on bir saat yedi dakika

1.9K 217 48
                                    

on bir saat yedi dakika kırk saniye

"On bir saat,"dedi Hermione, ağır ağır.

"On bir saat yedi dakikadır, bizi aramaya gelmediler." dedi sitemle, gözlerini Ron'un kol saatinden ayırmadan.

"Yanlış arkadaş seçimleri yaptıysak eğer,"dedi Ron alaylı bir şekilde.

Hermione ile yaklaşık yarım saat Krum ve Lavender yüzünden konuşmadıktan sonra, can sıkıntısından yine birbirlerine kalmışlardı.

"Ron, bu çok saçma."dedi Hermione, derin bir nefes alarak.

Uzunca bir süredir gözlerini ne saatten ayırmıştı, ne de gözlerini kırpmıştı.

Ron, onun için endişeleniyordu.

"Hermione, saat çok geç oldu."

"Uyumalısın." Hermione, küçük bir çocuk gibi omuz silkti. Gözlerini hâlâ saatten ayırmamıştı.

"Uykum yok Ronald. Ayrıca hani bana Jean diyecektin?"dedi mızmız ses tonu ile.

Doğru ya, öyle demesi gerekliydi.

Ayrıca Ron, onun mızmız ses tonunu ilk defa duymuştu ve oldukça hoşuna gitmişti.

"Jean, en azından göz kapaklarını kapaman lazım, yoksa su toplayacak."dedi ve saatini kızın elinden çekip cebine soktu.

"Yatmak istemiyorum."dedi Hermione, saat önünden çekildikten sonra gözlerini kırpıştırmaya başlamıştı.

Zavallı gözleri çok acıyordu.

"Yatmak zorundayız. Haydi Jean."dedi Ron, oturdukları masanın tahta sandalyesinden kalkarken. Ayağa kalktı, elini kıza uzattı ve tutmasını bekledi.

"Nereye yatacağız ki?"dedi kız, gözlerini ovuşturarak oturduğu sandalyeden kalkarken.

Ron durdu, etrafına bakındı. Yumuşak bir yer veya koltuk yoktu ne yazık ki.

Duvara doğru ağır adımlarla yürüdü, diğer yandan da 'Acayip Kız Kardeşler' baskılı tişörtünün üstüne giydiği ekoseli gömleği çıkarıyordu.

Hava oldukça sıcaktı, bahar bitmek yaz gelmek üzereydi.

"Gel hadi."dedi Hermione'ye bakmadan. Eğer orada sadece ikisi olmasa, Hermione kendine seslendiğini düşünmezdi.

Ron, sırtını soğuk taş duvara dayadı, ayakları uzattı. Gömleğini yanına özensiz bir şekilde attı ve onun gelmesini bekledi.

Hermione, onu delirten yavaşlıkta adımlarla onun yanına geldi ve onun gibi oturdu. Yani, Ron'un gömleğinin üstüne.

Ron, onu kendine çekti ve kızın kafasını, dizlerine yasladı.

"Böyle mi uyuyacağız?"dedi Hermione, dizlerini kendine çekmişti, kafası Ron'un bacaklarının üstündeydi ve ayrıca onun gömleğinin üstüne uzanıyordu.

Her şey, onun gibi kokuyordu.

Kızıl saçlı olan onu basit bir hı-hı nidası ile onayladıktan sonra bir sessizlik oldu. Sanki ikisi de nefes almayı bırakmış gibiydi.

Ron, yine kızın saçlarından tokayı asıtarak çıkardı. Kızın kabarık saçlarının bir tutamını parmağına doladı, bıraktı. Doladı, bıraktı.

"İyi geceler."dedi kız, nefes alabildiğine emin olduktan sonra.

"Sana da, Jeanny."dedi Ron. Sonra kafasını arkaya yasladı ve göz kapaklarını yavaşça kapattı.

Ama parmakları hâlâ Hermione Jean Granger'ın saçlarının arasındaydı.

yirmi üç saat elli yedi dakika » ronmione Where stories live. Discover now