Bölüm 24 • Genç Adam (FİNAL PART1)

827 63 18
                                    

Bölüm 24 • Genç Adam (FİNAL PART 1) - PART 2 ÇOK YAKIN ZAMANDA EKLENECEKTİR, İYİ OKUMALAR...

.:: Kıvılcım Ural - Kapat Gözlerini::.

Dünyadaki en güzel rengi sorsalar, güneşin göz kapaklarıma bıraktığı kızıllığı betimlerdim. O, kendimi güneşe teslim edecek kadar huzurlu olduğum anların daimi repliğiydi çünkü. Ona rastladıysam gözlerimi kapattığımda huzurun etrafımda olduğunu kavrardım. Ve bu lahza tesir ederdi geçmiş tüm nevmit söylenişlere. Bilirdim o rengin umutlara, yeni mutluluklara gebe olduğunu.

Gece sabaha henüz kavuşmuştu bu renk göz kapaklarımı bir kez daha bulduğunda. Ben olabildiğince geriye yatırılmış ön koltukta uyuyordum, Sadem ise arka koltukta uyuyordu. Güneş yeni doğuyordu. Kızıllığın kaybolmasından endişe duymadan açtım gözlerimi Sadem'i görebilmek için. Dar alanda bedenini olabildiğince küçültmüş, yarısı yerde olan battaniyeyi de onun üzerine örtmüştü. Doğrulup battaniyeyin diğer yarısını da üzerine örttükten sonra arabadan indim. Yeni doğan güneş ortalığı biraz ısıtmış olsa da soğuk tenime batacak derecedeydi.

Sabah olup her şey gün yüzüne çıkınca Sadem'le kalkıştığımız şeyi daha net görebiliyordum. Belki birazı delilik, birazı saçmalık geri kalanı da cesaretti lakin uzun bir süredir hiçbir şey beni bu kadar heycanlı veyahut sevdavi hissettirmemişti. İçimde, tanımlayamayamadığım garip bir duygu oluşmuştu ve adımı bile bilmediğim bu garip duygu tarafından mest edilmiştim. Kendi kabuğuma sığamıyor, saç diplerimden, parmak uçlarımdan taşmak istiyordum. Bir yandan umutlanıyordum yeni şeyler için, bir yanda umutsuzluğa düşüyordum geçmiş ve şimdi için.

Sevdiğim kadının aşık olduğu iki erkek de bendim. O elbet hoşnut olacaktı bundan lakin endişelerim bunca zaman saklanan bu gerçeğin, kadının içindeki iki erkeği de öldürmesi yönündeydi.

"Tedirgin gibisin."

Sadem'in sesini duyunca öyle bir irkildim ki düşüncelerimden, az kalsın başım korkumun pervazına değiyordu. Sadem ise benim gibi değildi. O sadece mutlu ve umutluydu. Endişleri vardı belki de ama belli ki büyütmüyordu onları, güveniyordu kendine. Bu yüzden uykusuz olmasına rağmen dimdikti. Yalnızca gözleri kanlanmıştı. Belki de bedeninin yanında ruhunun da hafif olmasındandı tüm bu güzelliği. Tek ağırlığını gözlerinde taşıyordu, tüm mavilikleri sığdırmıştı gözlerine. Yeşillikler serpmişti aralarına. Sadem, bu dünyada rastladığım en güzel şeydi.

"Uyuyamadın mı sen de? Betin benzin atmış."

"Uyuyamadım." dedim başımı Sadem'in küçük omzuna dayarken.

"Böyle süremezsin arabayı. Biraz daha uyu, öyle devam edelim yola. Olur mu?"

"Uyuyamıyorum ki." dedim kollarımı Sadem'e sararken "2 saatlik bir yolumuz kaldı zaten. İzmir'e varınca uyurum."

Sadem de kollarını bana sarınca derin bir nefes verdim.

İzmir'e varıp annemin kapısını çaldığımızda Sadem yedinci kez saçlarını, dördüncü kez ise puantiyeli bluzunu düzelttiyordu. Israrla tuttuğum elini ara sıra sıkıyor, ara sıra gevşetiyordu.

Kapıyı Merih açmıştı, annem ise şaşkındı. Belki böyle bir sürpriz bekliyordu benden ama beyaz tenli bu kızı beklemiyordu. Annem geceler boyunca uğruna ağladığım o kişinin adının Sadem olduğunu biliyordu, her ne kadar ona ne olduğunu bilmese de. Bu yüzden anneme Sadem'i takdim ettiğimde gözleri öyle bir ışıldadı ki, aralarında öyle bir temas geçti ki zevkten bayılacağımı sandım.

Annem ve Sadem ikili koltukta oturdular. Annem Sadem'in elini hiç bırakmadı. Heycanlı ve bir o kadar da telaşlıydı, birçok teklif sundu bize.

SademWhere stories live. Discover now