kırk dokuz dakika

3.6K 323 228
                                    

kırk dokuz dakika on üç saniye

"Düşünüyorum da," dedi kızıl saçlı çocuk ellerini çilli çenesinin altında birleştirmiş, zindanın duvarlarını incelerken. "Olduğumuz bu durum, tüm olup bitenler gerçekten çok saçma." Kabarık saçlı kız ona bakmadan kafasını aşağı yukarı salladı. Şaşırtıcı da olsa, Ron son derece haklıydı.

"Ne yapabiliriz? Burada böyle daha ne kadar bekleyeceğiz?" diye artarda sordu umutsuzlukla. Kız sıralardan birinin üstüne oturmuş, ayaklarını aşağı sallamıştı, defterini hâlâ sıkı sıkı tutuyordu.

"Yaklaşık 15 dakika boyunca bağırarak yardım istedik, kimse duymadı." dedi kızıl saçlı oğlan nnun yanına ağır adımlarla yürürken.

Hermione kendisine hakim olmayarak gülmeye başladı, "Asalarımızı neden yanımıza almadığımız hakkında hiçbir fikrim yok." Ron onun kahkahalarına göz devirdi. "Çok saçma." Onun yanına, tahta sıraya oturdu.

"Bugünün cumartesi olması da öyle." Diyecek bir şeyleri kalmayınca sustular. Lakin bu sessizlik zaten gergin olan havayı daha da gerince Ron bu gerginliği biraz olsun yumuşatmak ve hâlâ kendi halinde gülüş duran Hermione'i teselli etmek için konuştu. "Eninde sonunda Harry bize bakmaya gelecektir, eminim."

Hermione kafasını kaldırıp onun mavi gözlerine umutla baktı.

"Mutlaka,." dedi. Harry kadar panik biri onların ortadan kaybolmasıyla elbet ortalığı ayağa kaldırırdı. "Hem sonra..." dedi Hermione. "Ginny'e bu gün beraber dışarı çıkacağımıza dair söz vermiştim. Mutlaka o da bakmaya gelecektir." Genç kız illaki yokluğunda sıkılıp ona bakınırdı.

Birbirlerine bakmaya devam ettiler, ikisi de bir nebze rahatlamıştı. Çok kalmaz, buradan çıkacaklardı.

Arkadaşları onları merak etmiş olmalıydı.

O sırada,

"Harry,"diye seslendi kızıl saçlarını iki yandan örmüş kız sıkkın bir tavırla. Harry, kızın sesini duyunca koltukta hemen dikleşti ve ona baktı. Efendim?" Kız, ellerini kot tulumunun ceplerinden çıkardı. Şikayet edercesine konuşmaya başlayınca elleri kendisinden bağımsız iki yanında hararetle sallandı.

"Hermione'yi gördün mü? Beraber dışarı çıkacaktık, güzel bir Muggle filmi gelmiş."

Harry, kıza manidar bir gülüşle baktı "Ron'la beraber defter aramaya gittiler." Ginny anladığını belirten bir mırıltı çıkarsa da yüzünde Harry'nin görmeyi beklediği o munzur ifade yoktu. Harry iğneli vurgularla, Ginny'nin ne kast ettiğini anlaması için konulmaya devam etti. "50 dakikadır yoklar ve bence geri dönmeye niyetleri de yok." Ginny, kahverengi gözlerini Harry'nin yeşillerine dikti. Birkaç saniye sonra kaşları yay gibi gerilerek yukarı kalktı."Diyorsun?" dedi Ginny kıkırdayarak. Harry istediğini almamanın verdiği hazla  ayağa kalktı.

"Hadi," dedi koltuğun üstüne gelişigüzel attığı gömleği alıp giyerken. "Ne?" diye sordu Ginny. Gözlüklü çocuk tebessüm etti."Şu gitmek istediğin filme gidiyoruz."

Ginny, Harry'e dalga geçip geçmediğine emin olmaya çalışır gibi şüpheyle baktı ve kısa bir an gözlerini yumdu. "Pekâlâ." dedi kız tekrar umursamaz bir hal takınırken. "Mısırları sen alacaksan niçin olmasın?" Harry, onun bu sözüne gülmekten kendini alamadı.

İkisi, bu şekilde gülüşe gülüşe sinemaya giderken, Hermione ve Ron umutla onları bekliyordu.

yirmi üç saat elli yedi dakika » ronmione Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin