yirmi üç saat yirmi üç dakika

2K 218 68
                                    

yirmi üç saat yirmi üç dakika yirmi üç saniye

"Ginny, beni bir dinlesen?" dedi Harry, yalvarırcasına, bugün kaçıncı kez bu cümleyi tekrarladığını bilmeden. O sırada, oldukça tenha bir koridordaydılar. Günlerden pazardı. Ve hava güzeldi. Kimsenin içeride durmak için bir sebebi yoktu dolayısıyla.

"Onları bulmadan susuzluktan ölüyorum desen, su uzatmam." dedi kız, omuz silkerek. "Dün beni bıraksaydın, gidip onları bulacaktım sivri zeka. O yüzden, yaptıklarının geri dönüşünü çekmek zorundasın." diye açıklama yaptı kız, kahverengi gözlerini kısarak. Harry, bunun üzerine iç çekti.

"Olduğumuz yerde yuvarlak çiziyormuşuz gibi hissediyorum."dedi çaresizce.

Ne olurdu sanki Ron ve Hermione birkaç saat daha kayıp kalsa?

"Hayır çizmiyoruz. Hogwarts gerektiğinden fazla büyük ve biz şimdiye kadar sadece bir katı kontrol ettik."

Ne yazık ki, en üstten başlamışlardı.

Hermione ve Ron ise, en alttaydılar.

"Beni bir dinlesen, çok güzel olacak."diye kendi kendine mırıldandı Harry, dertli bir şekilde, ellerini saçlarının arasından geçirerek.

"Tamam. Dinliyorum, söyle ne söyleceksen."dedi kızıl saçlı kıza yürümeyi bırakıp tam karşısında dururken. Ellerini pes ettiğini göstericisine iki yana açmıştı.

Harry, o anda bunu beklemediği için bir saniyeliğine duraksadı. Sonuçta uzun süredir kızı konuşmak için ikna etmeye çalışıyordu.

"Bekliyorum."dedi kız, ona tuhaf tuhaf bakarak.

İki saattir konuşmak için yalvarıyordu, şimdi konuşalım deyince tek kelime edemez olmuştu yani, bu mu?

"Bak Ginny,"dedikten sonra tekrar duraksadı. Zihninde sözlerini kaç kez toparlamıştı, diyecekleri biranda aklından uçmuş gibiydi.

"Bakıyorum, Potter."dedi kız, göz devirerek.

Yok yok, konuşmayacaktı işte.

"Varsa yoksa palavra."diye mırıldandı kendi kendine. Kahverengi gözlerini, yere dikmişti.

"Harry, konuşmayı öğrenmek için biraz geç kalmışsın. Hadi gidelim, görüyorsun konuşacak hiçbir şey yok."dedi kız, ellerini göğsünde kavuşturup, arkasına dönerken.

"Bekle,"dedi Harry panikle ve kızın kolunu kavrayıp onu kendine çevirdi.

Ulu Merlin!

"Ginny, bak ben,"az önce de aynı şekilde başlamıştı ve devamı gelmemişti.

"Özür dilerim. Ama seni öptüğüm için değil, sana hiçbir şey söylemediğim için." Kızın ona tuhaf tuhaf baktığını fark etti. Ama hiç olmazsa, dinliyordu. Bu da bir şeydi, çekip gitmiş de olabilirdi.

"İnan bana, bahsi geçen 'hayranlarım' arasında öptüğüm ilk kız sensin." Kız, bunun üzerine bir adım geri gitti ve kaşlarını kaldırarak sordu.

"Tabii, Chang 'hayranın' değil. Senin gözünde bu kadar düşük olmak, canımı acıtıyor." dedi kız, onun yüzüne bakmadan.

"Ginny, benim gözümde düşük falan değilsin. Asıl ben, kendime kızıyorum. En yakın arkadaşımın kız kardeşine takılı kaldığım ve onu, yıllar sonra fark edebildiğim için." dedi kızın elini kavrayarak.

"Beni fark edebilmen için illa bunu yapmam gerekiyordu, değil mi?"dedi kız, acıyla. "Beni tanımıyordun bile. Ben, sana kendimi her tanıtmaya kalktığım da, istemediğin öylesine belli oluyordu ki! Illa beni fark etmen için, Dean'le çıkmam mı gerekti? Ya da Micheal ile? Evet, evet öyleydi." diye kendi sorusunu yanıtladı kız. Kahverengi gözleri dolduğu için, hızlıca eliyle sildi.

"Ginny, bak, seni seviyorum. Seni gerçekten çok seviyorum. Lütfe-" derken sözü kesildi.

"Tamam, tamam. Biraz fazla duygusallaştım. Az önceki konuşmalar olmamış gibi devam edelim. Hatta, bence bugün hiç olmamış gibi devam etsek, daha iyi olur."dedi kız, saçlarını geri ittirip yüzüne sahte bir gülüş yerleştirirken.

"Tamam."dedi Harry, kafasını onaylarcasına sallayarak. "Bu güne şimdi başlamış olalım." dedi kararlılıkla. Ginny, onun bu fikri bu denli benimsemesini tuhaf bulmuştu ve kırılmıştı ama bir şey demedi.

"Haydi o zaman. Gidip kızılla, kabarığı bulalım."dedi kız, sahte gülümsemesini yüzünden düşürmeden. Harry, onu yine kafasını sallayarak onayladı.

Bir süre öylece koridorlarda yürüdüler, sınıfları kontrol ettiler.

Ama hala ikisinden bir iz yoktu.

"Ginny,"dedi Harry, beşinci kata geçtiklerinde. "Sana bir şey sormam gerekiyor." kız, yürümeyi kesti ve ona döndü.

"Sor." dedi hiçbir şey olmamış havasını bozmadan. Harry, derin bir nefes aldı. Kızın ellerini kavradı.

"Ginny, bak, senden gerçekten hoşlanıyorum."dedi çocuk, kızın tepkisini ölçmeye çalışır gibi.

Hiçbir şey olmamışsa eğer, her şeyi düzeltmek gerekli değildi.

Şimdi sadece, duygularını söylemesi yetecekti.

"Bana bir şans verir misin? Hislerimi ve kendimi sana kanıtlamama izin verir misin?"

Ginny ona birkaç saniye boyunca boş gözlerle baksa da sonunda ifadesiz suratında bir tebessüm belirdi.

yirmi üç saat elli yedi dakika » ronmione Where stories live. Discover now