dokuz saat yirmi sekiz dakika

1.9K 211 40
                                    

dokuz saat yirmi sekiz dakika beş saniye

"Ve ben de Viktor'a dedim ki-"

Cidden, konuşacak konu kalmayınca iyice saçmalamışlardı.

"Hermione, üzgünüm ama saygıdeğer Mükemmel-Krum'lu anılarını dinlemek istemiyorum."

"Hiç kibar değilsin, oysaki ben senin bütün o Mükemmel-Brown'lu anılarını dinlemiştim..."

Cidden, Ron az önce ona Lavender'ın öpüşmek konusunda ne kadar ısrarcı olduğunu anlatmıştı, değil mi?

"Tanrı'm, çok iğrençleştik!" dedi Ron, çillerle kaplı yüzünü buruştururken.

"Birbirimize eski sevgilerlerimizi anlatmak kadar saçma bir şey yok!" dedi Hermione, ona katıldığını belli ederek.

Ron, kaşlarını çattı ve ona baktı.

"Yani cidden Krum'la çıktın, öyle mi?"

Hermione, Ron'un sorusu üzerine bir saniye duraksadı ama sonunda konuştu.

"Krum deme Ron, r'ler olmayınca adının karizması bozuluyor...." Ron, şokla geriledi ve Hermione'ye baktı.

Ama Hermione'nin sinirleri çok bozulmuştu. Ron ona iki saat, Lavender'ın ne kadar iyi öpüştüğünü, nefesinin çilek korktuğu gibi zırvalıkları anlatmıştı ve Hermione dinlemişti. Ama Ron, onun Viktor'lu anılarını neredeyse hiç dinlememişti.

Hermione, elini saçına doladı ve berbat bir taklit yaptı.

"Won-won!" dedi sesini incelterek. Dudaklarını büzdü ve kendi kendine saçma bir şekilde kıkırdadı.

Ron, kafasını yana eğdi ve kıza meydan okuyan bir bakış fırlattı.

"Öyle kıkırdama, Lavender'ın dayanılmaz sevimliliğini bozuyorsun." dedi ona yan yan bakarken.

Hermione, şokla gerileyip ona bakarken, Ron kollarını iki yana açtı ve bağırdı.

"C'mon!"

yirmi üç saat elli yedi dakika » ronmione Where stories live. Discover now