28. EZ TE PIR XEZDIKIM (BEN SENİ ÇOK SEVİYORUM )

28K 1K 248
                                    

Multimedia =Nurettin Rençber =ışığım oldun.......dediğim yerde açarsınız canlarım.

Keyifli okumalar okurcanlarım :)

"Hadi güneş gülü" diyerek kapıda karısının gelmesini bekleyen genç adam yüzüne yerli yersiz yerleşen tebessümle gözünü kapıya dikti. Bir kaç dakika sonra "geldim. Camları falan tekrardan kontrol ettimde." Derken elindeki pardesüsünü giyindi Rojgül. Şu bir haftadır kaç kez konuşsada aklı hep konaktakilerdeydi genç kadının ve bu yüzden heyecanla kocasının yanına dikildi.

"Gülizar anne ile konuştun mu?" Diyerek kocasına soran genç kadına "evet konuştum. Döneceğimizi biliyorlar" diyerek elinden tutup yürütürken cevap verdi genç adam. Arabada giderken hep bir gözü karısında olan Akif'in dikkatini Rojgül'ün çenesinin biraz altında ki morluk çekti. Çok fena emmişti belliki. Kocasının kendisine baktığını gören genç kadın soru dolu gözlerini kocasının üzerine dikti. "Çenenin altı fena morarmış" diyerek karısının çenesinden tutup tebessüm ederken söyledi Akif. Genç adamın söylediklerinden sonra yüzü kızaran Rojgül hızla şalını açıp çenesinide kapatacak şekilde tekrardan bağladı başını. Evde zaten yaşmak şeklinde bağladığı için sorun olmazdı.

Aradan geçen iki saatin ardından konağa gelen genç çifti gören Zerya ve Delal ikisi iki yerden koşarak yengelerine sarıldılar. "Hoş geldin gezmeci aşk kuşu" Zerya'nın söylediğine gülüp "En çok bu halini özledim xuşke(bacı)" diyerek gülümsedi genç kadın. Zira Zerya'yı en son buruk bir şekilde görmüştü. Rojgül; gelin görümce olmaktan ziyade her ikisi ile de abla kardeş gibiydi. Merdivenlerden inen Gülizar hanımı gören Rojgül, görümcesi Zerya'nın elini bırakıp merdivenlere doğru yürüdü. Gülizar hanım izinsiz gittiği için kızsada asıl suç kendi oğlundaydı bunu biliyordu ama kızmıştı işte hem oğluna hem gelinine. Ama yinede birşey demeden eline uzanan gelinine elini öptürüp sarıldı Gülizar hanım. Rojgül'den sonra Akif'te "sultanım" diyerek hanım ağasına doğru yürüdü. Gülizar sultan kızgın olsada kıyamazdı evlatlarına. Gerçi O'nun kızgınlığı anneye babaya saygı namına haber verilmesi gerekirken gecenin bir vakti kimseye haber vermeden çekip gitmesiydi. Hoş Bedo ağa birşey dememişti ya olsundu yani anaya ataya saygı olmazsa kime olurdu.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Akif Rojgül'ü konağa bıraktıktan sonra Bedo ağa ve annesi Gülizar sultanı görüp şirkete giderken, Rojgül görümceleri ile beraber orta katın balkonunda çay içip sohpet ediyordu.

"Ee ne oldu bitti ben yokken deyin bakalım?"

Elindeki çay bardağını ağzına götürüp bir yudum içti genç kadın. Gözleri Zerya ve Delal arasında gidip gelirken konuşan Zerya'ya baktı.

"Valla buralar hep aynı gula roj(güneş gülü) tek fark Mirza ağabeyim gökyüzünde uçuyor gibi hiç birimizi duymuyor. " devam edecekken Delal araya girip "birde Volkan ağabeyim hülyalı hülyalı geziyor anlamadım. Askere gidecek diye desem sanmam ama" dedi ardından omuz silkerek. Genç kadın kendi kendine düşündükleri ile tebessüm etmeden edemedi. 'Anlaşılan Akif'in söylediklerini Konakta kimse bilmiyordu. Mirza ağabey cennetine kavuşmuştu ya tabi uçardı gökyüzünde.'

Genç kadın görümceleri ile otururken Şirin hanım elinde küçük bir valizi kapıda ki adama seslenerek uzattığında hepsi O'na doğru baktı.

"Ehmed (Ahmet)"

Delal'a baktı Rojgül. Şirin hanım nereye gidiyordu ki elinde ki valizle. Yengesini bakışlarından anlayan Delal "Şey yengem.....Berfe ablanın fatihası okunacakmış bu akşam. Vermişler. Düğünü yakın annemde on gün kadar orada kalacak." Delal'in zar zor çıkan sesinden anladığı kadarıyla yiğeninin sözüne gidiyordu Şirin annesi. Hayırlı olsundu ne diyebilirdi ki genç kadın.

ROJGÜL "Bir BERDEL Bedeli"Where stories live. Discover now