yatırdı. "yağmur şirket doktorunu ara" kadının bileğinden nabzını kontrol ederken bağırdı. Mehmet Bey ise öylece yerinde kala kalmış sadece odadaki kargaşayı benimsemeye çalışıyordu. Genç kız masanın üzerindeki dahili hat numaralarının yazıldığı rehberden numarasını bulup tuşladı ve açmasını bekledi. Telefonun diğer ucundaki adam açtığında "Merih Beyin odasındayız, asistanı Leyla Hanım baygınlık geçirdi" dediğinde "geliyorum" diyen adam telefonu yüzüne kapamıştı. Doktor geldiğinde ise odadaki herkesin çıkmasını istedi. Yağmur kalırken beyler ve Nastaia odadan çıktı. Ofistekiler kapısının önünde toplanmış bütün bine durumdan haberdar olmuştu. Doktor önce tansiyonuna ardından kan şekerini ölçtü. Aniden tansiyonunun düştüğü söylemiş bir ve ilaç getirmek için yanlarından ayrıldı. Leyla ise gözlerini açtığı an ağlamaya başlamıştı. Doktor elinde ilacı verip geçmiş olsun dedikten sonra odadan çıktı. Yağmur yanına oturduğunda başını omzuna yaslayıp içine çeke çeke ağlamaya devam etti. Güç vermek istiyordu ve elini sıkıca tuttu Leyla'ın.

"Mehmet" diye burnunu çektiğinde başını kızın omzundan kaldırdı. "o gitmişti" dedi. Yağmur peçete almak için kalkarken elinden tutup durdurdu. "gitme" dedi. "buradayım. Peçete getireceğim" dedi. Hızla içkilerin olduğu konsoldan peçete alıp kadına uzattı. "16 yıldır görmedim" dedi burnunu silmeden önce. Peçeteyi ellerinin arasından buruşturup "burada olmadığını bilmezken yaşamak kolaydı. Bu şirketle çalışacak ve ben onu görmeye dayanamam. Gücüm yok bunca yıldan sonra gücüm kalmadı" dedi.

"neden?" dedi Yağmur.

"ben ve o aynı üniversitedeyfik ve birlikteydik. İkimizde orta halli ailelerin çocuklarıydık ve çalışıp okuyorduk. O çok hırslıydı, başarmak toplumdaki yerini yükseltmek tek hedefiydi. Elde ettikçe şeyin daha fazlasını ister oldu. Ona yermiyordum. Beni hırsların olmadı ve onun kadar idealist olmadığım yargılardı. Burs aldığı şirket okul başarısından dolayı ona yurt dışında bir eğitim şansı tanıdı. O gideceğim diye sevinirken hamile olduğumu öğrendim. Gideceğini ve bebeğin ve benim onun için bir şey ifade etmediğini söyledi ve dediğini yaptı. Fransa' ya gitti. Eğitimine orada devam edip bir Fransızlar evlenmiş. Ben ve bebeğim yalnız kaldık. Okuluma devam edemedim. Onun hayalleri benim gerçeklerimin katili oldu. Kızım için zorla yaşarken içinaynı şehirde nefes aldığımızı bile bile yapamam. O sevmemiş olsa da ben sevdim" dedi.

"Merih' le iş konusunu konuşuruz. Sakın ani kararlar verme olur mu?" dedi Yağmur. Kadın başını hayır der gibi sağa sola salladı. "ben kızımı alıp yarına kalmadan Ankara' ya babamların yanına giderim" dedi.

"asla" diyerek susturdu Yağmur. "kaçmak yok. Şuan doğru düşünemiyorsun ablacım. Şimdi sen arka taraftaki banyoda yüzünü yıka. Ben çıkıp kapının önündeki meraklıları kovalayayım. Çantanı alıp gelirim" dedi. Oturduğu yerden kalkmasına yardım edip lavabonun kapısına kadar eşlik etti. O içeri girdikten sonra odadan çıktı. Merih, Selim ve Mehmet Bey ayrıca ofisin diğer çalışanları merakla bekliyordu. Çıkıp kapıyı arkasından kapadı. Merakla kendisine bakan kalabalığa "şuan iyi, tansiyonu düştüğü için baygınlık geçirmiş" dedi. Gözleri Mehmet beyin gözleri ile çakıştı. Adamında Leyla Hanım kadar sarsıldığını görememek için kör olması gerekirdi.

"siz iyi misin?" diye sordu adam.

"iyiyim sanırım teşekkürler. O nasıl gerçekten iyi mi?" dedi.

"gerçekten iyi" dedi Yağmur. Yanlarından ayrılıp Leyla' ın odasına yürüdü. Kadının masasının yanında duran çantasına alırken küçük camdan odanın kapısı kapandı. Arkasını döndüğüne Merih'le karşılaştı.

Extra Large/ TAVLA BENİ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin