26.Bölüm

3.1K 241 12
                                    

YORUMLAR ve BEĞENILERİ ÇOK KAFAMA TAKMAM. ARA VERDIĞIM İÇİN OKUMA SAYISININ DÜŞMESİNİDE ANLIYORUM AMA OKUYAN ARKADAŞLARIMIZIN VETO, LİKE, BEĞENILERİNİZİ artık siz ne derseniz (yıldıza bir tık) ve ELEŞTIRILERI YORUM BEKLIYORUM...

Merih' ten ayrıldıktan sonra sanki bulutların üzerinden inmişti yeryüzüne. Eli ısınan yanaklarına gitti genç kızın. "yemeğimize devam edelim" dedi Merih gülerek. Genç kız başını sallayıp eriştesini yemeğe devam etti.

"doyduğuna emin olmam için her öğününde yanında olmam gerekecek" dedi genç adam.

"ben şikayetçi değilim" dedi Yağmur. Biten paketlerini toplayıp getirdiği poşetlere koydu ve ardından Merih' in yanına oturdu.

"seninle bir şey daha konuşacağım" dedi Merih.

"dinliyorum" dedi Yağmur. Ayakkabılarını çıkarıp koltuğun üzerinde bağdaş kurup oturdu. Merih tek kaşını kaldırıp baktı ona. Oda bir bacağını birini diğerini katlayıp onda doğru döndü.

"Babamla konuştum bu sabah. Jale' in görev değişikliğiyle babamın yanına gitmesinin daha doğru olacağına karar verdik. Bu gün konuşacağım onunla" dediğinde Yağmur gerildi duyduklarıyla.

"bu ne kadar doğru peki?" diye genç kız. Merih ne demek istediğini anlamamıştı.

"nasıl?" diye sordu anlamadığını belli etmek için.

"bu senin gibi bir profesyonelin iş etiğine uymaz. Her ne kadar senden en azından iş hayatından uzak olacağını bilmek beni mutlu eder yalan değil. Onun işinde gaddar, acımasız ama son derece profesyonel olduğu gerçeğini değiştirmez. Nasıl söyleyeceksin. Sessizce karşılayacağını ve kabulleneceğini sanmam" dedi.

"bende onu düşünüyorum ve istersen bu gün erken çıkabilirsin" dedi Merih.

"en fazla saçımı yolar" dedi Yağmur.

"kimin saçı kimin elinde kalır o muamma" dedi Merih.

"halletmem gereken dosya işleri var. Odamın kapısını kilitler, kulaklarımı da tıkarım" dedi Yağmur. Bütün işlerini sabah ofise geldikten sonra bitirmişti. Tek yaptığı babaannesinin yorulmak bilmeyen çenesinden kurtulmak için boşa vakit geçirmekti. Şimdi ise küçük çaplı eğlenceyi kaçırmak aptallık olurdu. Onca eziyetinden sonra merhamet gösterilecekler listesinde sondan bitinciydi.

"emin misin?" diye sordu Merih.

"evet. Baban da gelecek mi?" dedi genç kız.

"Gelip kendisi konuşmak istedi ama uygun olmazdı. Bizim bir geçmişimiz var ve yok sayamayız" dedi genç adam.

"herkesin hatırlattığı geçmişimizden kurtulmak için ne yapmamız lazım. Üzerini örtmek mi yoksa arkamızda bırakıp kaçmak mı bizi kurtarır?" dedi genç kız.

"bizi ancak kabullenmek kurtarır" dedi Merih ve ayağa kalkıp anlından öptükten sonra odadan çıktı. Kendi odasına döndükten sonra asistandan Jale' in müsait biz zamanında odasına gelmesini istedi. Odanın diğer tarafından küçük toplantı masasının arkasındaki mini bardan kendisine bir bardak brendi doldurdu. Bardağı alıp deri oturma gurubunda tekli kanepeye yöneldi. Odanın kapısı açılıp şen kahkahası ile içeri giren Jale. Odaya şöyle bir baktıktan sonra kendisine bakıp. Kırmızıya boyanmış dudakları yana kıvrılıp hafifçe aralandı ve beyaz dişlerini gözleri önüne serdi. Üzerinde her zaman tercih etti. Yağmur' un aksine giymekten büyük zevk aldığı topuklu ayakkabıları, dekolte, dar vücut hatlarını belli eden bir bluz ve dar kumaş bir pantolon giymişti.

Extra Large/ TAVLA BENİ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin