14. SİL BAŞTAN

27.2K 1.3K 220
                                    


Keyifli okumalar okurcanlarım :)

Rojgül'den

Akşamüstü erkekler üst kattaki salonda otururken bende alt kattaki salonda kadınların muhabbetini dinliyordum. "Rojgül hade bize bir çay koyda içelim" Gülizar annenin şefkat dolu sesiyle söylediğine "hemen annem"diyerek hızla ayağa kalktım. Tam kapıdan çıkacakken Gülizar anne "kızım birde Şirin annene bir bak. Kaç vakittir görünmüyor" dedi.

Başımı sallayıp önce Şirin annenin odasına gidip kapıyı tıklattım. Bir kaç dakika sonra yüzü bembeyaz, elleri titreyen bir vaziyette kapıyı açtı.

"Annem çoktandır görünmüyor bir bak dedi de ondan geldim."

Bana herzaman kibirli, burnu kaf dağında bir şekilde küçümser gözlerle bakan kadın, şimdi korkak gözlerle "t-tamam geliyorum" dedi. Birşeyler olmuş bellide Allah bilir yine ne yapmışta böyle olmuştu. Aman banane diyerek aşağı kata mutfağa indim.

Çayı koyup geri yukarı çıkacakken konağın dış kapısı sert bir şekilde açıldı ve Akif'in "Şirin hanıım"diyen beriton sesini duydum. Allah'ım bu adam her daim böyle kükremek zorunda mı ya? Hem Şirin anneyle ne derdi vardı ? Acaba Şirin annenin yüzü o yüzden mi öyle kötüydü?

Mutfak kapısından başımı hafif uzatırken Akif görüş alanıma girdi. Oldukça kötü görünüyordu.

"Neredesin? Karşıma çıkacak yüzün yok değil mi?"

Ne diyordu bu adam mevlam aşkına Şirin anneyle ne derdi vardı. Vücudumun yarısını kapıdan çıkarıp bakarken olacakları bekledim. Şirin anne ortalıkta görünmezken Bedo ağa, Sermiyan ağabey ve Mirza ağabey yukarı avludan Akif'e baktılar. Bedo ağa "Bu ne densizliktir Akif. De hele derdin ne?" Dedi yaşına rağmen dik duruşu ve sert sesiyle.

Akif etrafa göz gezdirdi önce,sonra babasına bakıp sanki karşısında ki babası değil de düşmanıymış gibi öldürücü bakışlar atarken "Karın olacak o kadın,kim oluyorda hangi sıfatla Rojgül'e eziyet ediyor....... De hele Bedo ağa sen olsan karına ne yaparsın?" Allah'ım bu adam nasıl,nereden biliyordu kim söylemişti?. Üstelik şu iki ayda babasına bırak bağırmayı yüksek sesle konuştuğunu bile duymadığım adam resmen babasına karşı kükrüyordu şuan.

Bedo ağa şaşırıp kızsada belli etmemeye çalışıp "Bunu böyle ulu orta mı söylemen gerek?. Derdin her neyse gel benimle konuş" diyerek Akif'in cevap vermesini beklemeden arkasını dönüp gözden kayboldu. Akif'in Şirin anneye söylediğini tahmin ettiğim "Bu konu böyle kolay kapanmayacak bunu bilesin" demesinden sonra yukarı avluda kadınlar, Mirza ve Sermiyan ağabey hâlâ dururken Akif tekrar etrafa göz gezdirip "Rojgül" diyerek bağırdı bu sefer.

Korkmam mı? gerek şimdi benim. Beni neden çağırıyordu ki. Ben ne yaptım. Yerimden kımıldamazken Akif'in radarına yakalandığımda, gözlerime anlam veremediğim bir şekilde bakıp yanıma doğru geldi.

Rabbim, Rabbim, Rabbim sana sığındım. Allah bilir yine neler söyleyecek, bize bakan bu kadar insanın içinde yine onurumu, gururumu hiçe sayıp laf edecekti. Titrek nefesimle Akif'in yanıma doğru gelmesini bekledim. Zaten yerimden kımıldayamıyordum ki.

Akif tam dibimde durup koluma yapıştığında acıdan yüzümü buruşturup gözlerimi kapattım. Yukarıdan Sermiyan ağabeyin ve Gülizar annenin aynı anda "Akif" dediklerini duydum ama Akif onları umursamadı bile. "O kadının sana eziyet ettiğini neden söylemedin?" Diye yüzüme tükürükcesine bağırdı.

Kolumu nasıl sıktığının farkında değil miydi bu adam ya?. "A-akif kolum" diyerek kolumu çekmeye çalışınca gözlerini dirseğimin hemen altından sıktığı eline indirdi ve sanki sıktığının yeni farkına varmış gibi anında gevşetti.

ROJGÜL "Bir BERDEL Bedeli"Where stories live. Discover now