Bölüm 19 • Beyaz Boya Siyah Gitar

875 84 6
                                    

.:: Can Kazaz - Kırlangıçlar Gibi ::.
(Dünyanın en güzel şarkılarından biridir. Mutlaka dinleyin. Bugün, yarın, öbür gün ama mutlaka...)

Mutluluğumu, korkumu, endişemi ya da herhangi bir duygumu ölçtüğümü hiç hatırlamıyorum. 'Çok mutluyum' demişliğim olmuştur bazen ama hiçbir zaman derecelendirmenin üstüne çıkamadım. Bulduğum benzetmeleri uyduramadım duygularıma. Ya çoktum, ya az, ya da hiç...

O an istemsizce korktum. Kaçmak, saklanmak ya da kurtulmak için ne yapılırsa onu yapmak istedim. Zamanın durmasını ve bana kurtulma şansını vermesini istedim. Çok istedim. Fakat bunların hiçbirini yapamayacağımı idrak ettiğimde gerçek bu sefer tüm somutluğuyla karşımdaydı. Bahar tam önümde duruyordu.

Şaşkındı o da, benim gibi. Ama onun şaşkınlığına eşlik eden duygu korku değildi, benimkinin aksine. Daha farklı bir duygunun izlerini taşıyordu yüz ifadesinde. Belki de bu ifadeydi beni en çok korkutan. Ya da bu ifadenin gelecekte olacakları düşündürmesi...

Sadem, Deniz ve Eda bize beklenti içinde bakarken kararlaştırmıştım ne yapacağımı.

Boğazımı temizledim ve yüzüme ufak bir gülümseme ekleyip sağ elimi Bahar'a uzattım.

"Memnun oldum."

Bahar kısa bir süreliğine afallasa da çabucak toparladı ve elini bana uzattı.

"Ben de."

"E hadi, dikildik burada. İçeri girelim." dedi Deniz. Bunun üzerine içeri girdik. Onlar oturacak masa bulurken ben de Pelin ile sohbet eden Arda'yı kolundan tuttum.

"Küçük bir süre dilimi için sizi ayırmak zorundayım." dedim Pelin'e. "Geri getireceğim." diye ekleyip birkaç metre öteye çektim Arda'yı.

"Ne diye oradan oraya çekiştiriyorsun?" diye sitem etti Arda.

"Bahar burada."

"Ne?!"

"Bahar burada." Arda tekrar ettiğim bu minik cümle üzerinde kısa bir süre düşündü.

"Sadem'e herhangi bir-"

"Hayır," diye sözünü kestim "Hayır söylemedi ama her an her şey çıkabilir ağzından."

"Tam olarak nerede?"

"Kapıdan girişteki ilk masada. Sağda." Arda gözleriyle etrafı tararken ben o yöne bakmadım. Lakin Bahar'ın gözü her an üzerimde olabilirdi.

Arda onu bulmuş olacak ki yüz hatları gevşedi. Bir süre o şekilde Bahar'a baktı.

"Ne yapacağız?" dedi sonunda bana dönerek.

"Seni bilmem ama ben çoktan 'seni tanımıyorum' rölüne büründüm."

"Aynı rölü oynayalım."

"Oynayalım." dedim "Ben şimdi masaya gidiyorum, sen de gelirsin bir ara." Herhangi bir cevap beklemeden elimi Arda'nın sırtına vurdum ve masaya doğru ilerledim. Umarım hayırlı olan olur. Umarım hayırlı olan budur.

Bir sandalye çekip Sadem'in yanına, Bahar'ın karşısına geçtim.

"Hoşgeldin," dedi Sadem bana gülümseyip. O bana gülümseyince bir an her şeyi unuttum sandım ama her şey tam olarak karşımdaydı. "Ben de Bahar'a sesinin güzelliğinden bahsediyordum." diye devam etti Sadem.

"Evet baya methetti seni." dedi Eda gülerek.

"Önemli olan kalbinin de güzel olması."

Ben dahil herkes Bahar'ın söylediği bu cümlenin bıraktık kendimizi. Tamam, ben Bahar'ın bana burada bir şeyler ima ettiğini anlamıştım fakat Sadem ve diğerleri bu cümleyi garip bulmuşlardı. Oldukça garip.

SademWhere stories live. Discover now