FİNAL

7K 424 75
                                    

Buseyle beraber okul kıyafetlerini aldıktan sonra evlerimize dağıldık. Aslında gezmeyi düşünüyorduk ama Busenin annesi eve çağırınca gitmek zorunda kaldı.

Okulların açılmasına kısa bi zaman kaldı ve biz bunu iyi değerlendiriyorduk.

Bahçede ki koltuklardan birine oturmuş müzik dinliyordum.

Bugünü evde geçirmek istediğim için diğerleriyle buluşmamıştım.

Biraz yalnız kalıp, kendimi dinlemek istiyordum.

Zor şeyler yaşadım, yaşadık ve şuan hayatım iyiye gidiyordu. Yavaş yavaş atlatıyordum bazı şeyleri.

Ama üzerimde ki yorgunluğu, yükü atamıyordum. Huzurlu muyum? Değilim. Çünkü o kadar çok şey öğrendim, o kadar çok şey yaşadım ki, bir yerden birşey patlak verecek ve ben yine bu yükün altında ezilmekten korkuyordum.

Hayatımda hiç yaşamadığım duyguları yaşıyorum. Anne sevgisi, baba kucağı, abi sahiplenmesi ve aşk.

Hepsini geç buldum. Ama kazandım. Bi yarım eksik değil artık.

Ailen kim diye sorduklarında susmuyorum artık. Çünkü biliyorum. Ailemi biliyorum, tanıyorum.

Ama içimde ki bu huzursuzluğu neden atamıyorum? Neden herkes gibi hiçbir şey olmamış gibi davranamıyorum?

Herşeyim var ama birşey eksik sanki, neden? Ne eksik?

-Aslı.

Karşımda ki koltuğa oturup bana seslenen Eceme baktım. Öyle dalmışım ki geldiğini bile fark etmemişim.

-Dalmışım, kusura bakma.

Elini her neyse der gibi havada salladı.

-Benim seninle konuşmam gereken birşey var.

Koltukta dik bir pozisyon alıp Eceme baktım.

-Bi sorun mu var?

Derin bi nefes alıp bakışlarını kaçırdı. Sonra tekrar gözlerimin içine bakıp cevap verdi.

-Sana bunu söylemek istemezdim. Ama artık dayanamıyorum. Sen bana bu kadar iyiyken, bana kardeşim derken, ben.. Ben kendimden utanıyorum.

Kaşlarımı çattım.

-Ecem ne demek istiyorsun? Ne oldu? Neyden utanıyorsun?

Nerden bilebilirdim ki söyleyeceği sözlerin beni yıkacağını?

-Ben Ulaşa aşığım.

Kahkaha attım.

-Bak bu iyiydi işte.

Tekrar gülmeye devam ederken Ecemin surat ifadesiyle gülümsemem soldu.

-Sözümü kesmeden beni dinle.

Kaşlarımı havaya kaldırdım.

-Ulaş benim çocukluk aşkım, kahramanım. Sevdiğim, sevebileceğim tek erkek. Bak bu sen yokken de vardı. Ben onu gerçekten çok seviyorum. Sana bunları söylüyorum çünkü, sana kardeşim derken, sen bana kardeşim derken bunu saklayamazdım. Sakın gidip Ulaştan ayrılmaya kalkma benim için. Ben unuturum. Alıştım da zaten. Ulaş seni çok seviyor. Sende onu. Siz ikiniz bi bütünsünüz. Ve benim bu bütünü bozmaya hakkım yok. Sana bu söylediklerimden sonra bidaha suratına bakamıycağımı biliyorum. O yüzden gidiyorum, Ankaraya. Belki sonra, yani ileri de tekrar karşılaşırız. Ama şimdi gitmem gerek. Seni seviyorum, kardeşim.

Ecem yanımdan geçip giderken, ben sadece oturdum. Sustum. Arkasından bağırmam gerekirken hiçbir şey yapmadım.

1 saat sonra

İçimde ki huzursuzluğun sebebini buldum sanırım. Kardeşim dediğim insan, sevgilime, sevdiğime aşık. Ve gidiyor. Benim yüzümden.

Oturduğum yerden kalkıp koşarak merdivenlerden indim.

Bunu ona yapamazdım. Seneler boyunca Ulaşa aşıktı o. Ve ben bu kızı üzemem.

2 Saat sonra

Eceme mesaj attıktan sonra sahil kenarında Ulaşın gelmesini beklemeye başladım.

2 dakika sonra Ulaş geldiğinde derin bi nefes alıp yapacağım konuşmaya kendimi hazırladım.

Yanıma geldiğinde konuşma fırsatı vermeden ben konuştum.

-Ayrılmak istiyorum.

Kaşları şaşkınlıkla havaya kalkarken,ben kendime hakim olmaya çalışıyordum, ağlamamak için.

-Ne saçmalıyorsun sen?

-Ulaş, benim sana olan sevgim bitti. Olmuyor. Yani yapamıyorum daha fazla. Bitsin istiyorum. Hayatımdan çıkmanı, hayatından çıkmak istiyorum. Ben zaten gidiyorum, abimin yanına, İzmire.

-Kendine gel Aslı. Buraya neyin kafasıyla geldin bilmiyorum ama bitemez. Biz bu kadar şey yaşamışken, birbirimizi bu kadar severken ne demek bitsin?

Gözlerimi kaçırdım.

-Sevmiyorum seni artık, sevemiyorum. İstemiyorum daha fazla seninle birlikte olmak. Üzgünüm, buraya kadarmış.

Arkamı dönüp yürümeye başladığım an tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ecem çoktan uçağa binmişti. Bu yaptığım ona Ulaşı kazandırmıycaktı biliyorum. Ama kardeşim dediğim insanla aynı adama aşıktık. O benim yüzümden mutsuzken ben nasıl mutlu olabilirim? Telefonumu çıkarıp Eceme mesaj attım.

Mutsuzluğunun sebebi ben olmayacağım. Ulaştan ayrıldım. Eğer sen acı çekiyorsan bi adam için, benim o adamla mutlu olmaya hakkım yok. Sen, benim yüzümden mutsuz olamazsın. Ulaş, senin değil, ama artık benimde değil.

2 gün sonra

Çocuklarla ve kızlarla vedalaştıktan  sonra anne ve babama sarıldım.

Sonumuzu böyle hayal etmemiştim. Mutlu olmalıydık be biz.

Taksiciyi daha fazla bekletmeyip arabaya binecekken Ulaşı gördüm. Gözleri kızarık, yorgun bedeniyle karşımdaydı. O yıkılmaz vücudu çökmüştü.

-Gitme.

Başımı iki yana sallayıp göz yaşlarımı sildim.

-Böyle olmamalı.

-Ama oldu.

-Bırakma beni.

-Üzgünüm.

Bir iki adım atıp yaklaştığında hıçkırdım. Taksiye binmeden önce son sözlerimi söyledim, gözlerinin içine bakarak.

-Seni seviyorum, beni unut, bunu unutma.

Ve finall. Arkadaşlar çok yoğun bi dönemdeyim ve bölüm atamıyorum. E sizleri de bekletmek istemiyorum. O yüzden bitirmeye karar verdim. Ama belki yaza doğru, hikayeyi devam ettirebilirim. Bu serüven de yanımda olan, beni yalnız bırakmayan herkese sonsuz teşekkürler.

DELİKANLI KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin