yirmi üç saat elli yedi dakika » ronmione

iki saat yirmi iki dakika

iki saat yirmi iki dakika kırk yedi saniye

"Hermione." dedi Ron, saçları kadar kızarmış yüzüyle.

"Hermione!" diye tekrar etti. Kıpkırmızı bir suratı vardı ve alt tarafı şu an berbat durumdaydı.

"Lanet Olsun, HERMIONE!" diye avazı çıktığı kadar bağırınca sonunda kız, Slughorn'un iksir malzemelerinin bulunduğu bölümden çıktı.

"N'oldu Ron?" Ron, kafasını geri atıp derin bir nefes aldı.

"Tuvalete gitmem gerekiyor." Hermione, umursamazca omuz silkti.

"Tuvalete gitmek için benden izin istemene gerek yok."

Ron, kızın sözleri üzerine sabır dilenircesine tavana baktı ve tükürürcesine devam etti.

"Farkında mısın bilmiyorum ama biz bu lanet zindanda mahsur kaldık! Lanet olsun ki işeyecek bir yere ihtiyacım var. Çünkü bir türlü dışarı çıkamıyoruz. Yeterli derece açıkladım mı?"

Hermione, koyu kahve gözlerini büyüterek ona baktı.

"Tamam, tamam, hadi sen iksir şişesinde ihtiyacını görsen.... Ben ne yapacağım Ron?" dedi kız telaşla. Ron, ellerini daha sert bir şekilde ağrıyan kısmına bastırdı ve Hermione'ye mavi gözlerini pörtleterek baktı.

"Onu senin ihtiyacın gelince düşünsek? Çünkü Ben Buraya Işemek Üzereyim."

Hermione, yüzünü buruşturarak ona baktı.

Daha net olamazdı.

"Çok kibarsın." Ron, kızın umursamaz tavırları nedeniyle daha da kötü bir duruma düşmüştü. Ağlama benzeri tuhaf sesler çıkararak oturduğu yerden eğilerek ayağa kalktı.

"Bana-bir-iksir-şişesi-ver-yalvarırım." diye kesik kesik konuşunca Hermione hızla dolaba yöneldi, uzunca bir şişeyi kapıp Ron'a uzattı.

"Arka tarafta hallet!" Ron, hiçbir şey söylemeden tuhaf adımlarla, sallana sallana, arka tarafa doğru gitti.

Hermione ise, masanın üzerine bırakılmış Ron'un saatini eline aldı ve dikkatle inceledi.

"2 saat 22 dakika olmuş." dedi, Ron arka taraftan da duyabilsin diye bağırarak.

Ama Ron ona cevap vermedi. Birkaç dakika sonra aynı sakar adımlarla yeni bir şişe almak içeri geldiğinde, Hermione gülmemek için zor duruyordu.