11. "O YOKTU YATAKTA"

25.9K 1.1K 189
                                    

Multimedia = Rojgül ile Akif

Keyifli okumalar canlar :)

Rojgül'den

Sabah gözlerimi açtığımda başımı kaldırdığım an boynuma giren sızıyla yüzümü buruşturup boynumu tuttum.

Koltukta yattığım için boynum tutulmuştu. Gözlerimi odada gezdirdiğimde farkına varmıştım. Burası Akif ile bizim odamızdı.

Bakışlarımı yatağa doğru çevirip baktığım da Akif yoktu. Bende nasıl olsa üç gün boyunca odadan çıkmayacağım için yatağa doğru gidip içine girdim ve pikeyi başıma kadar çektim.

Buralarda gelin ile damat üç gün boyunca odalarından çıkmazlardı. Buda bizim buraların balayı'ydı Ama Akif bunu ilk günden bozmuştu belli ki.

Neyse diyerek iyice yatağa gömüldüm. Zaten dün gece olanlardan sonra doğru dürüst uyuyamamıştım. Hazır Akif'te yoktu uyurdum işte.

Yatağın içi çok güzel kokuyordu. Akif'in kokusuydu sanırım. Akif, Hah beni istemeyen, sevmeyen, değer dahi vermeyen kocam.

Düşüncelerle gözlerim tekrar kapanırken içeri odanın kapısı açıldı. Akif gitmemişmiydi yoksa. İçimden lanetler ederek sesimi çıkarmamaya çalıştım.

Pikeyi başıma kadar çektiğimden nefesim daralıyordu. Nefessiz dinledim sesleri. Hışırtı sesleri geliyor kapı açılıp kapatılıyordu. Uyku da bastırıyordu bir yandan. Burada uyusam ne derdi acaba hem nasıl olsa O yoktu yatakta.

"O yoktu yatakta". Kocam yatakta olmadığı zaman girebiliyordum yatağa ne acı. Gözlerim kapanırken son duyduğum "lanetli" denilerek çarpılan odanın kapısıydı.

Gözlerimi tıklatılan kapı sesine açtığımda duvarda ki saate baktım öğlen'e karşı onbiri gösteriyordu. Yuhh nasıl bu kadar uyuyabilmiştim. Yataktan çıkıp hızla üzerimi giyinirken "Bir saniye açıyorum" dedim. Üzerimi giyinip alelacele yatağı toparladım ve kapıyı açtım.

"Günün aydın olsun gelin ağam" dedi gençten bir kız. Elinde yemek tepsisiyle kapıda dikilen kıza "sanada. Zahmet verdim kusura kalma" dedim elinde ki tepsiye uzandım bir yandan da.

Yüzünü yere eğip "oda musaitse ben taşıyam gelin ağam siye zahmet olmasın" dedi. Her ne kadar benden küçük olduğu belli de olsa dediğiyle utanmıştım. Hemde O'nun ima ettiği gibi bir durum olmadığı halde.

"Tabi musait de ben alayım ver." Dedim elinden tepsiyi alırken. Odaya gireceğim an durup "Şey Akif Nerede gördün mü? Yani oda kahvaltı etseydi." Dedim. Amacım Akif'in evde olup olmadığını öğrenmekti. "Ağam çıkalı çok oldu gelin ağam. Bu arada adım Nevruz. Siye ben hizmet edecem. Bir isteğiniz varsa seslenin yeter" dedi yüzü buruk bir tebessümle.

"Tamam Nevruz. Sağol" dedim ve odaya girdim. Şuan ne kahvaltı görüyordu gözlerim nede gelin ağa olmayı. Aklım Akif'in sabah sabah evliliğinin ilk gününden nereye gittiğindeydi.

Odada sıkıldığımdan giysi odasını yeniden düzenlemeye karar verdim. Aslında kim düzenlediyse çok güzel yapmıştı ama ben can sıkıntısına sil baştan yapıyordum işte. Ayakkabıları da düzenledim ve odadan çıkıp yatağın üzerine attım kendimi. Gerçek evliler gibi olsaydım şu üç gün geçerdi belki ama şuan üç saat bile geçmek bilmiyordu.

Yatağın üzerinde kıvrılıp telefonumla oynarken kapı tıklatıldı tekrardan. Telefonu yastığın altına koyup kapıyı açmaya gittiğimde Nevruz sanmıştım ama gelen kişi Gülizar anneydi.

Başımı yere eğip Gülizar annenin eline varıp öptüm. Ben elini öpüp kenara çekilirken "hele gel senle konuşalım biraz" dedi odaya girerken.

ROJGÜL "Bir BERDEL Bedeli"Where stories live. Discover now